8 Ekim 2016 Cumartesi

Martı - İstanbul Şehir Tiyatroları


(Nazimo - Tiyatro)

Yazan: Anton Çehov
Çeviren: Behçet Necatigil
Yöneten: Yıldırım Fikret Urağ
Dramaturg: Dilek Tekintaş
Sahne Tasarımı: M. Nurullah Tuncer, Sırrı Topraktepe
Kostüm Tasarımı: M. Nurullah Tuncer, Yeşim Türkgeldi
Işık ve Video Tasarımı: Kemal Yiğitcan
Koreografi: Yasemin Gezgin Yavuzcan

Oyuncular
İrina Nikolayevna Arkadina: Jülide Kural
Boris Alekseyeviç Trigorin: Mert Tarık
Nina Mihaylovna Zareçnaya: Pelin Abay
Konstantin Gavriloviç Treplev: Nazif Uğur Tan
Maşa: Yeşim Koçak
Pyotr Nikolayeviç Sorin: Mert Asutay
Polina Andreyevna: Rozet Hubeş
İlya Afanasyeviç Şamreyev: Ersin Sanver
Yevgeni Sergeyviç Dorn: Hakan Arlı
Semyon Semyonoviç Medvedenko: Mert Aykul
Yakov: Kamer Karabektaş

Anton Çehov'un Martı oyunu ilk kez bu seneki İstanbul Tiyatro festivalinde sahnelenmişti ve yeni sezonun da açılış .oyunlarından biri oldu.


Martı oyunun okuduğumda çok etkilenmiştim. Bence Çehov'un oyunları içerisinde en karmaşık olay örgüsüne sahip olan oyun Martı. İçinde en fazla aşk barındıranı da Martı. Okurken bu oyun nasıl sahnelenir diye çok düşünmüştüm. Cevabını Şehir Tiyatroları vermiş. İşte böyle sahnelenirmiş.


Pyotr Nikolayeviç Sorin devlet memurluğundan emekli olduktan sonra taşrada göl kıyısındaki çiftliğine yerleşir. Zaman zaman çok meşhur bir aktris olan kız kardeşi İrina Nikolavyevna sevgilisi ünlü yazar Trigorin'le birlikte onu ziyarete gelir.  Bu ziyaretler göl evinde dört gözle beklenmektedir ve beraberinde özlenen şehir havasını, zarafeti, sanat esintisini  getirmektedir.

Kız kardeşinin 25 yaşında, işi ve mesleği olmayan oğlu da dayısıyla birlikte burada yaşamaktadır. Annesinin, sevgilisinin ve annesinin çevresindeki tüm ünlü insanların gölgesinde yaşamakta zorlanan genç adam, bu göl kıyısındaki evde oyun denemeleri yazmaktadır. İlk oyun denemesini göl kıyısına kurduğu bir tiyatro sahnesinde ailesi için sahnelemek ister ve aşık olduğu kız arkadaşı Nina'ya oyunu oynatır. Oyun tam bir fiyaskoyla sonlanır ve ardından yaşananlar bir çok ikişinin hayatını derinden etkiler.

Tabi ki bu kasabanın da bir doktoru vardır. Orta yaşlarında olmasına rağmen hala bekar ve kadınlar arasında popüler olan bir adamdır ve hala çevresinde mutsuz etmeyi başardığı kadınlar vardır. Ah kalben ya da ruhen bir denk gelebilseler çok mutlu olabilecek ne çok insan yaşamaktadır bu göl kıyısında ama doğru eşleşmeler bir türlü bir araya gelmez. Çehov buna izin vermez.

Oyundaki tüm kahramanlar arızalıdır. Hem kendileriyle ve yaşadıkları hayatla sorunları vardır. Hem aile ilişkilerinde sorunları vardır hem de gönül meselelerinde. Tüm bu duygusal karmaşa o kadar net anlatılıyor ki, sahnedeki insanları uzun zamandır tanıyormuş gibi hissediyorsunuz.

Biraz da oyunun sahnelenmesinden bahsetmek istiyorum. Teknolojinin de yardımıyla nefis bir dekor çalışması yapılmış. Gerçekten bizi göl kıyısındaki o eve ve bahçeye götürmeyi başardılar. Gölün yüzeyine vuran ayın şavkını, çakan şimşeklerin sudaki izini izlettiler. Kostümler de bir o kadar başarılıydı. Buna seçilen müzik (ki maalesef oyun kitapçığında müzikle ilgili bir bilgi yok), ışık tasarımı ve başarılı oyunculukları da etkileyince gerçekten seyrine doyulmaz bir Çehov yorumu çıkmış ortaya. Tüm oyuncular çok başarılıydı ama İrina Nikolayevna rolünde Jülide Kural gerçekten müthişti.

İçindeki onca mutsuzluğa rağmen o kadar keyif alarak izledim ki Martı'yı.Tadı damağımda kaldı resmen. Gerçek bir tiyatro şöleni seyretmek isterseniz Şehir Tiyatroları'nın Martı'sını seyredin.

Tiyatro ve edebiyat içerikli paylaşımlarımızı facebook'da entelektüelbaykuşlar sayfasından güncel olarak takip edebilirsiniz.

Şehir Tiyatrolarının festival için hazırladığı tanıtım videosu;


Bu da yeni sezondan bir bukle görüntü;





Kendime Not; Bizim ekip esen teyze, naz ve ben.
Kendime Resim;


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder