Yatak Odası Dersleri – Tom
Perrotta
Yazan: nazimo Kategori: Kurgu
Tom Perrotta ismine Oray Eğin’ in bir köşe yazısında rastladım. Tom
Perrotta’ nın Türkiye’ de hakkettiği ilgiyi görmediğinden bahsediyordu. Ben de
bu yazarı hafızamda bir yerlere aldım. Aylar sonra, yine bir yazısında, yazarın
yeni bir kitabının çıktığını haber verdiğinde almak farz oldu dedim ve Siren
yayınlarından çıkan Yatak Odası Dersleri adlı kitabı aldım.
Kitabın arka kapak tanıtım
yazısından;
“Bir grup insanın çevrenizde
güç odağı haline geldiğini ve neye inanıp, nasıl yaşayacağınızı belirlediğini
düşünün…. İnançlarımız sadece size ait olmaktan çıkıp başkalarınca
sorgulanabilir mi? Ya ilişkileriniz? Kimliğiniz? Çocuklarınızı nasıl
yetiştireceğiniz? Cinsellik bile “öğretilirken,” aşka, mutluluğa ve kendi
doğrularınız ışığında yaşayacağınız bir hayata inancınız sağlam kalabilir mi?”
Kitap, küçük bir kasabada,
aydınlanma kiliseleri mensubu bir grup aşırı muhafazakar insanın
baskısıyla kasaba halkının günlük hayatının akışında meydana gelen
değişiklikleri okuması kolay ve akıcı bir dille anlatıyor. Kitabın
başlıca kahramanları; kasabanın lisesinde cinsellik dersleri veren, boşanmış,
40 yaşında, iki çocuklu bir kadın öğretmen, iki kızı, okul kız futbol takımını
çalıştıran, eski müzisyen, eski esrarkeş ve eski sarhoş, yeni dindar, yeni
kilise mensubu, bir kız çocuk babası, dul futbol koçu. Amerikan romanlarının
olmazsa olmaz gay çifti. Yeni dindarın yeni karısı, eski karısı ve eski
karısının yeni kocası, yeni kocasının parası, lüks evi ve jipi. Cinsellik
öğretmenin eski kocası, kasabada faaliyet gösteren çeşitli aydınlanma
kiliselerinin rahipleri, v.s..
Kasabada hayat normal akışında
giderken, bir grup tutucu insan, okul komitesinde söz sahibi olur ve
okulda alınan cinsellik eğitiminin içeriğini değiştirir. Mevcut sistemde
cinsellik dersi, gençlerin lise çağında cinselliği yaşayacağı düşünülerek,
onları hastalıklardan ve istenmeyen gebeliklerden koruyacak şekilde işlenirken,
güç odaklarının değişmesinden sonra, okula rehberlik yapmak üzere gelen, 28
yaşındaki, bekar, güzel, seksi ve bakire eğitmenin gözetiminde, cinselliğin
evlenmeden yaşanmaması gereken bir deneyim olduğu minvali üzerine
yerleşir. Önceden güvenli seksin yöntemleri anlatılırken, yeni
sitemin mottosu ”Güvenli Seks Yoktur” olarak belirlenir.
Kitap daha çok, kiliseye ve
İsa’ nın öğretilerine sıkı sıkıya bağlı insanların nasıl yaşadığını anlatıyor.
Hemen hemen hepsi farklı bir sebepten dolayı İsa’nın yolunu seçmiş. Bir
aydınlanma anı yaşamış. Hatta onlarda da, bizde dini kitap satan dükkanlarda
satılan cinsten, yatak odası ritüellerini düzenleyen “Hıristiyan Usulü Ateşli
Seks” gibi kitaplar olduğunu görüyoruz. Zaten kitabın adı da buradan geliyor ve
hiç de adının çağrıştırdığı cinsten bölümler içermiyor.
Ben kitap tanıtım yazısını
okuyunca, konunun içinde de din ve baskı olunca, değişik bir kitap hayal etmişim.
Çünkü dinsel baskı, çevre baskısı dendiğinde, içinde yaşadığım toplumda bugüne
kadar edindiğim deneyimlerle, istemsizce kafamda beliren bir görüntü var.
Kitabı okuduğumda, hayalimdeki çevre baskısıyla kitaptaki çevre baskısının
birbiriyle örtüşmediğini gördüm.
Mesela, kitapta, kız futbol
takımının kazandıkları bir maçın arkasından, el ele tutuşup, dua etmeleri
kasabada laiklik açısından büyük bir problem haline geliyor. Amerika’ da sosyal
düzen içerisine laikliğin ne kadar net sınırlarla yerleşmiş olduğunu
görüyorsunuz. Okul, devlete ait bir alan ve orada dua edilmesi tüm aileleri
rahatsız ediyor. Ama aynı sosyal düzen, insanların, kiliseler altında,
din adına toplanmasında ve İsa’ ya göre yaşamasında herhangi bir kısıtlama
getirmiyor. İlerleyen sayfalarda, bu kurtarılmış ruhlardan bazılarının yeni
düzene ayak uyduramayarak, tekrar özlerine döndüğünü de görüyoruz.
Sonuç olarak, porsiyonların,
arabaların, evlerin, otobanların, şirket bilançolarının, bu kadar büyük olduğu
bir ülkede geçen romanda anlatılan çevre baskısını ben biraz “küçük”
buldum. Konuya yeterince derinlik verilmemiş gibi geldi. Tom Perrotta bir
müddet Türkiye’ de yaşasaydı, bence din baskısını böyle mizahi bir dille ve bu
kadar hafif anlatacak ruh halini asla kendinde bulamazdı.
Yaz tatilinde, eğlenceli bir
kitap okumak isteyenlere tavsiye edilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder