Canım Sezgin Kaymaz'ın son kitabı Bugün Bize Kim Geldi'yi uyku tutmayan bir gecenin sabahında, saat altı civarında bitirdim. Yine aynı şey oldu. Kitabın son sayfasını okudum, kapağını kapattım ve içimde havai fişekler. Bir ruhum taşmış, bir gözüm dolmuş hali. İçim içime sığmıyor, anlatmam lazım birilerine. Sabahın çok erken bir saati olduğu için anlatamadım, yazdım ben de.
Kitapta birbirinden lezzetli, bir şekilde iç içe geçmiş 8 tane öykü var. Ama bu kitap Sezgin Kaymaz'ın diğer yazdıklarından farklı. İçini açmış sanki bize Sezgin Kaymaz. Kendi hayatının hikayeleri.
Bu kitapta hentbol antrenörü bir adam, jimnastikçi eskisi karısı Hülya, evleri, hayvanları, adamın annesi Sabiş, kardeşleri var. Ben nedense bu öykülere Hülyalı öyküler demek istedim. Hülya'yı çok sevdim. Kocasıyla arasındaki ilişkiyi, kızınca kocasına sadece pis diyebilmesini, hayvanlarıyla olan ilişkisini. Sonra Sabiş'i çok sevdim. Adamın annesini. Hayatla ve çocuklarıyla mücadelesini, deyip deyip de başka da bir şeycikler diyememesini.
Sonra hasta köpekleri İnci'yi çok sevdim. Sadece İnci'yi değil diğer köpekler, Timur, Betül ve Yasemin'i de sevdim ve çok merak ettim, insan köpeklerine niye insan ismi koyar?
Kitabın başındaki öykülerde eğlendim, güldüm ama sona doğru boğazıma yumrular oturdu. Hüzünlendim. Bir adamın karısına bakıp, "İnsan ne kadar insan olsa Hülya kadar olamıyor" demesine imrendim. Hülya'nın insan sevgisine imrendim.
Hikayelerdeki umudu çok sevdim. Sezgin Kaymaz'ın gücümüzün bittiği yerde,durumu düzeltecek bir şeylerin ya da birilerinin olduğuna dair içimize saldığı umut duygusunu. İhtiyacım varmış buna, pek bir iyi geldi ruhuma.
Velhasıl kelam ben bu kitabı, öyküleri çok sevdim. Bazılarını dönüp tekrar okudum. Daha önce Sezgin Kaymaz okuduysanız bunu da okumanızı tavsiye ederim. Henüz okumadınızsa bu kitapla başlayabilirsiniz.
Resim hakkında not: Bu hangi köpek bilmiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder