Şairin Romanı - Murathan
Mungan
Murathan Mungan’ın son kitabı Şairin Romanı'nı maalesef bitirdim.
Maalesef diyorum, çünkü bitmesin diye kitabı usul usul, azar azar okudum.
Romanın sonunda “1995-2010” ibaresi yer alıyor. Kitabın yazımı 15 yıl sürmüş.
Tarihleri görür görmez düşündüğüm ilk şey her bir gününe değmiş oldu.
Çok uzun zamandır bu kadar etkilendiğim bir roman olmamıştı. Bu romanın Türkçe
yazılmış olmasının büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Kitap, konusunun
yanında anlatımı ve diliyle de beni büyüledi. Bir çok paragraftan
sonra kendimi budur işte derken buldum.
“Gemann, sabah, tam hesapladığı gibi gün doğarken giriyor Kohragandt’a. Bütün şehir uykudayken. En sevdiği şey buydu. Bir şehre uyurken girmek… Sokaklar henüz akmaya başlamamış, gündeliğin dağınık hikayeleriyle meydanlar kalabalıklaşmamış, hayat tekrarlar ve rastlantılarla saçaklanmamışken. Pazarlara tezgahlar kurulmamış, balkonlara çamaşırlar asılmamışken. Şehir henüz sessizliğin elindeyken. Sabah nemiyle kabaran saksı çiçeklerinin, balkon arsızı gür sarmaşıkların kokusunun ortalığı sardığı, şehrin sarısabır rengi taş döşeli sokaklarında, atının usul ve kendinden emin adımlarıyla Güvenlik Merkezi’ne doğru ilerlerken, burayı hep sevmiş olduğunu düşünüyor. Ekmek fırınlarından yükselen günün ilk ekmeğinin buğusu hayatın başladığını söylüyor ona. Her şehrin ekmek kokusu farklıdır; biliyor. “