7 Ocak 2010 Perşembe



Dublörün Dilemması – Murat Menteş

Yazan: nazimo Kategori: Kurgu

Dublörün Dilemması bir ilk roman. Kitap 2005 yılında yayımlanmış olmasına rağmen, ben  yazarıyla ancak tanışma fırsatı buldum. Hatta ben bu kitaba başladığımda, internetteki kitapçı sitelerinde kitap tükendi olarak gözüküyordu ama, ben okumayı bitiremeden, kitap yeni baskısını yaptı. Yani okumak isteyenler kitabı gayet rahat bir şekilde kitapçılardan temin edebilir. 

Kitabın konusu aslında oldukça karışık. Haldun Dormen’ in vaktiyle sahnelediği, sahneye açılan her kapıdan sürekli birilerinin girdiği ve çıktığı, bağırış çığırış konuştuğu,  kahramanlarının sürekli birbirlerine yalan söylediği, durumu kurtarmaya çalıştığı komedi oyunlarını andırıyor. Kitapta kimleri ararsanız var; yetimhanede büyümüş çok zeki ama şizofren albino Nuh Tufan, kendine dine vermiş, çok zengin bir ailenin mucit evladı İbrahim Kurban, ekmeğini boktan çıkaran, çocuk bezi kralı Ferruh Ferman, Nuh’un ilk görüşte vurulduğu ama Ferruh Ferman’ın sevgilisi Dilara Dilemma, mafya babası Rıza Silahlıpoda (piyanist şarkıcı olan değil), Baretta lakaplı bir arkadaş, en az 3 kez evlenmiş, ama uzun süredir bakire, ev sahibi, çok yaşlı Taziye Teyze, Profesör ve belki de gizli ajan Umur Samaz, köpeği, gizli servis elemanları, gizli olmayan servis elemanları, daha kimler kimler
.
Nuh Tufan, arkadaşları İbrahim Kurban ve Beratta suça eğilimli, sıra dışı kişilikler. İbrahim Kurban’ın insan yüzüne bire bir benzeyen maskeler üretmeye yaracak tekniği icat etmesi sonucunda, Nuh Tufan kendine yeni bir iş sahası bulmuş olur. Bundan böyle Nuh Tufan, hayattan zaman çalmak isteyen, paralı insanların yerine geçecek, onlara hayallerini gerçekleştirmeleri için gerekli zamanı kazandıracak, karşılığında da hayli yüklü miktarlarda ücret alacaktır. Ama hiç kimsenin hayatı, yerine yarım saatline bile geçecek kadar basit değildir. Her ne kadar maskenin içindeki, albino Nuh Tufan da olsa, başına örülen çorapların ilmekleri yüzündeki maskenin sahibi tarafından atılmaktadır. Nuh Tufan, Ferruh Ferman’ın maskesini yüzüne takmakla, ömrü boyunca sahip olamadığı renk pigmentlerine ve delicesine aşık olduğu Dilara Dilemma’ya sahip olurken, bunun bedelini mafya hesaplaşmasının ortasında kalarak ödeyecektir.

Kitabı şaşılacak derecede yaratıcı buldum. Hem konusu, hem anlatımı, hem de kurgusu gayet profesyonelceydi. Özellikle Nuh Tufan’ın şizofren olması nedeniyle, dünyayı değişik algılaması ve bunun okuyucuyla paylaşılış şekli kitabı mizah yönünden zenginleştirmiş, okumayı keyifli hale getirmiş.
“…Beşiktaş sahilinde  ben taksiden atladım, İbrahim Kurban, vedalaşırken “Allah’a emanet ol” dedi. “Beni merak etme deyip iskeleye doğru yürüdüm. İskele binasının arkasından bir balina başı görünüyordu. Bu, Üsküdar vapurundan başka bir şey olamazdı; balina jetonu almak için gişeye koştum…”
Yeni tanıştığımız insanların yanından ayrılırken, onların elini sıkarken, mutlaka “Tanıştığımıza çok memnun oldum, tekrar görüşmek dileğiyle” deriz ama, iyi niyet dileklerimiz yüzümüze yansımaz, bunlar sadece havaya yazılmış, asılsız beyanatlardır. Herkes bunun son görüşme olduğunu bilir ama oyunu kuralına göre oynar ve uygun repliklerini söyler. Ama ben gerçekten Murat Menteş’le tanıştığıma sevindim ve onunla tekrar görüşmeyi umuyorum. Bu nedenle de sözlerimi havaya değil, izi kalsın diye entelektüel baykuşlara yazıyorum.

http://web.archive.org/web/20100325062138im_/http:/www.neokudum.com/wp-content/plugins/wp-spamfree/img/wpsf-img.php

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder