Franklin Flayer – Nicholas
Christopher
Yazan: nazimo Kategori: Kurgu
Franklin Flayer 1929 yılında Büyük Buhran’ dan bir kaç saat önce, 11 aydır
gidip geldiği işinden istifa etmiş ve biraz hava almak için çalıştığı ofisin de
içinde yer aldığı Küre Binasının çatısına çıkmıştı. Uzaklardan gelen oyuncu bir
rüzgar –belki de kaderin nefesi- başındaki sarı şapkasını uçurarak
karşıdaki Buz ve Ateş Sigorta Şirketi binasının 60 katındaki açık bir
camdan içeri savurdu. Franklin aşağıya inerek, şapkasını almak üzere söz konusu
binadaki 6000 numaralı terkedilmiş ofise gitti. Bu 6000 numaralı ofise ilk
girişiydi. 6000 numaralı ofis, onu ofise getiren sarı şapkası, ofiste üzerine
uzanıp yattığı terk edilmiş koltuk, masada bulduğu bir kadın fotoğrafı ve
kaderin onu itekleyen nefesi aslında bir şekilde onu bir daha hiç terk etmedi.
Kitap, 29 Ekim 1929 Kara Cuma’sından başlayarak, Franklin Flayer’ın 1942
yılına kadar başından geçen inanılmaz renkli ve heyecanlı olayları anlatıyor.
Kah bir mucidin yanında yardımcı olarak çalışıyor, kah kutuplarda pusula deneyi
yapan bir gemide miçoluk yapıyor. En önemli hayat arkadaşıyla da yolu burada
kesişiyor. Batan gemiden sadece o ve geminin kedisi Archie kurtuluyor. Sonra da
bir daha ayrılmıyorlar zaten. Derken kendini “zilyum” madenini II. Dünya
Savaşın’ da Führer’in emrine sunmak isteyen karanlık adamların tercümanı olarak
buluyor.