18 Mart 2010 Perşembe



Saatsiz Ülke – Yiğit Kulabaş

Yazan: nazimo Kategori: Bilimkurgu| Kurgu

Saatsiz Ülke, Zamanya’nın devam kitabı. Zamanya’nın bittiği yerden Saatsiz Ülke başlıyor. Kerim, Selim ve Selim’in kız arkadaşı Arya kısa bir tatil yapmak üzere aniden Bozcaada’da, Kerim’in yıllardır tanıdığı bir pansiyona tatil yapmaya, daha doğrusu kafa dinlemeye geliyorlar. Eski dost Lale’nin işlettiği pansiyon, elektrikten ve elektriğin getirdiği her türlü teknolojiden arındırılmış bir yer. Her yerin kandillerle aydınlatıldığı, odalarda sadece temel ihtiyaçları karşılayacak kadar eşyanın bulunduğu, konukların kendileriyle ve birbirleriyle yüzleşmek zorunda kaldıkları bir yer. Bu nedenle, yüzleşmeler esnasında sürtüşmelerin de çıkması kaçınılmaz oluyor.

Kerim, Selim ve Arya’nın adaya gelmesinden sonra, Türkiye’de çok garip bir şey oluyor ve tüm saatler birdenbire duruyor. Ülkede çalışan bir tek saat dahi kalmıyor. Tüm ülke ve dünya bu olayın sebebini araştırırken, Bozcaada’da hayat aynı seyrinde devam ediyor. 

Türkiye’de saatler durdu.
“Tespitlerimize göre zaman değil, sadece saatler durmuş bulunmaktadır,” dedi Başbakan.
“Tek tesellimiz budur; Zaman akmaktadır, akmaya devam edecektir.”
“Tespitlerimize göre zaman değil, sadece saatler durmuş bulunmaktadır,” dedi Başbakan. “Tek tesellimiz budur; Zaman akmaktadır, akmaya devam edecektir.”
Bozcaada’da, Lale zaten yıllardır saatten muaf yaşadığı için bu habere aldırmaz.  Pansiyonda kalan ve  savant sendromu olan  bir genci denek olarak kullanarak hafıza üzerine deneyler yapan profesör Candan için de bu durum önemli değildir. Selim zaten istifa etmeye karar vermiştir. Olduğu yerden de gayet memnundur. Bu işe bir Arya’nın canı sıkılır.
Derken Zamanya’dan tanıştığımız anarşist ruhlu Zaman şirketinden ayrılmış Antonio’da birden bire Bozcaada’da beliriverir. Kerim, yaşanan olayları uc uca eklediğinde, Türkiye’de saatlerin başına gelenlerle kendisinin Zaman şirketiyle yapmış olduğu iş görüşmesinin yakından ilişkisi olduğunu fark eder. Bir güç Kerim’i Zaman şirketine doğru sürüklemek istemektedir. Kerim ve arkadaşları Bozcaada’da Zaman’a karşı mücadele etmek zorundadır. Çünkü saatlere ne olduğunu yalnızca onlar bilmektedirler. Fakat bu mücadele hiç de kolay olmayacaktır. Mücadele sürerken, yeni dostluklar kurulacak, yeni aşklar başlayacak, eski dostlar ve arkadaşlar eteklerindeki taşları dökecektir. Tüm bu maceraya Bozcaada’nın mehtabı, Lale’nin patlıcanlı pilavı ve gelincik şurubu eşlik edecektir.

Derken gökyüzünde bir helikopter belirecek ve Kurt’la Sayko’yu adaya bırakacaktır. 
Sonra…. sonrası Saatsiz Ülke’de. Hem bence bu kitabın bittiği yerden de üçüncü bir kitap  kısa zamanda başlayacak. Çünkü Kerim’in yarım kalmış işleri var.
 
Meraklısı için not:
Sevant Sendromu : bknz.
http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2003/09/26/349209.asp
http://web.archive.org/web/20100403011954im_/http:/www.neokudum.com/wp-content/plugins/wp-spamfree/img/wpsf-img.php


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder