Eser: Kazancakis
Beste: Mikis Theodorakis
Libretto ve Koreografi: Lorca Massine
Orkestra Şefi: Bujor Hoinic
Dekor ve Kostüm: Gürcan Kubilay
Işık Tasarımı: Fuat Gök
Balet ve balerinler:
Zorba: Burak Kayıhan
John: Eren Keleş
Marina: Özge Onat
Manilioes: David Khozasvhili
Madame Hortance: Sanem Subaygil
Solist: Selva Erdener
Baş Kemancı: Tayfun Bozok
9. Uluslararası İstanbul Opera Festivali kapanışı Ankara Devlet Opera ve Balesince sahnelenen Zorba balesiyle yaptı. Konusunu Kazancakis'in aynı isimli ünlü romanınından alan eserin müzikleri yabancısı olmadığımız, Zülfü Livaneli ile yaptığı ortak çalışmalardan da tanıdığımız Mikis Theodorakis'e ait.
Balenin konusuna gelince; küçük bir Yunan kasabasına John isimli bir Amerikalı gelir. Adadaki yerel hayatın cazibesine kapılır, oranın parçası olmak ister ve adada yaşayan güzel dul Marina'ya aşık olur. Marina kendisinden hoşlanan, kasabanın yakışıklı gencinin aşkını red etmiştir ama John'un duygularına karşılık verir. Kasabalılar bu melez aşka karşı çıkarlar. John ve Marina'ya sadece adada yanlız başına yaşayan Zorba sahip çıkar. Onun yardımıyla aşklarını yaşama şansını yakalarlar. Ama köylüler bu aşka izin vermezler. John ve Marina öfkeli kalabalığın arasında kalır. Zorba John'u onların elinden kurtarır ama Marina'ya gücü yetmez maalesef. Marina'nın ölümüyle hayata küsen Zorba teselliyi sırtakide bulur. Kasaba halkı da bu dansa katılır.
Bu akşam görsel olarak nefis bir gösteri izledik. Dekor, müzik, kostümler, koreografi çok başarılıydı. Özellikle finaldeki sırtaki dansı o kadar etkileyiciydi ki, kaç kez bis yapıldığını sayamadım bile. Ama balenin konusunu danslardan çıkarmam pek mümkün değildi. Konu dans ve müziğin arasında kaynayıp gitmişti.
Kitabın film uyarlamasında Anthony Queen Zorba rolüyle parlamış, o muhteşem müzikle yaptığı dansın olduğu sahne sinema tarihinin ölümsüzleri arasına girmişti. Bu akşam balede de aynı şey oldu ve Zorba rolünde Burak Kayıhan dansıyla parladı. Onu sahnede seyretmek gerçekten keyif verdi. Özellikle üç anarol erkeğin birlikte dans ettiği sahneler çok etkileyiciydi. Sahnede yarattıkları enerji hepimizi etkisi altına aldı.
Eğer Kazancakis'in kitabını daha önce okumadıysanız, film uyarlamasını seyretmediyseniz, o kasabada yaşanan trajediyi anlamak için baleyi seyretmek tabi ki yeterli değil ama Zorba'yla tanışmak için bence iyi bir başlangıç.
Bu akşam orkestra çukurundaki müzisyenlere kalabalık olduğunu düşündüğüm bir koro da eşlik etti. İlk defa orkestra çukurundan şarkı söyleyen bir koro dinledim. 2 güzel aryayla danslara solist Selva Erdener de eşlik etti.Keşke şarkı sözlerinin tercümesi üst yazı olarak bizimle de paylaşılsaydı. Belki o zaman hem konuya hem de balenin ruhuna daha fazla hakim olabilirdik.
Baleyi isteyenler yeni sezonda Ankara'da izleyebilirler. Bu güzel akşam için Ankara Devlet Opera ve Balesine teşekkürler.
Sizlere Not: Sahnelerde neler olduğunu facebook'da entelektüelbaykuşlar isimli sayfamdaki paylaşımlardan takip edebilirsiniz.
Meraklısına Video: Kendi çektiğim selam videosu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder