Orijinal Adı: A View From The Bridge
Yazan: Arthur Miller
Çeviren: Gül Yavrucu Yıldırım
Yöneten: Hira Tekindor
Sahne Tasarımı: Zerrin Tekindor
Müzik: Orhan Enes Kuzu
Işık Tasarımı: Kemal Yiğitcan
Oyuncular:
Eddie: Bülent İnal
Beatrice: Aslı Yılmaz
Catherine: Nazlı Bulum
Alfieri: Kubilay Karslıoğlu
Rodolpho: Aykut Akdere
Marco: Ercüment Acar
Tony: Sedat Bilenler
Memur: Melih Pamukçu
(2 perde; ara ile birlikte 110')
Zaman 1950'li yılların başı. Yer Brooklyn köprüsünün altında ağırlıklı İtalyan göçmen ailelerinin yaşadığı Redhook semti. Mekan Eddie Carbone'un karısı ve karısının yeğeni genç Catherine'le birlikte yaşadığı ev. Eddie Carbone orada yaşayan hemen hemen herkes gibi limanda işçi olarak çalışıyor. Göçmen bir aile olarak yaşadıkları Amerikan rüyası o kadar da şahane değil. Yine de Catherine için ikisinin de umutları var. Onun okuması için ellerinden geleni yapıyorlar. Brooklyn köprüsünün altındaki koşullar ne kadar zor olsa da, dünya savaşlarından iyice fakirleşmiş olarak çıkan Avrupa'dan bakıldığında Amerikan rüyası çok cazip gözüküyor.
Beatrice'ın 2 kuzeni Rodolpho ve Marco Sicilya Adasından çalışmak için kaçak olarak Amerikaya geliyor. Eddie onların bir süre kendileriyle kalmasına izin veriyor. Marco karısı ve 2 çocuğunu ardında bırakmak zorunda kalmış. Rodolpho ise bekar, yakışıklı, komik, hayat dolu genç bir adam. Catherine onu gördüğü andan itibaren genç adamın çekim alanına giriyor. Fakat ikisi arasındaki ilişki ilerledikçe Eddie'nin hem ailesine hem de kaçak kuzenlere karşı davranışları değişiyor. Gizli kalmış duygular hızla su yüzüne çıkıyor. Aslında bu hikayenin ana başlıklarını zaman zaman araya girerek bize Alfieri anlatıyor. Aynı bölgede avukatlık yapan, Eddie'nin de avukataı olan Alfieri. O yüzden bir oyun seyrettiğimizi hiç unutmuyoruz. Alfieri'nin verdiği başlık üzerinden sahnede Carbone ailesinin hayatından kesitler izliyoruz.
Alfieri'nin konuşmasından Carbone ailesini ve bizi kötü bir şeylerin beklediğini, 3. sayfa gazete haberlerine benzeyen bir öykünün içinde yol aldığımızı hissediyoruz. Sıradan insanların hayatlarının özelinde göçmenlik, ekonomik sorunlar, aile ilişkileri, aşk, yasak aşk, kıskançlık, öfke, ihanet gibi meselelere odaklanıyoruz. Aslında oyun için modern bir tragedya da diyebiliriz. Kapitalizm tanrısının gazabına uğramış zavallı ölümlüler. Oyundan bu kadar bahsetmek yeter. Daha fazlası oyunun izleyecek olanlara haksızlık olur.
Doğrusunu söylemek gerekirse başrolde Bülent İnal ismini görmem bu oyuna bilet almamda oldukça etkili oldu. Dolayısıyla kendisiyle ilgili beklentim de yüksekti. Dizlerde pek çok kez seyrettiğim Bülent İnal'ı sahnede de çok başarılı buldum. Ama diğer oyunculara haksızlık yapmak istemem. Sahnede kusursuz bir oyun izledik. Aslında sahnede eşit bir oyunculuk dengesi kurulmuş. Tek tek oyuncular değil de oyun bütünüyle insanın aklına yer ediyor. En azından bende öyle oldu. Oyunu seyrederken Alfieri'nin anlatımlarıyla bir şeyler olacağına dair içimizde ufak çaplı bir gerilim duygusu yükselirken, oyuncuların jestleriyle kelimelere yüklenmiş komik nüanslara gülerek bu duyguyu dağıttık. Yani bizim ruh halimizi de oyunculuklar gibi karşıt duygularla dengede tutmaya çalıştılar. Oyunun dekoru Zerrin Tekindor tarafından yapılmış. Herhangi bir mekanı doğrudan vurgulamayan, bana göre bugüne denk Amerika'ya gelen tüm göçmenleri temsil eden soyut bir dekor oyuna eşlik ediyordu. Yani dekorda Zerrin Tekindor'un ressam kişiliğinin etkisi açıkça hissediliyor. Ama ben kendi adıma daha belirgin bir mekan dekoru eşliğinde bu oyunu seyretmeyi tercih ederdim. Ama bu da yönetmenin tercihi.
Köprüden Görünüş gerçekten iyi bir oyun. Bence seyredilecek oyunlar listesine alın.
Sizlere Not: Sahnelerde neler oluyor merak ediyorsanız facebook'da entelektüelbaykuşlar sayfamızdaki güncel paylaşımlarımızdan takip edebilirsiniz.
Meraklısına Video 1: Bu sahnelemede de minimalist bir dekor kullanılmış. Oyun Atölyesi dekoruna benziyor. Arkada ortasında bir kapı olan beyaz bir pano ve önde bir bank. Oyun Atölyesi dekorunda pano üzerinde kalabalık bir görüntü veren insan figürleri var.
Meraklısına Video 2: Bu da Broadway sahnelemelerinden birisi. Gerçekçi bir dekorla sahnelenmiş. Hem görüntüler hem de röportajlar var.
Kendime Not 1: Oyun Atölyesi'nin Köprüden Görünüş oyunuyla 2016 yılını kapatmış oldum. Köprüden Görünüş 2016 yılının 106. gösterisi oldu. (Tiyatro, opera, bale, konser hepsi bir arada)
Kendime Not 2: Bizim takım annem ve ben. Annemin bu sezon seyrettiği ilk oyun oldu.
Kendime Resim:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder