1 Ağustos 2009 Cumartesi

Yatağında Yalnız mısın? - Eski Japon Ozanlarından Aşk ve Özlem Şiirleri



Yatağında Yalnız mısın? - Eski Japon Ozanlarından Aşk ve Özlem Şiirleri


Yazan: nazimo Kategori: Kategori Dışı

Bu küçük kitap 7. yüzyıl ile 19. yüzyıl arasında yaşamış kadın ve erkek Japon ozanlarına ait küçük şiirlerden oluşmaktadır. Japon saraylarının içinde doğan ve yaşayan kadınlar, hayatlarının merkezi olan aşıklarına zekalarını, entelektüel birikimlerini, nüktedanlıklarını, aşklarını ve şehvetlerini gösterecek şekilde küçük şiirler yazdılar ve aşıkları da onlara şiirler yazdı.

Kitaptaki şiirleri okurken, beni en çok etkileyen, kısacık 4-5 satırla, bu kadar çok duygunun karşı tarafa geçirilmesi oldu. Ağırlıklı olarak kadın şairlerden oluşan bu seçkide 31 adet şairin şiirlerine yer verilmiş.

Kitabın Öndeyişinden;
“Ariake ya da “sabaha karşı solup yiten ay”, eski Japon saraylarında “aşk” la ilişkilendirilen bir imgeydi. Aşk yorgunu iki sevgili, bilirdi ki, gündoğumu yaklaşırken ay batı tepelerine yol aldığında, çok geçmeden ayrılmak zorunda kalacaklar. Erkek, alacakaranlıkta kalkıp, el yordamıyla yelpazesini aranırken; kadın, giysilerini giydirir, elleriyle saçlarını tarar, kapıya kadar uğurlardı sevdiğini. Solgun ay, gökyüzünde son bir kez dolanıp, yerle göğün bitiştiği yerde gözden yiterken, kadın odasına döner; sevgilisinin, göndereceğini bildiği şiirini beklerdi. Şiir, çiçeğe durmuş incecik bir dalla bezeli, özenle katlanmış bir kağıtla geldiğinde, her sözcüğü usulcacık okur; sevgilisinin kurduğu imgelerin yüreğine düşürdüğü sözlerle dokuduğu yanıtı dizelere dökerdi.”

Dörtlüklerin her birine ayrı ayrı hayran oldum. Dörtlükleri yazan kadınların hissettiklerine ve hissettirdiklerine karşı kıskançlık duydum. Aşağıda dörtlüklerden birkaç örnek vermek  istiyorum. Eminim sizde de aynı kıskançlık duygusunu doğuracaklar.

Prens Otsu (663-687 yılları arasında yaşadığı bilinen soylu şair)

İçikava Hanım ( Yalnızca 7. yüzyılda  yaşadığı ve saray çevresinden olduğu biliniyor)


Prens Otsu’ dan İçikava Hanım’a;
Dağ yamacına

çiğ yağdı dün gece.
Yolunu beklerken
iliğime kadar ıslandım
dağ yamacında çiğden.


İçikava Hanım’dan Prens Otsu’ ya;
Demek ıslandın

yolumu beklerken.
Ah, dağ yamacına
yağan çiğ
ben olaydım keşke.


Prenses Yoza (İmparatorluk sarayından bir soylu, 706 yılında ölmüş)
Geceleri ayaza çekiyor,

ciğerime işliyor soğuk.
Gittin gideli, perişanım.
Merak bu ya,
yatağında yalnız mısın?


Mansey (8. yüzyılda yaşadığı biliniyor)
Şu kısacık ömrümü

bir şeye benzetecek olsam,
tıpkı o tekne gibi derdim,
sabah limandan geçip giden
ardında hiç bir iz bırakmadan.


Bir de bir kaç muzır örnek;

Kasa İratsume (8. yüzyıl ozanı)
Düşümde, bir kılıç

saplandı etime.
Demek
yakında kavuşuyoruz.


Ono Komaçi (9.yüzyılda yaşamış “Altı şiir ustası” arasında tek kadın ozan.)
Gecenin aykaranlığında

koynumda yoksun ya,
hasretinle uyanıverdim:
Yüreğim yangın yeri,
memelerim yanardağ.


Bu şiirler ilginizi çektiyse, Alison Fell’ in “Başucu Oğlanı” adlı kitabını da okumanızı tavsiye ederim. Alison Fell, 10 yüzyılda Heyan çağında sarayda yaşayan kadınlar tarafında kaleme alınan erotik öyküleri derleyerek, okuması doyumsuz bir kitaba imza atmış.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder