
(Robinson Crusoe - Edebiyat)
Nasıl başladığımla başlayayım. Liseden beri düzensiz
aralıklarla da olsa düzenli şekildi okumaya alıştırdım kendimi. Sürekli bi’
kitap listeleri hazırlayıp, sıralamasını yapardım lakin daha hiç o listeyi
tamamlamış değilim. Elimdeki listeyle gittiğim kitapçıdan tabiri caizse beni
çağıran kitabı alıp çıkıyordum. Henri’nin Kelebek’ine de böyle başladım.
Düzensiz bir kitap okumama boşluğundan sonra kitaplığımdaki Kelebek 1 hafta
içimde kıvrandı durdu. Oku beni. Oku beni. Oku beni.
Kitabın beni en çok şaşırtan noktası kendi eksikliğimden
kaynaklanan, yaşanmış bir hikayenin, bir ömrü direkt sahibi tarafından
anlatıldığını bilmiyor oluşumdu. Bir hapishanede kahramanımızın tutukluluk
halinde başlayan hikayesi, mahkeme kapılarının açılması ve -Henri’nin bize
anlattığı kadarıyla- savcının yaptığı binbir dalavere ile başlıyor.