(Nazimo - Tiyatro)
Yazan: Anna Jordan
Çeviren: Fatih Gençkal, Berkay Aygör
Yöneten: Çağ Çalışkur
Dekor: Taciser Sevinç
Işık Tasarım: Cem Yılmazer
Makyaj: Gila Benezra, Zeynep Sönmez
Oynayanlar:
Bora Akkaş, Berker Güven, İdil Sivritepe, Neslihan Yeldan
Craft Tiyatro'nun şubat ayında sahnelemeye başladığı yeni oyunu Yen'i tek kelimeyle "çok sert" olarak tanımlayabilirim. Oyunu seyrederken kimi zaman çok rahatsız oldum, kimi zaman içim acıdı, bazen umutlandım, olur mu acaba dedim. Sonra kesin kötü bir şeyler olacak dedim. Seyrederken içimde bir mücadele, bir gerginlik, bir çatışma. Yani bu oyunda seyirci olmak iskemlede rahatça oturup oyunu izlemekten ibaret değildi. Arasız 2.5 saat süren oyunda, oyuncular sahnede biz de yerimizde bayağı yorulduk.
Oyunun konusuna gelecek olursak aynı anne farklı babadan iki erkek kardeşin yaşadığı evin içindeyiz. İçindeyiz diyorum çünkü öyle bir sahne düzeni var. Bize içerde olduğumuzu hissettiriyor. Seyirciler olarak oldukça büyük bir salonun iki tarafına konuçlandırılmışız. Bahsettiğim salon da tam ayaklarımızın ucundan başlıyor. Etraf pislik içinde, dağınık. Ortada eski, kirli bir kanepe yatak var. Kocaman ekranlı bir televizyon var. Ekranında bir video oyunu dönüyor.ve sürekli açık. Bangır bangır bir müzik hiç susmadan odanın içinde çalıyorr.
Evde yaşayan çocuklar 17 yaşındaki Hench ve 15 yaşındaki Bobbie. İkisi de okula gitmiyorlar. Bobbie'nin zeka sorunları da var. İçerde arada havlaması duyulan bir köpekleri var. İsmi Taliban. Hench olduğundan çok daha olgun davranmaya çalışıyor. Hayatlarında hiç bir kısıtlama olmadan yaşıyorlar. Çocuklarını istemeyen bir adamla birlikte yaşayan, alkol problemi olan bir anneleri var. Üstelik diyabet hastası. Sarhoş olarak eve geldiği nadir zamanlarda kim kime bakıyor çok da belli değil. Sevilmeden, özenilmeden yalnız büyüyen ya da yaşamaya çalışan çocuklar, sınırsız porno, video oyunu ve sefalet. Bu evden güzel bir şey çıkar mı acaba? Mesela arkadaşlık, belki de aşk? Bana sorarsanız çıkmazdı. Ama komşu evde yaşayan cıvıl cıvıl bir genç kız olan Jenny ortaya çalıp da, bu çocuklarla arkadaş olunca neden olmasın dedim. Jenny babası öldükten sonra annesiyle birlikte dayısının evine sığınmış. O da yaralı. Annesi depresyonda. Ama o birbirini seven bir ailede büyümüş, sevmiş, sevilmiş. İçindeki sevgiyle ve tüm enerjisiyle bu eve bambaşka bir hayat getiriyor. Hench ve Bobbie bambaşka bir hayatın varlığıyla tanışıyorlar ama hiç sevilmemiş bu çocuklar sevmeyi başarabilecekler mi? Gerisi oyunda.
Oyun beni gerçekten çok sarstı. Çok hızlı başladı. Kavga, gürültü, şiddet. Bu şekilde devam ederse oyunu tamamlayamayacağımı bile düşündüm. O kadar rahatsız oldum. Ama sonra oyun ve duygular yolunu buldu, ben de ortama alıştım. Sahne düzeni nedeniyle içimde gerçekten bir röntgenci hissiyle oyunu soluksuz seyrettim. Oyuncular çok başarılıydı. Zeka özürlü Bobbie'yi oynayan Berker Güven gerçekten bu çok zor rolün hakkını vererek ete kemiğe bürünmüş bir karakter çıkarmış ortaya. Berker Güven'i ayrı yazınca sanki diğer oyunculara haksızlık etmişim gibi geldi. Hepsi de çok gerçektiler. Canlandırdıkları karakterleri her yönleriyle bize gösterdiler. Oyunda enteresan bir denge var. Tüm bu sefaletin ve çaresizliğin içinde biz gülmek için de bir şeyler bulabiliyoruz. Oyun bittikten sonra hemen yerimden kalkamadım. Oyunun üstüme sinen ruhu bir müddet beni terk etmedi sanki. Bu oyun kaçmaz. Önümüzdeki sezon mutlaka seyredin.
Sizlere Not: Sahnelerde neler olduğunu facebook'da entelektüelbaykuşlar isimli sayfamdaki güncel paylaşımlardan takip edebilirsiniz. Instagram'da ebru_tarm adresindeyim.
Meraklısına Video: Kendi çektiğim selam videosu
Kendime Not: bizim takım yoktu. yalnız seyrettim.
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder