25 Aralık 2015 Cuma




Ferhangi Şeyler - 2.000. Gösteri

Yazan: Ferhan Şensoy
Söyleyen: Ferhan Şensoy

(Nazimo - Tiyatro)

Dün akşam Bostancı Gösteri Merkezinde 2000. kez sahnelenen Ferhangi Şeyler oyununu seyrettik.Biletler satışa çıktığında ilk alanlardan biriydim. Bu nedenle sahne önü orta bölüm 4. sıradan bilet almayı başardım. Fakat bir taraftan da ya 3000 kişilik salon dolmaz ve boş kalırsa diye endişelenmekten de kendimi alamadım. Ama boşunaymış. Salondaki atmosfer muhteşemdi. Bizimle yaşıt çok insan vardı. Bizler gelirken yanımızda Ferhangi Şeylerin dilimize kattığı kelimelerle zenginleştirdiğimiz sohbetlerimizi, anılarımızı, unutulmuş gitmiş arkadaşlarımızı, hala yanımızda olanları, gençliğimizi alıp gelmiştik. Seyircilerin arasında çok sayıda genç de vardı. Bu beni gerçekten heyecanlandırdı. Neredeyse 3 kuşağın hayatına değmişti Ferhangi Şeyler. 





Ferhan Şensoy'u ilk seyrettiğimde Üniversitedeydim  Sanırım üzerinden 26-27 yıl geçti. İlk farkettiğim Ferhan Şensoy'un da benim de bayağı yaşlanmış olduğumuz oldu. 

Oyunda ezbere bildiğimiz, fütursuz politik espriler. Ne kadar özlemişim meğerse. Politik mizahın hayatımızdan çıkıp gittiğini unutmuşum çünkü. 

Metin aynı metin. Evsahibi Orkinos hanım, çok konuşan eee Tayfun, hımmm Tayfun, bakkal çırağı, hayata girip çıkan kadınlar, durmadan çalan duvardaki telefon. İnanılmaz zeki espriler. En önemlisi 30 yıldır eskimeyen, zamana yenilmeyen bir metin. Müthiş güfteler. 

Bugün evden çıkasım yok,
Telefonu açasım yok,
Rakımı var içesim yok
Ca cup bab cu bap

(maalesef youtubede bu şarkının kaydı yok. Bu adresten canlı ses kaydına ulaşabilirsiniz) 

Bir diğer güzel şarkı; ben ne güzel işerim sabah güneşe karşı;



Günlük gazetelerin manşetlerini okuyup, hakkında doğaçlama yorumlar yaptığı bölüm yine çok iyiydi.Özlenen kaktırıcı, kışkırtıcı espriler. Ruhuma iyi geldi vallahi.

Serüvenin başından sonuna afişler;


Oynayan Ferhan Şensoy gibi bir usta ve oyun da 2000. oyun olunca, tüm ünlüler salona akın etmişti. En önde Moğollar, İlhan Şeşen, ismini hatırlamadığım ama görünce tanıdığım bir takım ünlüler, iki ön sıramda Cem Yılmaz, yanında Ozan Güven, biraz yanda Şebnem Bozok, yeni dönem bazı dizi oyuncuları. 

Oyun bitince bir alkış tufanı koptu. Hınca hınç dolu Bostancı Gösteri Merkezinde herkes ayakta dakikalarca alkışladı usta oyuncuyu. Sonra bize Ferhangi Şeyleri nasıl yazdığının hikayesini anlattı. 

"1987 yılında orta oyuncular 2 oyun oynuyordu. İçinden Tranvay Geçen Şarkı ile Ses Tiyatrosunda, Muzur Müzikal ile de Şan Tiyatrosunda oynuyorduk. Hümeyra attan düşüp boynunu zedeledi, boyunluk takması gerekti ve doktoru kesinlikle oyunda oynayamayacağını söyledi ve biz bu sebepten İçinden Tranvay Geçen Şarkı'yı bitirmek zorunda kaldık. Bundan 2 hafta sonra, Muzur Müzikal oyununu oynadıktan az sonra Şan Tiyatrosu elektrik kontaklamacası sebebiyle yandı. Birkaç yerden elektrik kontaklamacasına maruz kalmıştı Şan Tiyatrosu. Kapalı gişe oynayan bir oyundu. En az 2 haftalık biletin parasını geri vermemiz gerekiyordu. Biz 15 gün içinde 2 oyunumuzu ve 1 sahnemizi kaybetmiştik.Orta Oyuncuları kurtarmak için tek kişilik bir oyun oynamam gerektiğine karar verdim ve Ferhangi Şeyler diye bir isim buldum. Kendi resmimin altına el yazısıyla "Ferhangi Şeyler" yazdım. 8 Mart 1987 diye tarihi koydum ve afişi gişenin önüne koydurdum. Seyircimiz o dönemde bize destek verdi, kimse Muzur Müzikal biletlerine iade almadı ve biletlerini yeni oyunla değiştirdiler. 7 Mart gecesi İstanbul'a korkunç bir kar fırtınası giriş yaptı ve ben gece tiyatroda mahsur kaldım. Beyoğlu'nda yollar kapandı ve 8 Mart gecesi biz Ferhangi Şeyler oyununu 270 kişilik salonda 320 kişiye oynadık. Yani Şan Tiyatrosu yanmasaydı eğer Ferhangi Şeyler gibi bir oyun olmayacaktı" dedi Ferhan Şensoy.

Ben bir taraftan da, gece boyunca göz ucuyla Cem Yılmaz'ı kestim, acaba gülüyor mu diye. Oyun boyunca kahkahalarla güldü. Zaman zaman yanında oturan Ozan Güven'e dirsek atarak güldü. 

(İşte herkesin ayakta alkışladığı an - sol en arkada elleri havada alkışlayan da benim eşim. onun solunda da ben varım ama maalesef bu tarihi kadraja girememişim)

Ve fark ettiğim başka bir şey daha; Ferhan Şensoy döneminin çok ötesinde bir oyun yazmış, oynamış. Yıllar sonra hala gülüyoruz. Ve onun oyunlarından, kitaplarından dilimize geçen ne kadar çok kelime, kalıp var. Hepimiz Ferhanca bir kaç kelimeyi mutlaka kullanıyoruz.

Bu akşam sizde yemek yemece, alolardan bir demet ya da hevenk. Daha neler neler. 

Bizden de Ferhan Şensoy'a teşekkürlerden bir demet gitsin. 

Ferhangi Şeyler oynanmaya başladıktan sonra o kadar meşhur oldu ki, insanlar özellikle hiç bir oyunda aynı olmayan, ikinci sahnenin başındaki gazete manşetlerini doğaçlama olarak yorumladığı bölümü seyredebilmek için defalarca oyuna geliyordu.  Ferhan Şensoy çok da alışık olmadığımız bir şey yaptı ve Ferhangi Şeyler'in kasetini çıkardı. O dönemde cep telefonu olmadığı için, arabada kendi kendine konuşan, gülen insan gördüğümüzde ya deli olduğunu ya da  Ferhangi Şeylerin kasetini dinlediğini düşünüyorduk.

Ferhan Usta halen oynuyorken, vakit varken gidin, tekrar izleyin oyunu, çocuklarınızı götürün, arkadaşlarınızın çocuklarını götürün, tanıştırın onları Ferhan Şensoy'la.

İşte o kaset;


İçinden tramvay geçen şarkı - Hümeyra ve Grup Gündoğarken



İçinden Tranvay Geçen Şarkı - Akvaryum






Kendime Not: Bizim takım; ben, hamit, berna, güney. Maalesef ateşlendiği için kızım gelemedi. En kısa zamanda onu götürmem lazım.

Kendime Resim;

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder