19 Nisan 2017 Çarşamba

Şatonun Altında - Fiziksel Tiyatro Araştırmaları




şatonun altında ile ilgili görsel sonucu






(Nazimo - Tiyatro)

Proje Tasarımı ve Uyarlama: Pınar Akkuzu, Gülden Aras
Yazan: William Shakespeare
Yöneten: Güray Dinçol
Oyuncular: Pınar Akkuzu, Gülden Arsal
Proje Asistanı: Tuba Keleş
Sahne Kostüm Tasarımı ve Uygulama: Fiziksel Tiyatro Araştırmaları
Görsel Tasarım: Uğur Açıkgöz

Çok acayip bir şey seyrettik bu akşam. Ağzım açık seyrettim de diyebilirim. Yok, acayip bir şey demek eksik oldu. Çok acayip iki şey seyrettik bu akşam. Mei ve Po. Onlar kim mi? Aslında kim diye sormaktansa ne diye sormak daha doğru olacak galiba. Onlar bir çeşit canlı. Fiziksel olarak insana benziyorlar. Daha doğrusu insanın kötü çizilmiş karikatürleri gibiler.






Macbeth'in şatosunun altında yaşıyorlar. Evet, o ünlü Macbeth'in. Ne zamandır orada yaşıyorlar bilmiyoruz. Onlar da bilmiyorlar zaten. Belki de ezelden beri. Yaşları var mı, ölümlüler mi, onu da bilmiyorum. Söz konusu Mei ve Po ise her şey mümkün gözüküyor. İşleri çamaşır yıkamak. Şatonun tüm kirli çamaşırlarını onlar yıkayıp, yunmuşlar.  Ve her şeyi, tüm olanı biteni duymuşlar. Şatonun altından, tüm deliklerden, kuytulardan Macbeth'in hikayesi onlara sızmış.



Bu iki ucube ne duydularsa, bize bir bir bir anlattılar. Hiç utanmaları olmayan, delilikle dahilik arasında gezinen bu yaratıklar bizi kimi zamana hayrete düşürdüler kimi zaman da dehşete. Canlandırdıkları yaratıklar her ne ise tam da kendilerine yakışacak şekilde davrandılar, kendilerince tepkiler verdiler. Ve onların anlattığı Macbeth inanılmaz komikti, farklıydı. Onlar hikayelerini anlatırken çok edepsiz, çok fütursuz ve çok Mei ve Po'ydular. Çok güldük. O canım trajedi şatonun duvarlarının arasından geçip çamaşırlığa geldiğinde bildiğiniz komediye dönüşmüştü. İhanet aynı ihanet, vahşet aynı vahşetti ama olaylar Mei ve Po'nun ruhuyla yoğrulurken kendi vücutları gibi yamuluyor, sihirli aynalardan yansıyan, aslı aynı sureti farklı komik görüntülere dönüşüyordu.  Şoktan şoka girerek inanılmaz bir seyir deneyimi yaşadım.

Oyuncuların kostümleri ve yüzlerine uygulanan maske makyajı çok başarılı. Ben de farklı bir tür canlı seyrettiğim duygusunu yaratan kostümlere yapılan, hareketleri ortaya çıkaran, hatta büyüten amorf eklemelerdi. Ve dekor. çamaşır ipi, çarşaflar, mandallar ve bir leğenden oluşan dev dekor. Işıkla birleşince inanılmaz görüntüler ortaya çıktı. Her şeyi anlatmaya da yetti. Çarşaf deyip geçmemek lazım yani.





Şatonun Altında oyunu Fiziksel Tiyatro Araştırmalarının ilk oyunuymuş. Yaklaşık 6 ayda çıkarmışlar oyunu ortaya. Oyuncular vücutlarının her bir uzvunu bir enstrüman çalar gibi virtüöz yetkinliğiyle kullandılar. Bu oyunda çıtayı öyle yükseğe koydular ki, acaba bizi bu oyundan sonra nasıl ve neyle şaşırtabilirler, gerçekten merak ediyorum.

Şatonun Altında oyunun şimdiye kadar görmediyseniz, mutlaka gidip izleyin. Bu oyun kaçmaz.




Sizlere Not: Sahnelerde neler oluyor facebook'da entelektüelbaykuşlar isimli sayfamda yaptığım güncel paylaşımlardan takip edebilirsiniz.

Meraklısına Video: Kendi çektiğim selam videosunu paylaşıyorum. Siz de görün onları.




Kendime Not: Bizim ekip ben ve Müge

Kendime Resim:


Bundan sonrası meraklısına notlar:

Oyundan sonra Fiziksel Tiyatro Araştırmaları kimdir, ne yapar diye internette biraz turladım ve oyunun yönetmeni Gürol Dinçol ile Duvar gazetesinde yapılan bir röportaja rastladım. O zaman sahnede seyrettiğimiz şeyin ne olduğu konusunda biraz fikrim oluştu.

Soru: Fiziksel Tiyatro Araştırmaları ne zaman kuruldu? Kimlerden oluşur?
Cevap: FTA, İstanbul'da eğitim veren Fiziksel Tiyatro ve Komedi Okulu'ndan bir araya geldi. Dört ayrı modülden oluşan profesyonel oyunculuk okulu "Fiziksel Tiyatro ve Komedi Okulu". Fransız pedagog Jacques Lecoq'un pedagojisinin takip edildiği okulda, bir çok fiziksel tiyatro stili öğretiliyor. FTA da okulda çalışılan bu stilleri araştıran ve esere dönüştüren bir tiyatro. Temel amacımız ülkemizde çok rastlamadığımız maske oyunculuğu, grotesk oyunculuk, clown, fiziksel hikaye anlatıcılığı gibi alanları oyunlarımız aracılığıyla araştırmak ve seyirciyle buluşturabilmek. Okulun eğitmen ve öğrencilerinden kurulu bir kadromuz var.

Yine bir başka yazıda da Bufonlar'dan bahsedildiğini duydum. Lecoq pedagojisinin en özgün stillerinden biri olan Bufonlar oyunun temel yapısını oluşturuyor. (Benim tam olarak isimlendiremediğim Mei ve Po meğer bufonmuşlar) "Hiçbir şeye inanmamak ve her şeyle dalga geçmek için sahnede var olan, yer altı dünyasına ait bu yaratıklar için bir oyun oynamak, alay etme ve taklit aracıdır yalnızca" diye yazmışlar internetteki çeşitli haberlerde. (hepsinde aynı ifadeler)


Burada da bir diren sanattan bir yazı paylaşıyorum. Oyunla ilgili ve de kullanılan tekniklerle ilgili. İsterseniz okursunuz.






2 yorum:

  1. Teşekkür ederiz incelikli yazınız için.Oyunda hedeflediğimiz ruhu çok iyi özetlemişsiniz. Tüm FTA ekibi adına sevgiler.
    Güray Dinçol

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mesajınız beni çok mutlu etti. Benden de tüm FTA ekibine sevgiler. Takipçinizim.

      Sil