25 Mayıs 2010 Salı



Sandık Odası – Sezgin Kaymaz

Yazan: nazimo Kategori: Fantastik| Öykü


Bazı hikayeler beni gerçekten güldürdü; şişman bir ailenin diyet serüveninin anlatıldığı “Geleneksel Kömüş Günü Şenlikleri” isimli öykü gibi. Hikaye aşırı şişmanlığın neden olduğu tüm rezilliği en ince detayına kadar  gözümüze sokarak anlatırken, bir yandan da lezzetli yemekleri mideye lüpletmenin ölümcül zevkini bize tattırıyor. Okurken hem güldüm, hem imrendim, hem de iğrendim.

Gecenin zifiri karanlığında, korkusuzluğunu arkadaşlarına ispatlamak için, mezarlıkta helva kavuran Korkusuz’un ve onun nasıl korkacağını seyretmeye gelen arkadaşlarının hem komik, hem de ürkünç öyküsü “Helva” alacakaranlık kuşağı hikayelerinden fırlamış gibiydi. Okurken güldüm ama, bir taraftan da tırsmadım desem yalan olur yani.


Bazı hikayeler bana O.Henry’i hatırlattı. Hem konuları hem de şaşırtıcı sonlarıyla. Bir komşu çekişmesinin anlatıldığı “Bak Postacı Geliyor” ve genç bir karı kocanın evliliklerinin ilk zamanlarının anlatıldığı “Sen Alkol Kokuyorsun” bu tip öykülerdendi. Okumak gerçekten keyif verdi.

Ama bazı öyküler vardı ki, okumamış olmayı isterdim. Hani gece karanlıkta fenerin ışığını çenenin altından yüzümüze doğru tutup, yaşça kendimizden küçük akraba çocuklarını korkutmak için anlattığımız hikayeler vardır. Toplumsal bir histeriyi anlatan “Kuduz”, ölümle iç içe geçmiş bir hikaye “Biz Geldik”, batıl inançla beslenen “Çık Oradan” işte bu tip öykülerdendi.

Her bir öyküde farklı bir duygu boyutu yaşamanızı sağlayacak değişik bir edebiyat serüveni  yaşamaya hazırsanız bu kitabı okuyun derim.
http://web.archive.org/web/20100527170952im_/http:/www.neokudum.com/wp-content/plugins/wp-spamfree/img/wpsf-img.php

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder