(Nazimo - Tiyatro)
Yazan / Yöneten: Murat İpek
Oynayan: Günay Karacaoğlu
Müzik: Çiğdem Erken
Dekor / Kostüm: Barış Dinçel
Bu akşam Akasya Kültür Sanat'ta nefis bir tek kişilik oyun seyrettik. 15 yıllık, çocuksuz bir evliliğin yalnız kahramanı ya da kendini çok yalnız hisseden kahramanı Songül'ün trajikomik ama biraz da çılgın hayatına tanıklık ettik.
Aslında geçen 15 yılda Songül'ün evliliği hiç başlayamamış, dolayısıyla Songül sonu gelmeyen bir bitişin içine hapis olmuş bir kadın. Hem çok ürkek, hem de delicesine cesaretli bir kadın. Yalnızlığını paylaştığı bir günlüğü var. İçinde kopan fırtınaları, umutlarını, hayal kırıklıklarını günlüğüyle paylaşıyor. Bu onu kesmiyor, hayalindeki kadın hakkında ateşli, cüretkar ve içinde yaklaşık 400 kadar birbirinden yakışıklı Hayrinin olduğu bir roman yazmaya çalışıyor. Zaten yazmaya çalıştığı romandaki kadının hikayelerini duydukça Songül'ün içinde saklı kadının nasıl bir şey olduğu ya da ah bir şartlar olgunlaşsa nasıl bir şey olabileceği hakkında fikir sahibi oluyoruz.
Öyle çaresiz bir kadın ki, kocasına, kendisini yok sayanlara yaşadığını, aslında var olduğunu gösterebilmek için, ya da bir zamanlar var olduğunu anlatabilmek için sonu başarısızlıkla sonuçlanan intihar denemelerine kalkışıyor. Peki sonuç, koca bir hiç. Durumu eve gelen doktor tarafından "basit bir ev kazası" olarak kayıtlara geçiriliyor. Tabi bu anlattıklarım yaklaşık 110 dakika süren 2 perdelik oyunun içinde sadece minicik bir bölüm.
Kadınlara dair nefis bir oyun Basit Bir Ev Kazası. Herkes kendisinden, çevresinden, yaşadığı toplumdan kesitler buluyor. Hem gülüyor, hem hüzünleniyor. Songül'ün yaşadığı duygusal gelgitler, neşeden hüzne, umuttan çaresizliğe geçişler o kadar doğal ki, seyirciyi de yanına alıp taa hikayenin içine götürüyor. Songül yazmaya çalıştığı romandaki kadının aksine, kendi hayatında ancak basit bir ev kazasının kahramanı oluyor. Ama nereye kadar. Umut her zaman, herkes için var. Songül sevilmeyecek bir kadın mı yani.
Bu çok komik, eğlenceli, bir o kadar da düşündürücü ve hüzünlü oyunu bir erkeğin yazdığına inanmak gerçekten güç. Nasıl da bu kadar gerçek, bu kadar kadın kadın yazabilmiş bu oyunu Murat İpek, bilemedim vallahi. Şapka çıkarıyorum kendisine.
Tabi ki metni bu kadar güzel, bu kadar gerçek, bu kadar komik, bu kadar hüzünlü, bu kadar düşündürücü yapan Songül rolündeki Günay Karacaoğlu'nun muhteşem oyunculuğu. Akasya Kültür'ün sahnesinde en önde izledim onu. Minnacık, ufak tefek bir kadın ama sahnede içinden fışkıran bir enerjıyle parıl parıl parlıyor. Gözünüzü ondan ayıramıyorsunuz. Oyun tek kişilik ama sahneye oyun boyunca bir sürü başka insan girip çıkıyor. Onları görmüyoruz ama Songül bize onları öyle bir anlatıyor ki, sahne birden bire kalabalıklaşıyor ve bizi onları gayet iyi tanıdığımıza ikna ediyor Songül.
Biraz da Barış Dinçel'in tasarımını yaptığı sahne dekorundan bahsetmek istiyorum. Sıradan, mütevazı bir ev dekoru. Mutfak, salon, banyo, köşede bir masa, az beride bir soba. Hepsi bir arada, karmaşık bir düzen içinde. Ama sıradan eşyalarda yapılan ufak tefek deformasyonlar dekoru o kadar sıcak,o kadar farklı ve akılda kalıcı yapmış ki. Salona girdiğimde beni karşılayan bu dekor, oyun başlamadan beni seyirci olarak kazandı. 1-0 mağlup başladım seyretmeye.
Demem o ki, mutlaka seyredin bu oyunu. Pişman olmazsınız.
Meraklısına Not: Basit Bir Ev Kazası 2008 - 2009 Muhsin Ertuğrul, Sadri Alışık ve Afife Jale Tiyatro Ödülleri Komedi dalında en iyi kadın oyuncu ödülüne layık görülmüştür.
Tiyatro ve edebiyatla ilgili paylaşımlarımızı facebook'da entelektüelbaykuşlar ısımli sayfamızı beğenerek güncel olarak takip edebilirsiniz.
Kendime not: bizim ekip; ben ve kızım
Kendime Resim:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder