Yazan: Miguel de Carvantes Saavedra
Oyunlaştıran: Mihail Bulgakov
Çeviren: Irmak Bahçeci
Yöneten: Emrah Eren
Müzik: Can Şengün
Sahne Tasarımı: Barış Dinçel
Kostüm Tasarımı: Sadık Kızılağaç
Işık Tasarımı: Yakup Çartık
Koreografi: Orçun Okurgan
Dramaturgi: Ozan Güven, Irmak Bahçeci, Caner Güler
Şarkı Sözleri: Faruk Üstün
Korrepetitör: Uğur Çerkezoğlu
Eskrim Koreografisi: Deniz Özmen
Afiş Tasarımı: Bir Dost
Oyuncular: Ozan Güven, Günay Karacaoğlu, Nazlı Tosunoğlu, Ömür Arpacı, Serhan Ernak, Nur Erkul, Dilşad Bozyiğit, Diren Polatoğulları, Enis Aybar, İbrahim Aladağ, Tuğba Eskicioğlu, Kamran Velicanov
Baba Sahne yapmış yine yapacağını. Muhteşem bir kadroyla hafızalarda yer edecek bir oyun koymuşlar sahneye. La Mancha'da yaşayan soylu Alonso gidip gelen aklıyla, okuduğu şövalye kitaplarının da etkisinde kalarak kendisinin şövalye Donkişot olduğuna inanmaya başlar.
Birlikte yaşadığı yeğeni Antonia, rahip, berber ve evdeki hizmetçiler onu bu fikrinden vazgeçirmeye çalışır ama nafile. Mahsun yüzlü şövalye Donkişot'u tutmak artık mümkün değildir. O da zırhını kuşanır, başına berberin tıraş tasını pardon miğferini geçirir ve atı Rosinenta'yla birlikte maceralara doğru yola çıkar. Ev ahalisi onun yalnız gitmesine razı olmaz ve evin beslemesini erkek kılığına sokarak yanına silahtar olarak verirler. O artık Sancho Panza'dır ve kaderi artık efendisinin kaderine bağlıdır. Donkişot'a bu yolda Sancho Panza'dan başka güzeller güzeli sevgilisi Toboso'lu Dulcinea da eşlik eder. Donkişot hayallerinde Dulcinea ile konuşmakta, ona aşkını ilan etmektedir. Sancho Panza bir deliyle birlikte, onu erkek kılığına girmiş bir silahtar olarak yollara savuran talihine lanet etmektedir. İşte an itibarıyla Donkişot'la Sancho Panza'nın ahvali budur. İspanya'nın ahvali ise parçalı isyanlıdır. Halk sokaklarda ayaklanmakta, altın çağı yeniden geri getirme hayali kurmakta ve "Uyan İspanya" diye haykırmaktadır. Donkişot'la Sancho Panza'nın önünde uzun ve meşakkatli bir yol vardır. Üstelik yollar koca koca ejderhalar tarafından tutulmuştur. Ama ne ejderhalar ne de büyücünün korkunç büyüleriyle gözleri bağlanmış halk onları durduramayacaktır. Üstelik delilik bulaşıcıdır, artık Sancho Panza da efendisine canı gönülden inanmaktadır.
Diğer taraftan soylu Alanson'un yeğeni ve ev ahalisi Donkişot'u bulup sağ salim geri getirmenin derdindedir. Ve onu eve getirebilmek için bol entrikalı, yalanlı dolanlı, kaçmalı kovalamacalı, kılık değiştimeli oyunlar kurgulamakta, planlar yapmaktadırlar. Daha evvel söylediğim gibi Donkişot'la Sancho Panza isyan günlerinde yola düşmüşlerdir ve o isyan Bulgakov'un uyarlamasını yaptığı oyunun ruhuna yayılmıştır. İsyan aslında her eve pardon her ülkeye lazımdır ve bazen bazı yerlerde canavarlar gerçekten canavardır ve yel değirmeni taklidi yaparlar. Ve bazen esas sorun Donkişotların, Sancho Panzaların yokluğudur. Bu girişten sonra metinde bizim gündemimizden de politik göndermeler eklenmiş olduğunu tahmin etmeniz zor olmayacaktır herhalde. Ama bizim gündem metne o kadar başarılı ekleştirilmiş ki, hiç sırıtmıyor, zorlama durmuyor ve çok güldürüyor bizleri ağlanacak halimize. Zaten zalimlerin dili de, yöntemleri de ortak değil mi, benziyor ülke ülkeye.
Oyunda Donkişot dedi ki: "delilikte direndiğim için bilge oldum. Zalimlerin yönettiği bu dünyadansa deliliğin dünyasını tercih ettim ben, gerçek bilgelik delilikmiş sonradan gördüm, korkunun esaretinden bile kurtarıyormuş insanı. Donkişot'um ben!" Yani insan hepimizin Donkişot olacağı güzel günlerin, o altın çağın hayalini kurmadan edemiyor. İşte o güzel günler için Uyan İspanya!
Keşke vazgeçmeseydin Donkişot. Sen vazgeçince umut da yok oldu sanki.
Oyun gerçekten çok başarılı sahneye konmuş. Ama oyunun benim için "en'i" Ozan Güven'in oynadığı Donkişot'tu. Bence artık başka kimse Donkişot'u oynamasın. O derece yani. Ruhuyla oynadı Donkişot'u. Kostümü, makyajı, jestleri, dansları, dövüş sahneleri, hareketlerindeki doğallık, rahatlık, zerafet. Seyretmelere doyamadım. Sancho Pancha rolünde Günay Karacaoğlu da bildiğiniz döktürdü. Ufacık boylu kocaman dev kadın. Görülmeye değerdi. Oyunda sırıtan, bu da olmamış dediğim hiç bir karakter yoktu. İlk defa bu oyunda Ömür Arpacı'yı karadenizli rolünde seyretmedim. Bayağı İstanbul Türkçesi konuşuyormuş kendisi. Katırcı rolüyle Diren Polatoğulları da akıllara kazınan bir karakter yaratmıştı. Gülmelere doyamadım kendisine.
Dekoru, kostümü, makyajı, ışığı, müzikleri, şarkı sözleriyle gerçekten her anıyla uğraşılmış, üzerinde düşünülmüş, fikir üretilmiş bir oyun Donkişot'um ben. Sezonun en iyilerinden, bir daha gidilesi oyunlarından.
Sizlere not: Sahnelerde neler olduğunu facebook'da entelektüelbaykuşlar isimli sayfamdan takip edebilirsiniz.
Meraklısına Video: Kendi çektiğim selam videosu
Meraklıısna Video: Prova görüntüleri
Meraklısına Not: Uyan İspanya diye bağıran isyancıların halka okuduğu bildiri
Uyan İspanya!
Kutsal Roma İmparatorluğunu yeniden kurma hevesiyle kiliseyle bir olup sağa sola savaş açan kral yüzünden daha ne kadar yoksullaşacağız?
Şunu bilin ki; saray içine yerleşmiş rahipler çetesi İspanya Krallığını ele geçirmek istiyor.
Hazinemiz tamtakır!
İnşası süren yeni sarayın duvarları yükselirken halkın evinin direği çöktü!
Kesildi köylünün can suyu.
Dere yatakları yattıkları yerden kaldırıldı.
Yerin altından ekmeğini çıkarmak isteyen madenciler Hades'in ocağına kömür oldular.
Aileleri muhafızlar tarafından tekmelendi.
Bu gidişe dur demek senin elinde, yarın dört yol ağzında bizi bekle!
Uyan İspanya!
Kendime not: bizim takım ben ve Müge
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder