18 Mart 2016 Cuma

Sirke Tadında Böğürtlen Reçeli - İstanbul Şehir Tiyatroları


(Nazimo - Tiyatro)

2 perde - 1 saat 40 dakika

Yazan: A. Kadir Bozkurt
Yöneten: A. Zuhal Ergen
Dramaturg: Arzu Işıtman
Sahne Kostüm Tasarımı: Ayşen Aktengiz Bayraklı
Işık Tasarım: Murat İşçi

Oyuncular;
Bensu Orhunöz, Mert Tanık
İlk Sahneleme: 21 Ekim 2015 - Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi



Oyuna gitmeden evvel oyunun konusu hakkında bilgi edinmemiştim. Eee, oyunun ismi de pek fazla ipucu verecek bir isim değildi. Dolayısıyla ne çıkarca bahtımıza duygusuyla oyuna gittik. Üstelik 1. sıradan bilet bulmayı da başarmıştık Oyun Children of Sanchez filminin muhteşem müziğiyle başladı. Oyun bir karı kocanın elli yıllık evliliklerini, mutluluklarını, birbirleriyle mücadelelerini, hayatla mücadelelerini, yaşadıkları ülkenin yıllar içinde geçirdiği toplumsal ve siyasi değişiklikleri merkez alarak anlatıyor.  Ama en çok da hiç bitmeyen sevgilerini anlatıyor. Hayat sirke tadında böğürtlen reçeli kıvamında akıp gidiyor. Sahnede zaman geriye doğru akıyor. Karşımızda gittikçe gençleşen bir çift görüyoruz. 

 


Kahramanlarımız kim biraz da ondan bahsedelim. Adam üniversitede öğretim görevlisi. Solcu. Bir yayın evi var.  Kadın ev kadını ve bu genç devrimci adama çok aşık.  Adam da kadına çok aşık. Sonra ülkede baskılar başlıyor. İhtilal oluyor. Sıkıyönetim falan. Ama bizim kahramanların adı Frederico ile Patricia. Hep beraber, yazar Kadir Bozkurt da dahil bu  ülke Türkiye değilmiş gibi yapıyoruz. Empatinin önüne ufak bir set çekiyoruz. Adamla kadının adı Frederico ile Patricia olunca biz ihtilalleri, baskıları hiç üzerimize almıyoruz ya da almak zorunda kalmıyoruz.


 


Oyunu o kadar keyifle seyrettim ki, sırf ben değil beraber seyrettiğim annem ve kuzenimiz de. Kimi zaman güldüm, kimi zaman hüzünlendim ama oyundan hiç kopmadım. Oyun Children of Shancez müziğiyle beni içine aldı, bitene kadar da bir daha bırakmadı. Sımsıcak, yeşilçam filmleri tadında bir oyundu.




Bensu Orhunöz ve Mert Tanık çok samimi, çok doğal oynadılar. Yaşlıyken de gençken de Patricia ile Frederico olduklarına beni ikna ettiler. Çok aşıktılar birbirlerine. Bir ömür gözümüzün önünde akıp giderken, bizi de yanlarına katıp götürdüler. Hepimiz yaşımızın yettiği yere kadar onlarla gittik. 

Oyun esnasında çok komik beklenmeyen bir sahne yaşandı. Oyunun bir yerinde kuru sıkı silah patlatıldı ama ses o kadar yüksekti ki, oyuncuları etkiledi. Bir müddet gerçekten duyamadılar. Konsantrasyonları bozuldu, kendilerini toplamaya çalışırken biz gülmeye başladık. Biz gülünce onlar da gülmeye başladı. Sonunda hep beraber kahkahalarla gülmeye başladık. Sonra alkış başladı.  Oyuna beş dakika zorunlu ara verildi yani.

Bu oyun benim için sezonun sürprizlerinden biri oldu. İçimde bir mutluluk, yüzümde bir gülümsemeyle ayrıldım tiyatrodan. Bu sene değil ama seneye mutlaka yine seyredeceğim.

Oyundan aklımda kalan replikler;

-Tek kapakta natürmort (içmeyi planladıkları zehrin kuvvetini tanımlarken)
-Eski günler, yeni günler arada hey gidi günler
-Hayatta öyle işte iki yudumda bitiyor
-Kafadan mı çarpayım, yoksa yanından geçip, kıyın kıyın altına mı gireyim. (intahar etmek için karşıdan gelen bir tıra nasıl çarpacaklarına karar verirken) cevap; paşa gönlün bilir kocacık
-kadehimi tüm çıplak poz veren kadınlara kaldırıyorum
-kademi tüm yarınları olmayan çocuklara kaldırıyorum
-kadehimi tüm anlaşılmaz kadınlara kaldırıyorum



Kendime not: Bizim takım annem, ben, selmuş
Kendime resim







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder