(Nazimo - Tiyatro)
Yazan: Michele Lowe
Çeviren: Gökçe Oraloğlu
Proje Ekibi: Gökçe Acar, Orçun Sidar
Oynayanlar: Ceyda Odman, Merve Akın, Çisil Sıkı, Senem Kıraç
Cuma akşamı Kadıköy Craft tiyatroda nefis bir oyun izledim. İnci Kolye, Levrek ve Turşu Yapma Sanatı. Kendisine kısaca İnci Kolye de diyebiliriz. Bir inci kolyenin boynuna dokunduğu kadınların etrafında boncuk boncuk dizilen bir hikaye. Biz kolyenin 35 yıllık yolculuğuna eşlik ederken kolyeye sahip olan kadınlar sahnede birer birer beliriverdi ve bize hayatlarını, hikayelerini anlattılar.
Oyun zaten kalabalıktı, onlar anlattıkça daha da kalabalık oldu. Kocalar, sevgililer, kardeşler. Hayal kırıklıkları, yarım kalmış projeler, hayatlar. O nedenle isimleri aklımda tutmam, kim kimdir takip etmem mümkün olmadı. Oyundan çıktıktan sonra aklımda kalan karakterleri bir yere yazdım. Ben 19 kadın saydım ama tanıtım bülteninde 22 kadın olduğu yazıyor. Bu arada aşağıda paylaştığım videodaki yönetmen kadın da 27 kadın olduğunu söylüyor. Sanırım bizim versiyonda ufak da olsa bir kısaltma olmuş.
Oyunun konusuna gelecek olursak; evlenmek üzere olan bilim kadını Amy, (onun adı tanıtım bülteninde yazıyordu) evleninceye kadar büyük annesinin evine yerleşmiştir, Büyükanne 40 yıl önce kocasını kaybetmiştir ve kocasının aldığı inci kolyeyi evlenirken kızına, Amy'nin annesine vermiştir. Şimdi Amy evlendiğine göre inci kolyeyi takma sırası onundur ama annesi öldüğünde 6 yaşında olan Amy kolyenin nerede olduğunu bilmemektedir. Derken zaman geriye akar, Büyükanne gençlik yıllarına gider ve kolyenin ona nasıl geldiğini anlatır ve böylece inci kolyenin yolculuğu da başlamış olur.Ve evet bu oyunda bir levreğin rol aldığı ve içinde turşu yapma sanatı konusunun geçtiği de doğrudur.
Tüm bu kadınlara Craft oyunculuk atölyesinden yetişmiş dört genç oyuncu hayat veriyor. İnanılmaz yetenekli, cıvıl cıvıl, 4 genç kadın. Arasız 1 saat 15 dakika süren oyunda her biri en az 5 karaktere büründü ve beni her birinin farklı kadınlar olduğuna ikna ettiler. Ve çok komiktiler. İzlerken çok çok güldüm ve 1 kere de ağladım. Hadi abartmayayım, gözlerim doldu. Seçilen kostümler, abartılı, renkli aksesuarlar, ağırlıkla beyaz ışıkla aydınlatılan sahnede patlamış, komedi unsurunun altını kalın çizgilerle çizmiş. Bence kostüm ve aksesuarların seçimi çok başarılıydı.
Biraz da Craft Kadıköy'den bahsetmek istiyorum. Craft Sahne Fenerbahçe Stadının yanında 2 katlı beyaz bir tarihi köşkün bodrum katında 40 - 50 kişilik minik bir salon. Normalde bodrum katlarında tiyatro izlemekten rahatsız oluyorum, bu tip yerleri klostrofobik buluyorum ama burada öyle hissetmedim. Bundan sonra mekanı kafama takmadan rahatlıkla gidebilirim.
Ben oyunu çok sevdim. Fırsatını bulursanız mutlaka seyredin derim. Fakat bilet alırken dikkat edin, aynı gün Fenerbahçe'nin maçı olmasın. 29 Eylülde tiyatro maçla çakışınca büyük sefillik yaşadık.
Tiyatro ve edebiyatla ilgili paylaşımlarımızı facebook'da "entelektüelbaykuşlar" isimli sayfamızı beğenerek güncel olarak takip edebilirsiniz.
Kendime Not: Oyunda kullanılan ve yerlere "rol gereği" saçılan inci tanelerinden bir tanesi çaldım ve kendime sakladım.
Meraklısına Notlar;
Bu oyunun yurt dışındaki gösterimlerine dair görüntü bulmaya çalıştım. Maalesef sahneden görüntü bulamadım, ama bir yönetmenle oyun hakkında yapılan röportaj kaydına rastladım.Sanırım görüntü Amerika'dan.
Bu da bir başka sahnelenme ile ilgili röportaj kaydı.
Kendime Not; Bizim ekip, ben, jbid, annesi, nazlı
Kendime resim;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder