2 Nisan 2016 Cumartesi

Ayaktakımı Arasında - İstanbul Şehir Tiyatroları


(Nazimo - Tiyatro)

2 perde - 2 saat

Yazan: Maksim Gorki
Çeviren: Koray Karasulu
Yöneten: Orhan Alkaya
Sahne Tasarım: M. Nurullah Tuncer / Sırrı Topraktepe
Kostüm Tasarımı: Canan Göknil
Işık Tasarımı: Kemal Yiğitcan
Dramaturg: Sinem Özlek
Efekt Tasarımı ve Müzik: Uskan Çelebi
Koreograf: Yasemin Gezgin

Oyuncular
Mihail İvanov Kostilyev: Rıdvan Çelebi
Vasilisa Karpovna: Yeşim Koçak
Nataşa: Şirin Kılavuz
Medvedyev: Yılmaz Meydaneri
Vaska Pepel: Serdar Orçin
Andrey Mitriç Kleşç: Ali Gökmen Altuğ
Anna: Buket Yanmaz Kubilay


Nastya: İrem Erkaya
Kvaşniya: Semih Tuğsel
Bubnov: Kutay Kırşehirlioğlu
Baron: Ahmet Özarslan
Satin: Mehmet Aydan
Aktör: Mert Tanık
Luka: mazlum Koper
Alyoşka: Çağlar Polat
Eğri Kursak: Tuğrul Ersever
Tatar: Emrah Özertem




Bugün Sadabat sahnesinde Maksim Gorki'nin "Ayaktakımı Arasında" adlı oyununu seyrettim. Oyun bittiğinde Yaşasın Tiyatro! dedim. O kadar güzel bir eser izledim ki. Ayaktakımı Arasında Gorki'nin 1901 yılında, devrimden bir kaç yıl önce yazdığı bir oyun.




Bir evin alt katına sığınmış bir grup insan. Tek ortak noktaları, orada yaşamak zorunda olmaları. Her kahramanın kendine ait hikayesi var. Arka planda, huzursuz Rusya'nın dışarıdan gelen sesi. Bizi inceden inceden rahatsız eden, huzursuz eden öfkeli bir uğultu. Ard arda gelen grevler, işlerini ve umutlarını kaybeden insanlar. İşte o insanların bir kısmının hayatına tanıklık ediyoruz Ayyaş sanatçı eskisi, hırsızın oğlu, ev sahibi yaşlı adam, onun genç ve hırslı karısı - en dipte bile hırs var-, tatar, her şeyini yitirmiş soylu eskisi Baron, gezgin Luka, hasta kadın, hasta kadının kocası, Tüm umutsuzluğun içinde umut kırıntısı arayan insanlar. Ama aklımda kalan baskın duygu, zavallılık. 





Oyuna o kadar iyi bir kadro kurulmuş ki. Dekor ve efektlerle karanlık, sefil atmosfer çok gerçekçi bir şekilde canlandırılmış. Yukarı çıkan iki merdiven, onların yerin altında olduğunu, en alttakiler olduğunu bize sürekli hatırlatıyor. İlk perdede odanın içi, ikinci perdede duman efektiyle elde edilen bahçe ortamı. sahnede yakılan tütsülerin salona verdiği boğucu hava. 




Seyrederken, oyunun her anında, harcanan emeği ve çalışmayı hissediyorsunuz. Ve replikler o kadar vurucu ve o kadar yoğun ki. Bence en az  bir kez daha seyredilmeyi hak eden bir oyun Ayaktakımı Arasında. 

Oyun Fragmanı



Oyunun prova görüntüleri;





Repliklerden aklımda kalanları not aldım;

- İyiliği dokunmayan insanın kötülüğü dokunur derler.

- Tanrı var mıdır?
-İnanıyorsan vardır, inanmıyorsan yoktur.

-Anna Öldü.
-Öksürük kesildi. (aynı odayı paşlaştıkları veremli kadın Anna öldükten sonra)

-Bütün insanların ruhları gridir. O yüzden insanlar biraz allık istiyor.

-Ama gerçek her zaman faydalı değildir insana.

-Pişman değilim. Vicdana inanmam.

- Yüreğinde kanun olan insan iyidir. 



Kendime Not: Bizim takım; babam, ben ve kızım
Kendime Resim;






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder