(Nazimo - Tiyatro)
Yazan: Hakan Tabakan
Yöneten: Volkan Sarıöz
Yönetmen Yardımcısı: Selen Şenay
Dramaturji: Bilgesu Kasapoğlu
Dekor ve kostüm tasarımı: Başak Özdoğan,
Işık Tasarımı: Sema Öztaş
Ses Tasarımı: Sibel Altan
Oynayanlar: Sarp Aydınoğlu, Sezin Bozacı, İbrahim Barutay, Uğur Senken
Bazen bende olur böyle, bir oyunun ismini çok severim, hatta sanki çağırır beni kendine. İşte "Mağrur Fil Ölüleri" de öyle bir isim oldu ve çağırdı durdu beni kendine. Gel beni seyret, gel beni seyret, hişt sana söylüyorum, gel beni seyret. Sonra oyun Kadıköy'e geldi. Şişt, ben geldim bu tarafa, gel beni seyret dedi ve ben de uydum bu çağrıya. İyi ki de gitmişim. Sımsıcak bir oyun izledik. Bitmesin istedim resmen.
1969 senesi yılbaşı akşamındayız. Cahit'le Belkıs'ın evlerindeyiz. Karı koca sohbet ediyorlar. Kadın kocasını yılbaşını kendi ailesiyle birlikte kutlamak için ikna etmeye çalışıyor. Adam gitmek için çok gönülsüz. Sohbete bol miktarda votka limon eşlik ediyor. Derken şakalaşmayla başlayan sohbetleri bir çeşit hayat hesaplaşmasına dönüşmeye başlıyor.
Bugüne dek konuşmak yerine arkasından dolandıkları ya da yokmuş gibi yaptıkları sorunlar kendiliğinden ortaya dökülüveriyor ya da artık dökülmesi gerekiyor. Votka limonlar ardı ardına içiliyor. Laf lafı açıyor. Laf da Pandora'nin kutusunu. Radyoda Zeki Müren tüm dinleyicilerine mutlu bir yıl diliyor. Saat başı okunan haberlerde fabrikada grev yapan işçileri polisin bastığı, öğrencilerin üniversiteyi işgal ettiği, kahvehane de baskın olduğu haberleri geçiyor. Bir türlü o evden çıkılamıyor. Pikapta Hümeyra çalıyor.
Oyunda pek çok şey vardı ama ben ön planda çok içten, çok saf, çok naif, pamuklara sarılıp sarmalanmış bir aşk hikayesi seyrettim. Adanalı pamuk ağasının kızı Belkıs'la, siyasi bir cinayete kurban giden solcu bilim adamının oğlu Cahit'in üniversitede başlayan aşkı. Bazen başka dünyaların insanları da olunsa aşk kazanabiliyor. Öfkeliyken de, acılıyken de karşındakini düşünmek. Karşındakinin canını acıtmak isterken bile ya incitirsem diye korkmak. Birbirinin en iyi arkadaşı, sırdaşı, can yoldaşı, suç ortağı, hem kızgınlığının hem mutluluğunun sebebi olmak. Belkıs'la Cahit o kadar gerçekler ki, onların hala buralarda bir yerlerde biraz yaşlanmış da olsalar, gerçekten yaşamadıklarına insanın inanası gelmiyor. Ve evleri o kadar sıcak, o kadar davetkâr ki. Sizi içeri çağırıyor. Ve Belkıs'la edebi Cahit'i canlandıran Sarp Aydınoğlu ve Selin Bozacı'nın insanı gerçek olduklarına inandıran oyunculukları. Ve buram buram 69'lar kokan kıyafetleri ve pikapta çalan plaklar. Nefis bir oyundu.
Ben bazı oyunlarda bazı karakterleri evlat edinirim. Çok severim onları, görmeyince özlerim. O nedenle özledikçe gidip tekrar seyrederim. İstanbul Efendisindeki Çağlar Çorumlu, Tarla Kuşuydu Juliet'deki Engin Alkan, Profesyonel'deki Bülent Emin Yarar, Şahane Züğürtlerdeki Can Başar ve Müge Akyamaç gibi. Bu oyunlardan kimisi bitti. Istanbul Efendisini 7, Tarla Kuşuydu Julieti 4 kez seyrettim. Ne çok zaman oldu onları görmeyeli. Profesyonel'i kaç kez seyrettim unuttum. Onlar oynadıkça ben Luca'yi görmeye giderim. Belkıs'la Cahit'i de evlat edindim artık. Bu sezon iki kez seyrettim. Umarım uzun zaman oynarlar ve ben gidip hasret gideririm.
Önümüzdeki sezon seyredilecek oyunlar listesine mutlaka eklenmesi gereken bir oyun. Bu sezon benim için en iyi ilk üç oyuna girer.
Sizlere Not: Sahnelerde neler olduğunu facebook'da entelektüelbaykuşlar isimli sayfamdaki paylaşımlardan takip edebilirsiniz. Instagram'da ebru_tarm adresindeyim.
Meraklısına Video: 14.06.2017 Oyun Atölyesindeki oyunun selam bölümü. Tekrar emeğinize sağlık.
Kendime Not: Mağrur Fil Ölüleri'nin Cahit'iyle Taşra Kabare'de Ev'vel Zaman oyununda karşılaştık. Kendisine bu sezon en çok beğendiğim 2 oyundan birinin Mağrur Fil Ölüleri olduğunu söyleme şansını yakaladım. Tiyatro insana iyi geliyor.
Kendime Resim: Biletlerim. 2 oyunun bileti bir arada.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder