5 Aralık 2012 Çarşamba



Mansfield Park - Jane Austen

Yazan: nazimo Kategori: Klasikler

Mansfield Park benim okuduğum ilk Jane Austen romanı. Ama onun eserlerinden yapılan film ve dizi uyarlamaları defalarca kez seyrettim. Tabi bir yazarı okumakla seyretmek aynı şey değil. Fakat kitabı okurken, gözümün önüne gelen film sahneleri beni hiç rahatsız etmedi, hatta görüntüler okuduklarımla örtüşdüler bile diyebilirim.

Mansfield Park’ın öyküsüne gelince; başrolde, tabi ki İngiltere kırsalı var. Karı koca Bertam’lar, 2 si kız, 2 si erkek dört çocuklarıyla birlikte Mansfield Park malikanesinde yaşamaktadırlar. Yaşadıkları bölge fazla kalabalık değildir. Etraflarında birkaç aile daha vardır ve hayatları kırsal hayatın tekdüzeliği içinde geçip gitmektedir. Hikaye, Lady Bertam’ın, ailede istenmeyen bir evlilik yapan ve zor koşullarda yaşayan en küçük kız kardeşinin çocuklarından birini yanına almaya karar vermesiyle birlikte hareket kazanır. Fanny Price, 12-13 yaşlarındayken ailesini bırakarak Mansfield Park’a gelir/getirilir. Evin asıl kızlarından birkaç yaş küçük olan Fanny, evdeki yeni yaşama uymakta oldukça zorlanmaktadır.


Papaz kocasını kaybettikten sonra tüm ilgisini, kardeşi Lady Bertram ve onun kızlarına yönelten, Mrs. Norris’de, teyzesi olmasına karşın, Fanny’nin hayatını zorlaştırmak için elinden geleni yapmaktadır. Fanny’nin en birinci görevi huysuz Mrs. Norris’in bitip tükenmeyen isteklerini yerine getirmektir. Üstelik Mrs. Norris her haraketiyle Fanny’ye yeğenlerinden farklı olduğunu hissettirmektedir. Fanny’nin yeni hayatında ona gerçekten destek olan yegane aile üyesi ise, ileride Papaz olmak isteyen evin küçük oğlu Edmund’dur.

Ben aslında Fanny’nin hikayesini biraz çirkin ördek yavrusu masalına benzettim. Çelimsiz, bakımsız, eğitimsiz küçük kız çocuğunun, güzel, akıllı ve erdemli bir genç kadına dönüşmesinin hikayesi. 

Bana göre bu öyküde geçen olaylar, karakter tahlilleri, diyaloglar biraz fazla kadın dünyasından ve kadın gözünden anlatılmış gibi. Mesela Evin babası Mr. Bertram varlıklı bir adamdır ama gelirinin kaynağı nereden gelmektedir, para kazanmak için ne iş yapar, bir okuyucu olarak bunları bilmeyiz. Mr. Bertam işlerini yoluna koymak için uzaklara gider- Hindistan’dı sanırım- ve orada yaklaşık 1,5 yıl kalır. Okuyucuya aktarılan, o gezinin yapılmasının tek nedeni işlerin yoluna koyulmasıdır. 1,5 sene kalmayı gerektirecek kadar ciddi bir problemle boğuşan Mr. Bertam’ın iş sorunu hakkında en ufak bir şey öğrenemeyiz. Çünkü bu bilgiler erkelerin dünyasına aittir, dolayısıyla kitabın konusu değildir.

Ve toplumsal hayatın tam ortasında evlilik müessesi durmaktadır. Balolar, çay partileri, araba gezintileri, akşam yemekleri. Sanki tüm sosyal etkinlikler bu amaca hizmet etmek üzere düzenlenmektedir. Fanny, kuzenlerinin yaşamı üzerinden, yüksek sosyeteye ait kızların koca bulma sürecini – ritüellerini de diyebiliriz- bize detaylı bir şekilde aktarır. İyi bir evlilik yapmak, bir genç kız ve ailesi için hayati önem taşımaktadır. Yaşadıkları yer, ne kadar küçük olursa olsun, gönül ilişkilerine dair dedikodular, herkesin ve okuyucunun ilgisini çekecek kadar boldur. Kadın penceresinden bakış burada da kendini gösterir. İyi erkeği güzel, fettan ve hırslı kadın yerine, uzun vadede dürüst ve erdemli olan kazanır.

Ve Mansfield Park’da hayat öyle sakin ve huzurlu akmaktadır ki. İnsanın gündelik telaşlarının çıkarılması gereken nakış modeli, atla yapılacak gezide sırta alınması unutulan şal, saat beşte teyzeye çay servisi yapmak için eve dönme telaşı, ya da dostlara yetiştirilecek mektupları yazarken yaşanan stres olması. Ne acayip değil mi? Hayat onlara güzel demekten kendin alamadım. Romanı bu yönüyle ele alıp, oradaki hayatı bu günle kıyasladığımda, ne yalan söyleyeyim, içimden romanın türüne bilim kurgu demek geliyor. Yani günümüze o kadar uzaylı kalıyor.

Genel olarak kitabı okumaktan zevk aldım. Yer yer, uzayan ve ağdalanan iç dünya tahlillerinde sıkıldığımı da itiraf etmek zorundayım. Yine de İngiliz Edebiyatının klasiklerinden olan Jane Austin romanlarının okunması gerektiğini düşünüyorum.


İnternette yaptığım ufak bir araştırmaya göre Mansfielad Park ilk olarak 1999 yılında sinemaya uyarlanmış. Filmin yönetmenliğini Patricia Rozeme yapmış. Başrollerini Frances O’Conner, Jhonny Lee Miller ve Alessandro Nivola paylaşmış ki ben bu filmi seyrettim.



Hikaye ikinci kez 2007 yılında sinemaya uyarlanmış. Filmin yönetmeni Iain B. MacDonald. Oyuncular Jolia Joyce, Douglas Hodge, Maggie O’Neill. Ben bu filmi seyretmedim ama benim hayalimdeki fanny Price ilk filmdeki kumral Fanny ile daha fazla örtüşüyor.

http://web.archive.org/web/20130927115317im_/http:/www.neokudum.com/wp-content/plugins/wp-spamfree/img/wpsf-img.php

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder