Çehov Makinası - İstanbul Devlet Tiyatrosu
(yazan Nazimo - Tiyatro)
2 perde
Yazan: Matei Visneic
Çeviren: Mete Gürman
Yöneten: Müge Gürman
Dekor Tasarım: Zeki Sayaroğlu
Kostüm Tasarım:Şirin Dağtekin Yenen
Işık tasarım: Akın Yılmaz
Oyuncular: Anton Çehov - Fatih Sönmez, Bobik - Hakan Vanlı, Vanya Dayı - Levent Öktem, Şahin Çelik, Erkan Taşdöğen, Nalan Okçuoğlu, Eren Balkan, Senem Öge, Çağrı Şensoy, Arda Baykal, Toygun Ateş, Duygu Gökhan, İsmet Vural,Didem Ertan, Aslı Özsaraç, Pınar Tuncagil
Bugün Üsküdar Tekel Sahnesinde çok değişik bir oyun izledim. Öncelikle şunu belirtmek isterim. Neredeyse 150 yıldır Çehov ve oyunları üzerine profesyoneller tarafından binlerce sayfalık bir külliyat yazılmıştır. Benim konuyla ilgili hiç bir iddiam yok. Sadece bir oyun seyrettim ve hissettirdiklerini yazıyorum.
Çehov ölüm döşeğindedir. Ama inatla yatağından kalkıp dışarıya çıkmak istemektedir. Çıkar da. Yaptığı yolculukta yazdığı tiyatro oyunlarındaki karakterler kendisini karşılar ya da karşına çıkar ya da onlarla buluşur. Her ne dersek artık. Bu buluşmalar bir çeşit hesaplaşma, karakterlerin geçmişi, sonrası, Çehov'a soruları, Çehov'un yazdıklarına dair kendiyle hesaplaşması şeklinde sonuçlanır. Oyunun tam olarak anlaşılabilmesi için Çehov' un 5 büyük tiyatro oyununun okunması bence gerekli. İvanov, Martı, 3 kız kardeş, Vanya Dayı ve Vişne Bahçesi. Repliklerin bir kısmı direk karakterlerin oyunlardaki replikleriyle bire bir aynı.
Çehov kendi karakterlerine doğru bir yolculuğa çıkarken, Vişne bahçesi oyunundaki bir yolcu da tüm oyunların içinden geçerek tren istasyonuna ulaşmaya çalışmaktadır ve rastladığı karakterlere tren istasyonuna nasıl gideceğini sormaktadır. Aslında o istasyon Çehov'u bu dünyadan götürecek olan trenin kalkacağı istasyondur. İki yolcu da aynı menzile doğru yol almaktadır. Ve doktorlar. Çehov'un hemen hemen tüm oyunlarında bir doktor vardır. Belki de bunun sebebi Çehov'un kendisinin de doktor olmasıdır. Tabi ki oyunlarındaki doktorların Çehov'a söyleyecekleri vardır. Kız kardeşler niye Moskova'ya gidemediğinin hesabını sorarken, İvanov'un veremden ölen karısı kendisiyle aynı hastalıktan ölmek üzere olan Çehov'a sanki oh olsun demeye gelmiştir.
Oyunun her anında inanılmaz bir emek var. Tekel sahnesinin üzerinde buraya ait olmayan, sanki başka bir alemden süzülüp gelmiş bir dünya kurulmuş. Bir çeşit Araf'tan yayın.
Üsküdar Tekel Sahnesinin ışık, efekt ve sahnenin fiziksel koşulları bakımından çok kendine has ve özel imkanları var. Zaten bu oyunun da bu sahneden başka bir devlet tiyatrosu sahnesinde sergilenebilme imkanı yok. Oyunda hemen hemen hiç dekor kullanılmadan, makyaj, kostüm, ışık ve efektlerle sahnede bu sene gördüğüm en etkileyici görüntüler yaratılmıştı. Oyundaki her sahne rüyalardan fırlamış gibiydi ya da bu dünyaya ait değildi. Çehov'un oyunları okunmamış dahi olsa, görsel şöleni seyretmek için bile gitmeye değer bence. Ben oyundan inanılmaz keyif aldım ve etkilendim. Fırsat bulursam bir daha görmek isterim. Gece ay ışığı altında, lapa lapa karın yağdığı bir sahne var ki, unutulmazlarım arasına girdi.
Oyunculuklar gerçekten çok etkileyiciydi. Fakat Bobik rolünde Hakan Vanlı'nın ikinci perdedeki performansı beni gerçekten çok etkiledi.
Gidin, görün derim ben.
Kendime Not: bizim takım ben, annem, kızım, arkadaşım Binnur
Kendime Resim:
Edit 1:
21.02.2016 bu oyunu bugün ikinci kez izledim ve yine çok etkilendim. İlk seyirden sonra oyun üzerinde etraflıca düşünme şansım olduğu için bu izlememden çok daha fazla keyif aldım. Çehov'un oyunlarındaki kahramanlar hep mutsuz insanlar. Mutlu olsalar bile bu durum kalıcı olmuyor ve bu kahramanların eline kendilerine mutsuz kaderler yazan çehov'la yüzleşme şansı geçiyor. Çehov'un tüm oyunlarını bu oyunu ilk seyredişime hazırlık olsun diye okumuştum. Bu oyun Çehov'un oyunları ile ilgili çok farklı düşünce yolları açtı önümde. Kahramanlar ete kemiğe büründü ve ben onları çok daha yakından tanıma şansı buldum. Bu oyunu mutlaka izleyin derim.
Kendime Not: bizim takım ben, gülden, handan ve kızım
Kendime resim:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder