Geber Anne – Sezgin Kaymaz
Beni çok şaşırtan bir fantastik romanın son satırlarını biraz evvel
bitirdim.
Melek ve kocası Şükran
İsmailoğlu, iki oğulları ile birlikte mutlu bir hayat sürmektedir. Melek Anne
özellikle “Sarı Prensim” diye çağırdığı küçük oğlu Tayfun’u ayrı bir
sevmektedir. Kendi deyimiyle Sarı Prensi onun biricik aşkıdır.
Sarı Prensin 17. yaşına
basacağı gün, tüm ailenin hayatını değiştirecek bir olay yaşanır.
Arkadaşlarıyla doğum gününü kutlamaya giden Tayfun eve, döneceğini
söylediği saatten 2 saat evvel gelir. Şaşkınlık içerisinde köpekleri Sarı’nın
bahçeye kapatılmış olduğunu fark eder. Halbuki Melek Anne asla Sarı’nın
dışarıda yalnız kalmasına izin vermez. Kapıyı aceleyle açarak içeri girer.
Balkonda yerde kırılmış saksı çiçeğini görür. Melek Annenin “küçük orospu” diye
sevdiği ve özenle yetiştirdiği çiçeği yerlere saçılmıştır. Annesi şaşırtıcı bir
şekilde çağrılarına cevap vermemektedir. Annesinin yatak odasından gelen
sesleri duyar. Fısıltılar ve somya gıcırtıları. Sarı Prens içindeki meraka daha
fazla dayanamaz, odanın kapısını açar ve dolabın içine doğru çekilen tanımadığı
bir erkek bacağını görür. Sarı Prens her şeyi anlamıştır. Melek Anne’ye döner
ve Geber Anne diyerek evden ayrılır.