Bir Gün – David Nicholls
Yazan: nazimo Kategori: Kurgu
15 Temmuz 1988 günü Emma ve
Dexter’ın hayatında bir dönüm noktasıdır. O gün Dexter arkeolojiden ortalama
bir derece ile, Emma da tarih ve İngiliz edebiyatından çift dalda
uzmanlık yaparak mezun olurlar. Emma işçi bir ailenin kızıdır, sol ve
feminist akımların içindedir. Dexter ise, zengin bir ailenin gelecek kaygısı
taşımayan oğludur. Bu iki ayrı dünyanın insanı, her ne kadar birbirlerine göz
aşinalıkları olsa da 15 Temmuz 1988 gününün akşamında katıldıkları mezuniyet
partisinde resmen tanışırlar ve bunu bir adım daha öteye götürerek tek gecelik
bir aşkı paylaşırlar. İkisi de 22 yaşındadır, ikisi de çok gençtir ve yepyeni
bir hayat önlerinde uzanmaktadır.
Beraber geçirilen sürpriz
gecenin ardından Emma ve Dexter’ın yolları ayrılır. O gece ikisi arasında
yaşananlar –bunu daha sonra öğreneceğiz- sonucunda aralarında oluşan bağı bir
şekilde yıllar boyunca koparmamayı başarırlar.
Zaman içinde ikisi de farklı
yollara savrulurlar. Biz onları yıllık zaman dilimleriyle takip ederiz. Her
yılın 15 Temmuz gününde hem Dexter’ın hem de Emma’nın hayatından kesitleri
okuruz. Aralarındaki tüm çekime rağmen birbirlerini teğet geçmelerine, farklı insanlara
savrulmalarına, arayışlarına, mesleki başarılarına ya da başarısızlıklarına,
kimi zaman dost olarak, kimi zaman da sevgili olarak birbirlerinde teselli
aramalarına, batağa saplanmalarına, insan olarak olgunlaşmalarına tanık
oluruz. Yıllar geçtikçe onlar hem kendileri hem de çevreleri için Dex ve
Em, Em ve Dex halini alırlar.
Kitap Emma ve Dexter’ın 20
yılını anlatıyor. Çok bildik bir konu olmasına rağmen, yazarın konuya bakış
açısını ve anlatmak için seçtiği yöntemi beğendim. Kitabın çok yalın bir dili
var, (hatta basit bile denebilir) ama yine de kendisini merak ettirerek
okutturuyor. Konu film olmaya o kadar elverişli ki, okurken bu fikri aklınızdan
atamıyorsunuz. Anlatım çok basit olduğu için, film olarak seyredildiğinde konu
çok daha görkemli olacakmış gibi geldi bana. Filmi çekilirse ki çekileceğini
duydum; Meg Ryan’ın Melekler Şehri filmi tadında olur diye düşünüyorum. David
Nicholls’un tanınmış bir senaryo yazarı olduğunu öğrendiğim de kitabı okurken
bu hissin içimden neden hiç çıkmadığını da anlamış oldum.
Yazarın işleriyle ilgili daha detaylı bilgiyi http://www.davidnichollswriter.com/ adresinden bulabilirsiniz.
Bir de yeri gelmişken, şu
kitap arkalarına, üzerilerine hatta bu kitapta olduğu gibi, içine, dışına hatta buldukları her yere yazdıkları gereğinden fazla abartılı hatta amacını açmış
övgü cümlelerinin beni çok ama çok rahatsız ettiğini söylenmek istiyorum. Hatta
bu kitap için yazılanlardan bazılarının okunmadan yazıldığına dair şüphelerim
var.
Her neyse, “Bir Gün” için
mutlaka okumalısınız diyemesem de, özellikle yolculuklarda, kendini yormadan
rahat bir kitap okumak isteyenler için uygun bir seçim olabileceğini
düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder