21 Kasım 2018 Çarşamba

Uzlaşma - Şehir Tiyatroları


İlgili resim

Yazan: Cholelam Bert
Çeviren: Zeynep Su Kasapoğlu
Yönetmen: Aslı İçözü
Dramaturg: Arzu Işıtman
Sahne ve Kostüm Tasarımı: Zuhal Soy
Işık Tasarımı: Mahmut Özdemir
Müzik ve Ses Tasarımı: Ilgın İçözü
Oyuncular:
Zeliha Bahar Çebi
Işıl Zeynep
Gökçer Genç
Yeliz Şatıroğlu


Şehir Tiyatrolarının sezona hazırladığı yeni oyunlardan Uzlaşmayı seyrettik bu akşam. Son cümlemi baştan söylemek istiyorum. Ben Uzlaşmayı gerçekten beğendim. Konusuna gelince; üç yaşında ufak çocukları olan bir çift boşanmaktadır ama aralarındaki anlaşmazlık derin olduğu için hakim onları uzlaşma müessesesine göndermiştir. Uzlaşma görüşmelerinde onlara biri deneyimli, diğeri yeni mezun iki kadın danışman yardımcı olacaktır.

20 Kasım 2018 Salı

Senaryo - Siyah, Beyaz ve Renkli


senaryo siyah beyaz ve renkli tiyatro ile ilgili görsel sonucu

Yazan: Martin Crimp
Çeviren: Barış Arman
Yöneten: Mehmet Birkiye
Sahne Tasarımı: Cihan Aşar
Kostüm Tasarımı: Şirin Dağtekin
Işık Tasarımı: Emir Uçurçağ
İllüstrasyon: Şerif Karasu
Görsel Tasarım: İpek Kent
Oynayanlar:
Cem Özeren, Çağrı Şensoy, Güneş Sayın, İmer Özgün, Nişan Şirinyan, Salih Bademci, Tuğçe Yolcu

Senaryo benim Siyah, Beyaz ve Renkli tiyatrodan seyrettiğim ilk oyun. Oyundan sonra ilk izlenimim farklı sahnelenmiş bir oyun seyrettiğim şeklinde. Günümüz New York'unda geçen oyun bir yapım şirketinde başlıyor. Anne şirket sahipleri Andrew ve Jennifer'a hayat hikayesini anlatmaktadır. Daha doğrusu hayatını kamuya mal etmek üzeredir. Çünkü buraya giren hayatlar artık herkesin bildiği hikayelere, hikayeler de filmlere ve dizilere dönüşmektedir. Andy Warhol'un bir zamanlar öngördüğü gibi "herkes bir gün 15 dakikalığına meşhur olacak. Hikayeni bir kez anlattıysan, onun kontrolünü kaybedersin.


18 Kasım 2018 Pazar

Baş Belası - Sahne 27


baş belası tiyatro 27 ile ilgili görsel sonucu

Yazar: Sam Bobrick
Çeviren: Ekin Tuncay Turan
Yöneten: Melih Madan
Oyuncular:
Su Demir
Yiğiter Bür
İshak Burak Ocak


Sam Bobrick evvelce oyunlarını seyrettiğim bir oyun yazarı. Daha Önce Ali Poyrazoğlu tiyatrosundan Oğlum Çiçek Açtı, Duru Tiyatro'dan İki Bekar ve Komedia Türk'den Travis Pine oyunlarını seyretmiştim. Biyografisinde en sevilen oyunlarından birisinin de Baş Belası olduğunu okumuştum. Sahne 27 diye daha önce duymadığım bir tiyatro topluluğunun oyunu sahnelediğini duyunca da hemen biletimi aldım.   

Oyun bir psikiyatrisin muayenehanesinde geçiyor. Kendi kendisine "sinir bozucu adam" teşhisi koyan Ethan bu durumundan kurtulabilmek için Dr. Wells'in muayenehanesine gider. Ethan aslında kendisinin düşündüğünden çok daha fazla sinir bozucudur ve Dr Wells ile yaptığı bir kaç seanstan sonra elde ettikleri tek gelişme Dr. Wells'in ayarlarının bozulmasıdır ve Dr. Wells'in bir müddet işinden uzak kalması gerekmektedir.


11 Kasım 2018 Pazar

Cadı Avı - Kadıköy Emek Sahnesi

cadı avı tiyatro ile ilgili görsel sonucu
Yazan: William Shakespeare
Çevirmen: Talat Sait Halman
Uyarlayan / Yöneten / Besteci / Dekor Tasarımı: Engin Alkan
Dramaturg: Sinem Özlek
Koreograf: Senem Oluz
Kostüm Tasarım / Uygulama: Candan Seda Balaban
Işık Tasarımı: Cem Yılmazer
Müzik: Altuğ Kutluğ
Orkestra Şefi: Merve Sarıkaş
Afiş Tasarımı: Şeyda Özdeğer
Oyuncular:
Ayşegül Sünnetçioğlu, Pınar Yıldırım, Emre Yetim, Mert Arat, Makbule Sitare Akbaş

Bu tiyatro beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı. Bu akşam da nefis bir oyun izledik. Bizi Macbeth'in cadıları karşıladı. Acı üstüne acı, kan üstüne kan. Kayna kazanım kayna, yan ateşim yan. Sonra Macbeth'in cadıları Anadolu'nun kadın tanrılarına dönüştüler. Bu toprakların belki de en eski tanrıçası, Sümerlerin Bereket tanrıçası İnanna, Tanrı Zeus'un gözdesi, karada, denizde ve yer altında söz sahibi olan, üçyüzlü ay tanrıçası Hakete ve dünyalar güzeli aşk tanrıçası Venüs. Bu üç kadın insanlık tarihinin farklı dönemlerinde tanrıçalık yapsalar da (acaba "hüküm sürseler de"demek daha mı doğru olur, bilemedim) aslında matruşka kadınlar gibi birbirinin içine geçmiş, küllerinden kendisinden sonraki tanrıçaya yol açmışlar.


2 Kasım 2018 Cuma

Rus Besteciler Konseri - İstanbul Devlet Opera ve Balesi


rus bestecileri konseri ile ilgili görsel sonucu


Süreyya Operasında yine çok keyifli bir akşam. Perihan N. Artan, Utku Bayburt, Arzu Bozkurt, Yoel Keşap, Hüseyin Likos, Ayten Tekel'in sesinden Korsakov, Çaykovski, ahmaninov, Musorgski'den seçilmiş aryalar diledik. Solistlere piyanoda Yuliya Bapova eşlik etti. Tekrarı var. Kaçırmayın.





1 Kasım 2018 Perşembe

Can Yeleği - Şehir Tiyatroları


can yeleği tiyatro ile ilgili görsel sonucu

Yazan: Gönül Kıvılcım
Yöneten: Nihat Alptekin
Sahne ve Kostüm Tasarımı: Aysel Doğan
Işık Tasarımı: Mustafa Türkoğlu
Efekt Tasarımı: Metin Küçükyılmaz
Video Tasarımı: Mustafa Küçücük
Oyuncu:
Elçin Atamgüç

Şehir Tiyatrolarının yeni sezona hazırladığı Can Yeleği oyunu hayatımıza ansızın giren, istesek de istemesek de yüzleşmek zorunda kaldığımız Suriyeli göçmenleri anlatıyor. Öğretmen bir anne, mühendis bir baba, iki erkek çocuk. Suriyeli bir aile. Vatanı olan, evi, malı, mülkü olan, işi olan, kökleri olan bir aile. Ellerindeki her şey birden bire yok oluyor ve kendilerini Türkiye'de, sefil bir hayatın içinde buluyorlar. Her şeylerini artlarında bırakıyorlar ama acılarını, kayıplarını, korkularını, özlemlerini yanlarında getiriyorlar. Bu ailenin başından geçenleri Elçin Atamgüç'ün oynadığı Suriyeli anne anlatıyor bize. Kocasını, çocuklarını, ardında bıraktıkları dünyalarını onun anlattıklarıyla, onun gözünden tanıyoruz. Can Yeleği seyretmesi zor bir oyun çünkü bize dinlemesi zor şeyler anlatıyor, çünkü bizim görmek, duymak istemediğimiz şeylerden bahsediyor.


27 Ekim 2018 Cumartesi

Kendi Gök Kubbemiz (Yahya Kemal) - İstanbul Devlet Tiyatrosu


kendi gök kubbemiz ile ilgili görsel sonucu

Yazan: Sönmez Atasoy
Yöneten: Okday Korunan
Dekor - Kostüm Tasarımı: Şirin Dağtekin Yenen
Işık Tasarımı: İ. Önder Arık
Oyuncular: Okday Korunan
Müzik: Timur Selçuk

İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun bu sezona hazırladığı yeni oyunu Kendi Gök Kubbemiz (Yahya Kemal)'i seyrettim. Yahya Kemal'in ağzından, onun şiirlerinin rehberliğinde çocukluğuna, gençliğine, Paris günlerine, hayatına değen insanlara, Atatürk'e, büyük elçilik yıllarına, özetle yaşamına tanıklık ediyoruz. Bugüne kadar sadece şair kimliğiyle tanıdığım (kendi adıma söylüyorum) Yahya Kemal'in çok farklı yönlerini öğreniyorum. Sahnedeki Yahya Kemal tüm bunları o kadar güzel, o kadar dinlenesi anlatıyor ki. Anlattıklarına o kadar şaşırıyorum ki. Ne kadar sıra dışı, ne kadar cesur, ne kadar başarılı bir hayat. Mesela 18 yaşında Marsilya'ya, oradan Paris'e kaçmak nasıl bir cesaret, nasıl bir gözükaralıktır? Bir taraftan da eğitimini tamamlamak, hem yabancı hem de Türk sanat çevreleriyle hercümerç olmak. Sonra  Atatürk'le bir araya gelmek, büyük elçilik yapmak. Ne kadar renkli, ne kadar entelektüel bir hayat. Oyundan aklımda kalan cümle, kendisini hastanedeki hemşireye tanıttıktan sonra umarım hayal kırıklığına uğramadınız diyor. "bazen şiiriyle şairin kalıbı birbirine uymaz"