İnci Gibi Dişler – Zadie Smith
Yazan: nazimo Kategori: Kurgu
İnci Gibi Dişler İngiliz toplumunun ötekilerini, göçmenlerini anlatan bir
roman. Roman 1975 yılında başlayıp 90 yılların sonlarına kadar giden bir dönemi
kapsıyor. Yer yer yapılan geri dönüşlerle de İkinci Dünya Savaşı’na kadar
uzanıyor.
Romanın kalabalık bir kadrosu var. Yıllar önce ülkesi Bengladeş’i terk ederek İngiltere’ye göç eden, hatta II. Dünya Savaşı’nda İngilizler için savaşan Müslüman Samet İkbal, onun kendisinden çok genç karısı Alsana İkbal, (Begüm ve İkbal aileleri çocuklarının evlenmeleri için bir anlaşma yapmışlardı ama Begüm ailesi Samet İkbal için uygun bir eşi ancak 20 yıl sonra doğurabildiği için karı koca arasında bu kadar yaş farkı olmuştu),
Romanın kalabalık bir kadrosu var. Yıllar önce ülkesi Bengladeş’i terk ederek İngiltere’ye göç eden, hatta II. Dünya Savaşı’nda İngilizler için savaşan Müslüman Samet İkbal, onun kendisinden çok genç karısı Alsana İkbal, (Begüm ve İkbal aileleri çocuklarının evlenmeleri için bir anlaşma yapmışlardı ama Begüm ailesi Samet İkbal için uygun bir eşi ancak 20 yıl sonra doğurabildiği için karı koca arasında bu kadar yaş farkı olmuştu),
Samet İkbal’in savaş
arkadaşı ve belki de bu adadaki tek dostu, kendi toplumunun tutunamayanlarından
Archie Jones, onun tamamen rastlantıyla tanıdığı ve evlendiği abanoz tenli, çok
güzel vücutlu ama çok dişlek, Jamaika kökenli karısı Clara, Samet İkbal
vasıtasıyla tanıdığımız Müslüman kökenli mahalle esnafı. Daha sonra İkbal ve
Jones ailelerine katılan çocuklar. İkbal ailesinin ikizleri Macit ve Milat,
Jones ailesinin kabarık saçlı ve annesi gibi dişlek kızları İrrie Jones.
Çocukların büyümesiyle birlikte İngiliz toplumuyla girilen ve gittikçe artan
sosyal ilişkiler.
Zadie Smith, kitabın
kahramanları üzerinden, çoğunluktan farklı olmanın hikayesini anlatıyor. Renk
olarak farklı olmanın, dil olarak farklı olmanın, din olarak farklı olmanın,
eğitim olarak farklı olmanın, sosyal olarak farklı olmanın öyküsünü.
Kitabın akıcı bir dili ve
genel olarak ilgiyi ayakta tutmayı başaran bir olay örgüsü var. Kitabı okurken
kafamdaki bir takım sorulara cevaplar bulduğumu düşündüm ya da şöyle de ifade
edebilirim, kitapdaki olaylardan yola çıkarak doğru soruları sormaya çalıştım.
Samet İkbal gibi, köklerinle
ve geçmişinle övünürken, onları terk edip, bambaşka bir ülkeye gelmek, ve
köklerin olmadan hayata tutunmaya çalışmak nasıl bir şeydir? Onlar için
savaşmış olduğun halde halen onlardan olamamak? Böyle bir durumda, kendini daha
iyi hissedebilmek için illaki hükmedecek birilerine, mesela bir aileye mi
ihtiyaç vardır? Ondan mı bu ailelerde daha çok şiddet vardır? Müslümanlık, bir
inanan tarafından, dört bir yanı günahla çevrelenmişken –Hıristiyan bir
ülkedeyken- nereye kadar esnetilebilir? Dışarıda başka, evde başka
kurallarla büyüyen 2. nesil çocukların içindeki çatışmayı hangi taraf kazanır,
hangi koşullarda çocuklar marjinal taraflara kayarlar ya da hangi koşullarda
orta yolu bulmayı başarırlar? Fanatizm ne menem bir şeydir ki, kişilerin
gözlerini böylesine kör eder? Ve en önemlisi ben de bu koşullarla
karşılaşsaydım, bu gün olduğum yerden ne kadar uzağa düşerdim?
Kitabın arka kapağında, Zadie
Smith’in, bir ilk roman olan “İnci Gibi Dişlerin” seksen sayfalık müsveddesi
ile yayıncıdan 250.000 pound avans aldığı yazmaktadır. Hal böyle olunca,
ben de kitabın bir çeviri kazasına kurban gittiğini düşündüm. Çünkü benim
okuduğum ilk seksen sayfa bu kadar para edecekmiş gibi durmuyor. Romanın Türkçe
versiyonu ilk 150 sayfadan sonra açılmaya başlıyor, özellikle İkbal ailesinin
ikizleri Macit ve Milat’ın da öyküye katılmasıyla anlatım daha hareketli bir
hal alıyor. Kitabın en güzel yanı, bu kadar ağır sorulara cevap verecek bir
öykü anlatırken eğlenceli bir olay örgüsü kurmayı başarması. Mizahi bir
anlatımı var ama daha çok kara mizah öne çıkıyor.
Keşke çevirmen, bu kadar
farklı kültürden gelen ve farklı kuşaklardan olan göçmen İngilizlerin
kullandıkları günlük dili, aralarındaki farklılıklarla çeviriye
yansıtılabilseydi. O zaman çok daha keyifli bir okuma olacaktı.
Etiketler: İnci Gibi Dişler, Kurgu, Zadie Smith
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder