Yazar: Şebnem İşigüzel
Yönetmen: Berfin Zenderlioğlu
Yönetmen Yardımcısı: Deniz Biber
Koreograf: Dicle Doğan
Işık ve dekor tasarımı: Cem Yılmazer
Kostüm: Natali Yeres
Müzik: Burçak Çöllü
Oynayan: Nazan Kesal
Bu akşamın oyunu İranlı kadın şair, yönetmen, çevirmen Furuğ Fehruzad'ın hayatını anlatan, Şebnem İşigüzel'in yazdığı Yaralarım Aşktandır'dı.
32 yaşında trafik kazasında ölen Furuğ'un gömülmesine mollalar izin vermez. Sağlığında yazdığı şiirler ve yaşadığı hayat nedeniyle mollalar genç kadının cesedini cezalandırmaktadır. Kadının cesedi suçludur. Bedeni iki gündür (kendi deyişiyle) toprağa emanet edilmeyi beklemektedir. İki gündür kendi arafındadır ve oradan son kez kendi hayatının şiirini anlatır bize. Şiir dilli bir kadındır Furuğ. Şiirler söyler. Erkeğin kadına, hatta erkeğin erkeğe şiirler düzmesine icazet vardır da, bir kadının bir erkeğe şiir düzmesi kabul edilemez. Ama o susmaz, susamaz. Yazmazsam içimdekiler beni zehirler diye feryat eder. Doğduğu topraklara aykırı bir kadındır. Yanlış toprakta yetişmiş çiçek gibi. Ya da doğdu topraklar ona aykırıdır, o topraklar zehirlidir demek daha doğrudur belki. Ve ayrık otu olmanın, hayır öyle demek istemiyorum, zehirli topraklarda açan nadide bir çiçek olmanın bedelini kısacık hayatının her anında öder.
Bana en çok dokunan yer babasının musalla taşında kendisini görmeye geldiği anı anlattığı bölümdü. Çocukluğunda ve tüm yaşamında sevgisini göstermeyen babası Furuğ'un başını ölüyken bile okşayamadı ya, elini uzatıp dokunmadan çekti ya, içim acıdı.
Yaşadığı dönem aydınların hapiste ya da sürgünde olduğu günler, Şah'a hayran asker bir baba, kendinden yaşça büyük ama deli gibi aşık olduğu, evlenmek için ailesine karşı büyük mücadeleler verdiği bir koca. Önce aşk vardı, ya sonra? Sonra baba evi, koca evi, baba evi, koca evi, akıl hastanesi, baba evi, koca evi. Nereye kadar? Evlerin dışı aydınlık, içleri karanlık. İçeride hep mutsuzluk ama inadına yaşam.
Çok yarım kalmış bir hayat Furuğ Fehruzat'ın hayatı. Şebnem İşigüzel insanın içine işleyen, ciğerini tırmalayan bir metin yazmış. Bir taraftan da içinizi soğutan bir metin çünkü ölümünden yıllar yıllar sonra, bu oyun sayesinde Furuğ Fehruzad'a sesini duyurabilmesi için bir son söz hakkı verildiğini, iyi ki de verildiğini düşünüyorsunuz. Hiç değilse ben onu duydum diyorsunuz.Ve Nazan Kesal'ın Furuğ Fehruzad'ı ete kemiğe büründüren, ona kan can veren muhteşem performansı. Nazan Kesal o kadını oynamadı da sanki yaşadı ve bize de yaşattı.
Seyrederken canım çok acıdı benim. O kadına, zehirli topraklarda doğmuş tüm güzel insanlara, yarım kalmış hayatlara, söylenememiş sözlere, yazılamamış şiirlere, eksik kalmış, alınamamış nefeslere üzüldüm. Şebnem İşigüzel'in yazdığı her cümle demir bir leblebi oldu ağzımda, ne yutabildim, ne çiğneyebildim. Oyunun dekor tasarımı ve ışık uygulaması Furuğ Fehruzad'ı sarıp sarmaladı ve Nazan Kesal'ın yarattığı duyguyu bize aktaran bir köprü vazifesi gördü.
Ben bu akşam bir ölünün sesine kulak verdim. Bize hiç eskimeyen, eskiyemeyen, o topraklardan, bu topraklardan bir öykü anlattı. Siz de kulak verin..
Sizlere Not: Sahnelerde neler olduğunu facebookda entelektüelbaykuşlar isimli sayfamdan takip edebilirsiniz. Instagramda @ebru_tarm adresindeyim.
Meraklısına Not: Kim bu Furuğ Fehruzad?
Özet bir bilgi paylaşacaktım ama leblebitozu sitesi Furuğ Fehruzad için o kadar güzel bir dosya hazırlamış ki, onu bulduktan sonra başka bir şey yazmaya gerek olmadığını düşündüm. Onu da buraya bırakıyorum.
Meraklısına Video: Kendi çektiğim selam videosu
Kendime Not: Bizim takım yalnız seyrettim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder