3 Aralık 2015 Perşembe



Sersem Kocanın Kurnaz Karısı - İstanbul Devlet Tiyatroları

(Nazimo - Tiyatro)

Yazan: Haldun Taner
Yöneten: Nur Subaşı
Dekor Tasarım: Ethem Özbora
Kostüm Tasarımı: Şirin Dağtekin Yenen 
Işık Tasarım: Önder Arık
Besteci: Melikcan Zaman
Koreograf: Yeşim Alıç
Dramaturg: Selen Korad Birkiye

Oyuncular:
Tomas Fasulyeciyan: Murat Karasu
Hıranuş: Mehlika Balkan
Holas: Saydam Yeniay
Satenik: Rüyam Dirin
Ahmet Fehim: Ali Fuat Çimen
Virjinya Zagakyan: Filiz Kılıç
Küçük İsmail: Şamil Kafkas
Suflör Kazım: Nurettin Özsuca
Kahveci: Ediz Akşehir
Ahmet Vefik Paşa: Orkun Gülşen
Rıfat Ağa: Ergün Akvuran
Vizental Efendi: Mert Egemen
Asım Bey: Ferdi Atuner








İstanbul Devlet Tiyatrosu bu sene (2015) Haldun Taner'in 100. doğum günü vesilesiyle onun Sersem Kocanın Kurnaz Karısı adlı oyunun sahneliyor. Ben öncelikle biletler için arkadaşım Gülçine teşekkür ederim.



Sersen Kocanın Kurnaz Karısı büyük usta Haldun Taner'in 1969 yılında yazdığı bir oyun, Dönem 19. yüzyıl sonlarıdır.  Tomas Fasulyeciyan tiyatro topluluğu, Fransız yazar Moliere'nin George Dandin eserini prova etmektedirler. Fasulyeciyan oyunun bir trajedi olduğunu düşünmektedir ve oyun Kıskanç Herif adıyla prova edilmektedir. Topluluk İstanbul'da parasal sorunlar yaşayınca, bir tiyatro aşığı olan Vali Ahmet Vefik Paşa'ya sığınmak üzere Bursa'ya gider ve orada oyunu bu sefer Ahmet Vefik Paşa'nın etkisiyle sahnelerler. Bu sefer oyunun adı Yorgaki Dandini olmuştur. Aynı metni bir kez de eskiden Fasulyaciyan'ın kumpanyasında çalışan Küçük İsmail Efendi'nin yönetiminde seyrederiz. Ama oyun bu sefer tuluat tiyatrosu tarzında sahnelenmektedir ve oyunun ismi Sersem Kocanın Kurnaz Karısı olmuştur. Tüm oyuncuların isimleri Türk isimleridir ve baş rolde de İbiş rolünü İsmail Efendinin kendisi oynamaktadır. Yıllar sonra oyun yine ilk çıktığı yere, İstanbul'a dönmüştür ama ismi Kıskanç Herif'ten, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı'na değişirken, oyun da trajediden komediye dönmüştür.



Haldun Taner, Sesem Kocanın Kurnaz Karısı'nı oyunun içinde oyun tekniğiyle yazmış. Biz oyun boyunca aynı metnin, aynı oyuncular tarafından  3 farklı şekilde sahnelenmesini izliyoruz. Haldun Taner'in Ay Işığı Altında Şamata isimli oyunu da aynı teknikle yazılmış bir oyun. 



Ben oyunu CKM Büyük salonda izledim. Sanırım o salon tiyatro için fazla büyük bir salon. Biraz dikkat dağıtan, biraz oyuncuları seyirciye uzaklaştıran bir sahne. Belki de onun da etkisiyle özellikle ilk yarıda oyunun içine çok fazla giremedim. İkinci yarıda da tuluat sahnelerinde biraz sıkıldım. Ama oyunun sonundaki o efsane tirad beni gerçekten sarstı. Ben tabi ki onca insanın emeğine saygısızlık temek istemem. Ama içimden bir ses bu oyunun aslında çok daha iyi sahnelenebileceğini söylüyor. 

Eğer bu oyunu seyretmeyi düşünüyorsanız CKM'de değil de, daha küçük bir sahnede seyretmenizi tavsiye ederim.

Aslında bu oyunu İstibdat Kumpanyası'nın hemen ardından izlemem ilginç bir tesadüf oldu., çünkü iki oyunda hem konu, hem dekor, hem dönem, hem oyunculuklar bakımından birbirine çok benziyor. Sadece provası yapılan oyunlar değişik.

Ve o meşhur son tirat. Büyük Usta Münir Özkul'dan bir kez daha dinleyelim istedim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder