5 Şubat 2016 Cuma



On İki Öfkeli Adam - Şehir Tiyatroları

2 perde - 1 saat 50 dk.

(Nazimo - Tiyatro)

Yazan: Reginald Rose
Çeviren: Cemal Berk
Yöneten: Arif Akkaya
Dranaturg: Hatice Yurtduru
Sahne Tasarımı: Ayhan Doğan
Kostüm Tasarımı: Nihal Kaplangı
Işık tasarımı: Özcan Çelik

Oyuncular;
1.Jüri Üyesi: Yalçın Avşar
2.Jüri Üyesi: Rahmi Elhan
3.Jüri Üyesi: Serdar Orçin
4.Jüri Üyesi: Burçetin Zoga
5.Jüri Üyesi: Gün Koper
6.Jüri Üyesi: Enes Mazak
7.Jüri Üyesi; Kutay Kırşehirlioğlu
8.Jüri Üyesi: Ahmet özarslan
9.Jüri Üyesi: Metin Çoban
10.Jüri Üyesi: Ali Gökmen Altuğ
11.Jüri Üyesi: Nihat Alpteki
12.Jüri Üyesi: Mehmet Aydan
Güvenlik Görevlisi: Ezgi Sümer Yolcu

İlk Gösterim: 22 Ekim 2014 - Üsküdar Müsaipzade Celal Sahnesi


Reginald Rose'un oyunundan uyarlanarak çekilen film 1957 yılında Oscar'a aday gösterilmiş. Defalarca da tiyatro sahnesinde yer almış. Babasını öldürmekle suçlanan ve mahkemede çok açık deliller göstererek suçlu olduğu iddia edilen 19 yaşında latin kökenli bir genç hakkında jüri karar vermek üzere toplanır. 

  

Herkes gencin suçlu olduğundan çok emindir ve oy birliğiyle karar alıp gitme derdindedir. İlk oylamada 1 suçsuz 11 suçlu oyu çıkar. Suçsuz oyu veren Jüri üyesi latin genç için "suçlu değil diyemem ama tam olarak da suçlu olduğuyla ilgili kuşkularım var" diyerek tartışmanın fitilini ateşler. İkna edilmeye ihtiyacı vardır çünkü  ve Jüri üyelerinin aldıkları kararları "makul şüphe" temelinde yeniden, yeniden ve yeniden gözden geçirmeye, mahkemenin sunduğu delilleri rasyonel bakış açısıyla tekrar değerlendirmeleri için ikna etmeye çalışır. Tartışma uzadıkça jüri üyelerinin aldığı kararların arkasında, yabancı düşmanlığı, kanuna aşırı güven, çoğunluğa uyma, geçmişle hesaplaşma gibi farklı kişisel sebepler olduğu ortaya çıkacaktır. Biz seyirciler de bir taraftan oyunu izlerken, bir taraftan da suç, adalet, delil, yargılama sistemi, nesnellik üzerine kafamıza üşüşen onlarca soruyla boğuşmak zorunda kalıyoruz.

Ve bazen 1,  11'den büyük olabiliyor. 



Ben yarım dünya küresi şeklinde tasarlanmış dekoru çok beğendim. Bana çok fazla şey çağrıştırdı. Dünya formunu parmaklıklarla kafes şeklinde tamamlanmış olması, dünya formunun yanı sıra bir kafes imajı da yaratıyor. Ayı zamanda jüri üyelerinin yaşadıkları hapsedilmişlik duygusunu da veriyor. Dünyayı taşıyan roma sütunları bence adaleti temsil ederken, onların eğilmiş olması da adaletin eğilip büküldüğünü mü temsil ediyor acaba? Ve uzun bir masada oturan 12 adam. havariler gibi. mi acaba?

Ve ışık, kafesli kubbeyi gök kubbeye çeviren ışık. Ben çok etkilendim.

İlk suçsuz oyu veren 8 no'lu Juri rolünde Ahmet Özarslan ve 3 no'lu jüri rolünde Serdar Orçin'in oyunculuğu çok etkileyiciydi.




Kendime not: bizim takım, annem, ben, kızım, selmuş

Kendime resim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder