Kız - O. Henry

(Nazimo - Edebiyat )

Helikopter yayın evinden çıkan bu kitapta Amerikan edebiyatının kısa öykü ustası O. Henry'ye ait 13 öykü var. Kız, bir solukta okunan ince bir kitap. İçinde müneccimlerin hediyesi, son yaprak, kızıl reisin fidyesi, yeşil kapı gibi çok bilinen hatta filmlere konu olmuş öykülerin yanında benim ilk kez okuduğum, daha önceki derlemelerde rastlamadığım kız, define, hırsız gibi öykülerde var. 

Piyasada bulduğum ne kadar O. Henry kitabı varsa hepsini aldığım için, daha önce okumadığım öykülere rastladığımda çok seviniyorum. Bu kitapta da bir kaç tane buldum. Daha önceden bildiklerimi bir daha okumak da çok sevilen eski dostlarla tekrar karşılaşmak gibiydi. Sarılıp, öpüştük, hasret giderdik. 

O. Henry'nin hikayeleri okuyucuda bağımlılık yapan hikayeler. İçindeki mizah, hiç beklemediğiniz sürprizli sonlar, arka planda 1800'lerin sonu, 1900'lerin başındaki Amerika'nın panoraması. Ama en önemlisi hikayelerindeki umut. Hayattan hiç bir zaman umudumuzu kesmememizi söyleyen, hayal gücümüzü gıdıklayan, insanın içini ısıtan, bittiğinde yüzünüze kocaman bir gülümseme konduran hikayeler. 

Mesela bu kitaptaki Kızıl Reisin Fidyesi bence bir efsanedir. Daha önce kaç kez okudum hatırlamıyorum ama babasından fidye istemek üzere kaçırdıkları ufak çocuğun, zavallı iki haydudu düşürdüğü durum her okuyuşumda beni güldürüyor. Bu öykü benim için hiç eskimedi. Bir taraftan onlara acırken, bir taraftan da beter olun demekten kendimi alamıyorum.

Yine bu kitapta yer alan alan kaktüs hikayesinde de yalanla sevdiği kadını etkilemeye çalışan bir adamın acıklı aşk hikayesine tanıklık ediyoruz. Bu hikayedeki sürpriz insanın içini  birazcık acıtıyor.

Müneccimlerin Hediyesi ise insanı hem güldüren hem de içini sızlatan çok duygusal, çok naif bir hikaye. Yeni evli ve birbirine çok aşık genç bir çiftin birbirine aldığı noel hediyesi hakkındaki bu öykü o kadar çok sevilmiş ki bir kaç kez de filme çekilmiş. 

Ve Yeşil Kapı, yine benim en çok sevdiklerimden bir tanesi. Yeşil kapının arkasındaki esrar da diyebiliriz belki. Şehir macerasını seven bir adamın eline tutuşturulan ve üzerinde yeşil kapı yazan bir notun arkasından giderken yaşananlar hakkındaki öykü de bir kaç kez filme çekilmiş. İlk kez 1917 yılında Thomas R. Miles filmini yapmış, Ama maalesef bu filme ait bir görsel bulamadım.

Orta okuldayken Varlık yayınlarının çıkardığı küçük boylu kitaplarda tanıştım O. Henry ile. O günden beri de yıllardır, bıkmadan sürüyorum hikayelerinin izini. Asıl adı William Sydney Porter olan yazarın yaşamı boyunca 381 adet kısa öykü yazdığı biliniyor. Başka başka takma adlarla da öyküler yazdığı için aslında kaç hikayesi olduğu net olarak bilinemiyormuş. O nedenle bilinen  381 öyküsü var demek daha doğru olacak belki de.

Bu umut dolu, sürprizli öykülerin yazarının hiç de hikayelerindeki gibi bir hayatı olmamış. 1862 yılında doğan yazar, 1910 yılında bir otel odasında yalnız başına sirozdan öldüğünde cebinde sadece bir kaç kuruş bozuk parası varmış. Arada hapse girmiş, çeşitli işler denemiş. Bir çok şehirde yaşamış. Karısını kaybetmiş. Bu koşullarda bu hikayeleri içinde büyütmeyi nasıl başarmış bilemiyorum. O. Henry'nin hayatıyla ilgili daha detay bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Piyasada O. Henry'nin hikayelerinden derlenmiş pek çok kitap var. Eski basımları da sahaflardan bulma imkanı mümkün. Ama Helikopter yayın evinin Kız isimli derlemesinde seçilen hikayeler O. Henry ile tanışmak için iyi bir seçim olabilir.