26 Mayıs 2016 Perşembe

Macbeth - Ekip Tiyatrosu (20. İstanbul Tiyatro Festivali)


(Nazimo - Tiyatro)

Yazan: William Shakespeare
Çeviren: Sabahattin Eyüpoğlu
Yöneten: Bülent Emin Yarar
Dekor: Başak Özdoğan
Müzik: Orhan Enes Kuzu

Oyuncular: 
Cem Uslu: Macbeth
Simel Aksünger : Lady Mahbeth
Serkan Altıntaş
Aziz Caner İnan
Murat Kapu
İsmail Sağır
Ayşegül Uraz

Bu sene tiyatro festivalinde bilet aldığım oyunlar içinde beni en çok heyecanlandıran, hevesle beklediğim oyun Macbeth'di. Ekip Tiyatrosuyla daha önce tanışmamıştım ama işin içinde Bülent Emin Yarar vardı. O nedenle hem ekibin çok iyi olduğunu düşündüm hem de çok özel bir oyun seyredeceğime inandım. Aynen de öyle oldu. 






2 perdelik oyunu büyülenmiş gibi izledim. Macbeth'in konusunu bilmeyen yoktur her halde. Gelmiş geçmiş en ünlü ihanet öyküsü. Kral Duncan adına zaferler kazanan kahraman Glamis Beyi Macbeth ve can dostu Banquo krallığa dönerken fundalıkta  karşılarına çıkan cadılar Macbeth'i selamlarlar.


 - Selam Macbeth! Selam sana, Glamis Beyi!
 - Selam Macbeth! Selam sana, Cawdor Beyi!
 - Selam Macbeth! Selam geleceğin hükümdarı!








İşte her şey orada başlar. Macbeth'in ruhunun derinliklerindeki kötülüğün kapısı burada aralanır. Cawdor beyi diye, geleceğin hükümdarı diye selamlamıştır onu cadılar. Tahta amcası Kral Duncan olduğu halde, ufak ufak acabalar yeşermeye başlar Macbeth'in içinde. Geri döndüğünde kendisine Cawdor beyliğinin bahşedildiği müjdesi karşılar Macbeth'i. Cadıların kehanetleri gerçekleşmeye başlamıştır. Peki ya devamı, taht da onun olacak mıdır? Sonra Macbeth'in  Krala sadık kahraman bir askerden eli kanlı bir katile dönüşünün serüvenini izleriz. Macbeth'in iktidar hırsıyla vicdanı arasında kalışı, Kral Duncan'ı öldürdüğü için başlarda yaşadığı vicdan azabı, sonra sıradanlaşan suç, iktidarını korumak için gittikçe daha fazla kişinin kanını eline bulaştırması ve her eli kanlı iktidar sahibinin tadacağı son korkusu, kaybetme korkusu, öldürülme korkusu.






Bütün bunlar benim o çok sevdiğim Üsküdar Tekel Sahnesinde nasıl yaşandı, biraz da ondan bahsetmek istiyorum. Tekel sahnesi siyah, beyaz ince tüllerle sarıp sarmalanmıştı. Bu tüller de oyunun bir parçası oldu. Tüm oyuncular çok iyiydi ama Macbeth rolündeki Cem Uslu inanılmazdı. Kendisini ilk kez bu oyunda izledim. Macbeth bizi ilk replikte yakaladı ve son repliğe kadar da bir daha bırakmadı. Lady Macbeth rolünde Simel Aksünger de çok başarılıydı. Çok etkileyici bir Lady Macbeth seyrettik. Hırsları, arzuları, korkuları. Çok sahiciydi. 


Cadılar da çok başarılıydı. Kostümleri, hareketleri, tüllerle yaptıkları danslar.  Hem komiktiler hem de korkunçtular. Macbeth'in cadıları deyince hepimizin aklına gelen hafızlarımıza kazınmış o replikler;

Acı üstüne acı
Kan üstüne kan
Kayna kazanım kayna
Yan ateşim yan

İyi demek kötü demek
Kötü demek iyi demek
Sisli puslu havalarda
Kanatlanıp uçmak gerek


Ve sahnede beyaz kumaşların altında gerçekten uçuşan hayaletler. O kadar gerçektiler ki. Ve yine beyaz kumaşların üzerinde yapılan gölge oyunları,  perdede devleşen siluetler, kullanılan simgesel anlatımlar, Tekel sahnesinin tüm imkanları. Hepsi bir araya gelince seyrine doyulmaz bir oyun ortaya çıkmış. Biz de 2. sıradaki yerimizden tadını çıkara çıkara seyrettik. 

Tam Shakespeare'nin ölümsüz eseri diye başlayan bir cümle kuracağım ama arkasını getiremiyorum. 500 sene evvel iktidar hırsı ve kötülük üzerine yazılmış bu oyun metninin eskimemiş olması, halen güncelliğini koruyor olması ne kadar da acı.  Ne güzel olurdu "Shakespeare'nin güncelliğini yitirmiş ama o günün koşullarını çok iyi anlatan klasik eseri" diye başlayan bir cümle kurabilseydim, kurabilseydik. 

Hala o cadılar kuytularda bazılarının yolunu kesip onların kulaklarına sinsice fısıldıyorlar.

Selam sana Glamis Beyi,
Selam sana Cawdor Beyi,
Selam sana geleceğin hükümdarı.

Ve maalesef kötülük hiç bitmiyor. 


Bu gerçekten çok iyi Macbeth yorumunu sezonda Ekip tiyatrodan izleyin. Ben en az bir  kez daha gitmeyi planlıyorum.




Kendime Not: Bizim ekip kızım ve ben
Oyuna girmeden evvel biletlerimize Bülent Emin Yarar'dan imza aldık. Tarihe not düşelim.

Kendime Resim: Bu sefer bilet resimleri tersinden. Maksat imzalar gözüksün.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder