Bir Deliler Evinin Yalan
Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi - Ayfer Tunç
Yazan: nazimo Kategori: Kategori Dışı| Kurgu
Ayfer Tunç
bu kitabında, Karadeniz’in neresi olduğu belli olmayan bir kasabasında,
üzerinde hiç camı olmayan kör sırtını Karadeniz’in azgın sularına dayamış bir
hastane binasıyla uzak ya da yakın, bir şekilde ilişkisi olan; hastaların,
doktorların, hastabakıcı ve hademelerin, hastaneyi yaptıranların,
kasabalıların, onların yakınlarının, akrabalarının, atalarının, velhasıl kelam gözlerinizin
önünden sıra sıra geçen yaklaşık 500 kişinin hayatından kesitler
anlatıyor.
İlk başlarda kitabın akış
hızına alışmakta çok zorlandım. Kişiler birbiri ardına hızla gözümün önünden
geçiyordu. Her yeni kahramanın anlatacak bir öyküsü vardı, kimi öykü bu güne,
kimisi geçmişe aitti.
Sanki lafın lafı açtığı bir
sohbet yaparmışçasına, kendimi anlatılan öykünün içindeki bir başka kahramanın
öyküsüne oradan bir başkasının öyküsünde buldum. Okuduğum hikayeleri kendi
başına çok keyifli bulmakla birlikte, kendimi nereden gelmiştim ben buraya, bu
kadın kimin nesiydi gibi soruları sıkça sorarken buldum. Ama Ayfer Tunç yaşanan
bu sıkıntıyı en aza indirmek için, kitabına dahil ettiği her yeni kahramanın
ismini koyu harfle yazarak okuyucuya bir çeşit ip ucu vermiş. Ayrıca kitabın
arkasında kahramanların adlarının baş harfine göre hazırlanmış
bir dizin var. Her ismin yanında isminin geçtiği sayfaların numaraları
verilmiş. Böylece okuyucu kitapla bağlantıyı sürdürebiliyor. Maalesef
ben dizini geç fark ettim için, buluncaya kadar sayfaların arasında ileri
geri bayağı debelenmek zorunda kaldım.
Çok sayıda insanın
hayatlarındaki ilginç olayların bir araya gelmesiyle oluşan kitap, insanı
sürükleyerek götürürken, Türkiye’nin geçmişine damga vurmuş hem sosyal hem
siyasi olaylara dokunuyor, olguların çok fazla detayına girmeden
kahramanlarının hayatlarını nasıl değiştirdiğinden bahsediyor. Kimi zaman aşk
hikayelerine, kimi zaman kaderin gücüne, kimi zaman aramızdaki akıllı delilere
rastlıyoruz. Bazen bir kasabanın tarihine tanıklık ediyoruz. Bazen aile
büyüklerinin geçmişinden süzülüp gelen maziye dair bir hikâyeye, bazen de yaşlı
komşu teyzeyle yapılan bir dedikoduya.
Okurken bu kadar dağınık bir
öykü toplanır mı acaba diye düşünmekten kendimi alamadım ama bir şekilde toparlandığını
da gördüm.
Kitaptaki birbirinden ilginç
kahramanların arasında beni etkileyenlerden bazıları; 19. yüzyılda yaşamış
Ermeni fotoğrafçı Karnik Sabuncuyan (53. sayfa), Pasajlı Çarşı’da seksi iç
çamaşırları da satan Kız İsmet (60. sayfa), Padişah Abdülaziz’in kıymetli
paşalarından Kalemkari Köse Kasım Paşa (90. sayfa) ve Altın saçlı Zoltan’a
duyduğu aşk, Zoltan’ın sevgilisi Demirci Sandor, üç etekli Deli Emine,
hastanede yatan çok yakışıklı şizofren Barış Bakış, ona deli gibi aşık olan
yeni mezun Psikolog Gülnazmiye, içine esrar katılmış keklerini hastanedeki
doktor arkadaşlarına ve hastalara ikram eden Dr. Nebahat Hanım ve daha kimler
kimler.
Bir Deliler Evinin Yalan
Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi biraz kafa karıştırıcı olsa da okumak benim için
değişik bir deneyim oldu. Farklı bir tat arayanlara duyurulur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder