Ressamın Bahçıvanıyla Marul
Üzerine Sohbeti - Henry Cueco
Yazan: nazimo Kategori: Kategori Dışı
Paris’li ünlü ressam Henry
Cueco yaz aylarında gittiği sayfiye evinde, bahçesiyle ilgilenen bahçıvanıyla
yıllar boyunca yaptığı kısa sohbetleri kitaplaştırmış. Aslında arka kapak
yazısı, kitap hakkında gayet yeterli bilgi içeriyor. Ama ben yine de bir
kaç cümle eklemek istedim.
Kitap, aynı konuşulduğu gibi
yazılmış, okunması çok kolay. Bir bahçıvanla, bir ressamın önce bahçecilik ile
başlayan, tanışıklıkları ilerledikçe günlük hayat gaileleri üzerine yaptığı
sohbetler, zaman içerisinde bu iki adam arasında yıllar süren derin bir
dostluğa dönüşüyor. Sanki birlikte günlük hayatın felsefesini yapıyorlar. Siz
de onlarla birlikte hayatınızdaki sıradan olaylar üzerine düşünmek ihtiyacı
hissediyor, karşılaştırmalar yapıyorsunuz.
Ressamın dünyası bahçıvana çok yabancı. Tarlasında yetiştirdiği ve günlük
diyetinin bir parçası olan patatesleri ressamın tuvali üzerinde görmek onun
için gerçekten şaşırtıcı oluyor.
“…inanmıyorum, şimdi de bir patatesin portesini yapıyorsun, üstelik doğal büyüklüğünde, birebir benzeyen bir porte! Ismarlama mı?…”
Bahçıvanın hayata bakışı çok
basit, hayatındaki nesnelerin sadece gerçek, yalın anlamları var. Hayatında
metaforlara yer yok. Tanrıyla olan ilişkisi de biraz şaibeli. Ölümle ilgili
fikirleri de, nasıl desem, sanki biraz mesleki deformasyona uğramış. Çok
ağır bir sağlık problemi sonrasında ölüme çok yakınken, tüm ömrünü toprakla
haşır neşir olarak geçirmiş biri olarak ve yalnızca yerde uzanarak
bahçesinde çalışabiliyorken ölümle ilgili olarak düşüncelerini şöyle açıklıyor;
“…Bana kalırsa, ölünce yukarı gideceğimi hiç zannetmiyorum: Kendimi yukarıda göremiyorum. Daha çok aşağıda, köklere ve çukurlara yakın görüyorum. Aşağısı bana daha uygun. Yukarıyı hiç bilmiyorum, kesin kaybolurum orada. Böyle yattığın yerden gökyüzüne bakınca, nerede sonlanabileceğini bilemiyorsun. Gökyüzü, gökyüzü deyip duruyorlar ama saydam bir şey bu gökyüzü. Hiçbir şey değil bence. Tanrı gibi o da. Bir gaz belki…”
Kitap bittiğinde, hayatımın çok fazla karmaşık bir hal almış
olduğunu düşündüm. Yumağın üzerine ne ara bu kadar çok düğüm atmışım ben de
bilemedim. Düğümlerden bir kısmını açmam ve bu kitabı kızıma da okutmam
gerektiğini düşündüm.
Meraklısına Not 1: Bu kitap
sayesinde ressam olarak Henry Cueco’ yu da tanımış oldum. Sağolasın Google.
Meraklısına Not 2: 2007 yılında kitap Jean Becker tarafından filme çekilmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder