6 Mayıs 2017 Cumartesi

Opera Günü Konseri - İstanbul Devlet Opera ve Balesi

 
(Nazimo - Konser)

Metin ve Anlatıcı: Suat Arıkan
Piyano: Yuliya Pabova
Işık Uygulama: Taner Aydın
Kondüvit: Sırma Büttem

Solistler:
Dilruba Akgün, Caner Akın, Cengiz Arslan, Aylin Ateş, Utku Bayburt, Jaklin Çarkçı, Evren Ekşi, Önay Günay, Murat Güney, Şöhret İnanç, Yoel Keşap, Pınar Koç, Umut Tingür

Bugün nefis bir gösteri izledik. Opera gününü kutlamak üzere hazırlanan programı Müdür ve Sanat Yönetmeni Suat Arıkan sundu. Sohbet havasında geçen programda Dilruba Akgün, Caner Akın, Cengiz Arslan, Aylin Ateş, Utku Bayburt, Jaklin Çarkçı, Evren Ekşi, Önay Günay, Murat Güney, Şöhret İnanç, Yoel Keşap, Pınar Koç, Umut Tingür  opera tarihinin önemli eserlerinden ünlü aryaları seslendirdiler. Kalabalık kadronun kostümleri şahaneydi. Bazı kostümleri seyrettiğim operalarda şahsen görmüşlüğüm de vardı. Sanatçılar hem gözümüze, hem gönlümüze hem de ruhumuza hitap ettiler. Suat Arıkan'ın eğlenceli sunumu ve araya serpiştirilen dozunda esprilerle çok keyifli bir öğleden sonra geçirdik. 


Konser Pınar Koç'un seslendirdiği Monteverdi'nin Ariana operasından Laciatemi Morire aryasıyla başladı. Ardından Aylin Ateş Hendel'in Rinaldo ve Gluck'un Orfeo operalarından birer arya seslendirdi. Sonra sıra Mozart ve operalarına geldi. İlk olarak Caner Akın Don Giovanni operasından Il Mio Tesaro aryasını seslendirdi. Ama ne seslendirmek demek istiyorum. O çok güçlü sesiyle susmak nedir bilmedi hatta cebren bile susturulamadı. Sahnede bayağı bir karışıklığa sebep oldu. Konserin en eğlenceli aryasıydı diyebilirim. Sonra Sihirli Flüt operasına geçildi. Dilruba Akgün Gece Kraliçesi aryasını, Umut Tingür Sarastro aryasını ve son olarak Utku Bayburt, Şöhret İnanç birlikte Papageno Papagena aryasını düet olarak seslendirdiler. Mozart'tan seçilen son opera Figaro'nun Düğünü'ydü. Evren Ekşi Kontes aryasını seslendirdi.
 
 
Sonra sırasıyla  Murat Güney Rossini'nin Sevil Berberi operasından, Caner Akın Verdi'nin Rigoletto operalarından aryalar söylediler. Sıra Bizzet'in Carmen operasına geldi. Önce Jaklin Çarkçı'nın müthiş yorumuyla Habenera aryasını, sonra Oray Günay ve Murat Güney'den tadına doyulmaz bir yorumla Escamilio aryasını dinledik. Sonra sahneye nefis mavi bir kostümle Yoel Keşap geldi. Tchaikovsky'nin Maça Kızı operasından bir arya söyledi. Sıra yine Murat Güney'e geldi ve ondan Verdi'nin Otello operasından Jago aryasını dinledik. Ben çok yıllar önce AKM'de Othello operasında Murat Güney'i yine Jago rolünde seyretmiştim. Birden anılar canlandı. Murat Güney'in üzerinde Ernani operasında giydiği kostümü olduğu için Ernani operasının da  programda olduğunu düşünmüştüm ama yoktu maalesef. Sonra Onay Günay'le Wagner'in Tannhouser operasına geçtik. Oradan da Puccini'ye bağlandık. Evren Ekşi beyaz kimonasıyla Madama Butterfly operasından bir arya söyledi. Yoel Keşap da Turandot operasından meşhur Nessun Dorma aryasını söyledi ama ne söyledi.Ve son olarak da Salman Ada'nın Başka Dünya operasından bir düet diledik. Bu kadar arya dinledik ama ne yalan söyleyeyim yetmedi. Tadı damağımızda kaldı.
 
Konserin sonunda Suat Arıkan'ın talimatıyla slayt perdesi aşağıya indi ve bize dünyanın ünlü opera salonlarının iç mekan görüntülerini gösterdiler. Hepsi birbirinden görkemli opera sarayları. Ve görüntüler maalesef ölüme terk edilen AKM'nin soyulmuş yüzü ile sonlandı. Siz de aşağıda paylaştığım selam videosunun başında  içler acısı haldeki AKM'yi görüyorsunuz.
 
AKM'nin tadilat için kapatılacağı haberlerinin basında çıkmaya başladığı zamanlardı. Sezon henüz bitmemişti ve henüz AKM'de opera seyredebiliyorduk. Benim içimde AKM'nin geleceği ile ilgili büyük bir korku ve kuşku vardı ve oyun arasında tuvalette Yekta Kara ile karşılaştık. Ben ve bir kaç seyirci kendisine korkularımızdan bahsettiğinizde bize merak etmememizi, sezon sonunda kapanacak olan binanın 3 sene sonra yepyeni olarak geri döneceğini söylemişti. O günün üzerinden kaç 3 sene geçti, artık saymak bile istemiyorum. Zaten sonuç hepimizin malumu. Bu da böyle acı bir anımdı. Ekranda AKM'yi görünce aklıma geldi.
 
Neyse yazımızı böyle hüzünlü bitirmeyelim. Bu nefis konserde emeği geçen herkese teşekkürler. Bu arada konu resimlerini takip erttiğim Önay Günay ve Orhan Veli Çelebi'nin instagram hesaplarından aldım. Umarım bana kızmazlar.
 
Ufak bir not: Konser akşamı bizlere dağıtılan konser broşüründe maalesef programda yer alan aryalar yoktu. Dolayısıyla konser sırasında tanıdığım aryaları not almaya çalışmıştım ama ertesi gün Opera Müdürü ricam üzerine bana programı verdi. Kendisine çok çok teşekkür ederim.  
 
Sizlere not: Sahnelerde neler olduğunu facebook'da entelektüelbaykuşlar isimli sayfamdaki güncel paylaşımlarımdan takip edebilirsiniz.
 
Meraklısına Video: Şahsen çektiğim selam videosu
 
 
Meraklısına Notlar: O gün konserde dağıtılan program arkasında yazan Opera Demek... yazısını burada paylaşmak istiyorum.
 
1600'lerin başlarıdır operanın doğumu. Bu aynı zamanda "barok" sanat akımının da geleneksel başlangıç tarihi olarak kabul edilir. 17. yüzyıl erken dönem operaları öncelikle işin gösteri yanına odaklanırken, 19. yüzyıl sonlarına gelindiğinde devasa orkestralar ve senfonik renklerle zenginleşmesi diğer öğeleri gölgede bırakmıştır. 20. yüzyılın başına gelindiğinde en önemli öğe işlenen konunun dramatik ve inandırıcı olması olmuştur. Opera, tiyatro ve müziğin temelleri üzerine yükselen bir sanat dalıdır. Rönesans'ın gelişen dünya görüşü ile yeni yaşam duygusu, dinde, devlette, hukukta, bilimde ve şüphesiz ki sanatta yeni arayışların ve gelişmesinin temel bir etkeni olmuştur. Bu büyük etkenle hızla gelişen opera; tiyatro ile müziğin kaynaştığı, edebiyatın, özellikle şiir ve plastik sanatların güç verdiği sanatların bileşimidir. Düşünsel bakımdan ele alındığında opera; Rönesans'ın özgür ve hümanizm arayışından yola çıkarak, kilisenin müzik üzerindeki baskısına tepki olarak doğmuştur. Tiyatro sanatındaki söz ve müzik birbirini gölgelemek yerine, birbirinin anlatımını güçlendirerek yeni bir sanat dalını, Opera'yı geliştirmiştir. Öyle ki Opera; metin ve sahnelemeyle kenetlenmiş bir öğedir.
 
Bunlar da opera meraklılarına bazı videolar:
 
Allahım ne buldum! Çok daha genç bir Murat Güney. AKM'deki Othello operasında Jago aryasını seslendiriyor. Ben de seyretmiştim bu operayı. Ne mutlu bana.
 
 
 
Nessun Dorma'yı Yoel Keşap'dan değil ama Pavarotti'den buldum. Kulakların pası silinsin.
 
 
Bu da sihirli flüt operasından gece kraliçe aryası. Yeri gelmişken onu da buraya koyalım diyorum.
 
 
Ne güzel! Jaclin Çarkçı'nın 1996 da oynadığı Carmen operasında söylediği aynı arya görüntülerini buldum ki ben de bu operayı şahsen seyretmiştim. Nefis.
 
 
Kendime Not: Bizim takım ben, esen teyze, adnan amca
 
Kendime Resim: biletlerim
 
 
 
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder