(Nazimo - Tiyatro)
Yazan: Nikolay Vasilyeviç Gogol
Uyarlayan ve Yöneten: Cem Emüler
Işık Tasarım: Musatafa Bal
Ses Efekti Tasarım: Tayfun Gültutan
Yönetmen Yardımcısı: Erdal Beşikçioğlu
Sahne Amiri: Yunus Daştan
Oynayan: Erdal Beşikçioğlu
Erdal Beşikçioğlu'yla tanışmam Behzat Ç ile olmuştu. Hastası olmuştuk amirimin. Sonra duyduk ki, amirim Ankara Devlet Tiyatrosu'nda Bir Delinin Hatıra Defterini oynuyormuş. Hem de öyle bir oynuyormuş ki, görenlerin ağzı açık kalıyormuş. Gidelim dedik. Hafta sonu gezmesi olur dedik ama bilet bulmak ne mümkün. Öyle kaldı içimizde Popriçin'in hikayesi, gidemedik. Ta ki, Tatbikat sahnesi bize gelene kadar.
Aslında oyunun sahne düzenini artık bilmeyen kalmamıştır ama yine de ben bir kere daha anlatmak isterim. Tatbikat sahnesi Melodi Pasajının altında -bilenler bilir- eski melodi sinemasının yerine kurulmuş. Çok büyük olmayan yüksek tavanlı bir salon. Yuvarlak bir alanın ortasında Z kollu bir vinç, ucunda bir sepet. Vincin etrafına yuvarlak olarak dizilmiş koltuklar. Daha arkada da düz olarak dizilmiş koltuklar. Oyun vinçte geçiyor. İlk andan itibaren kendinizi oyuncunun büyüsüne kaptırıyorsunuz ve onunla birlikte yavaş yavaş Popriçin'in delirmesine eşlik ediyorsunuz.
7. dereceden devlet memuru Popriçin'in işte, aşkta, toplumda sıkışmışlığına, yalnızlığına, kopuşuna, çöküşüne ve umutsuzca bu durumdan kurtulmak için zihninde oluşturduğu çıkış yollarına tanıklık ediyorsunuz. Ama ne tanıklık. Ben daha önce böyle bir oyunculuk seyretmemiştim.
Başka bir şey bu. Ve oyunun sergileniş şekli. Erdal Beşikçioğlu oyunu oynarken vinci de kendisi kumanda ediyor. Kimi zaman sepetin içinde, kimi zaman vincin üstünde, tavana tutunarak, neredeyse bir cambaz rahatlığıyla oynuyor. Sanki dünyanın en doğal şeyini yapıyor. Bir kova, bir şemsiye, bir çift bot ve eski bir palto ile Erdal Beşikcioğlu bir dünya kuruyor. Oynarken vinçle tüm salonun üzerinde geziyor. Kimi zaman size sırtını dönüyor kimi zaman tam başınızın üstünde göz göze gelmiş olarak size, tam size konuşuyor.
İşte son sahnede Popriçin tam benim önümde başımdan bir kaç metre yukarıda duruyordu. İçime işledi replikler. Göz yaşlarımın akmasına engel olamadım.
Yani işte böyle bir şeydi Bir Delinin Hatıra Defteri. Hazır oyun ayağımıza gelmişken, mutlaka izleyin derim ben. Başka bir serüven bu.
Dip not: Oyundan sonra oyun üzerine, Erdal Beşikcioğlu üzerine çok konuştuk. Nihai kararımız, Erdal Beşikçioğlu'nun aslında deli olduğu, yani vincin üstünde kendisi gibi davrandığı, bizim aramızda da rol yaparak yaşadığı. Başka açıklaması yok yani.
Kendime not: Bizim takım, ben, naz, gülçin, berna, kızanı, annesi, esen teyze
Kendime resim;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder