(Nazimo - Tiyatro)
Yazan: Jordi Galceran
Çeviren: Zerrin Yanıkkaya
Yöneten: Serkan Keskin
Işık ve Dekor Tasarımı: Cem Yılmazer
Kostüm: Aslı Ersüzer
Oyuncular:
Sarp Aydınoğlu
Sezin Bozacı
Serkan Keskin
Mustafa Kırantepe
Salona girdiğimizde aslında oyun başlamıştı. Sahnede bir plazanın dış cepheden görünümü. (sonradan 11. kat olduğunu öğreniyoruz). İçeride bir adam bekliyor. Aşağı, yukarı volta atıyor, saatine bakıyor, cep telefonuyla oynuyor, ta ki, biz -seyirci- yerine yerleşene kadar. Biz yerleşiyoruz, ışıklar kararıyor ve sahnedeki oyun kaldığı yerden devam ediyor. Sahnedeki adam bir iş görüşmesi için gelmiş. Uluslararası bir mobilya firmasının üst düzey pazarlama yöneticiliği pozisyonu için. Derken içeriye bir adam daha giriyor ve onun da aynı iş için görüşmeye geldiğini anlıyoruz.
Aralarındaki konuşmalardan bu odaya çağrılmadan önce dört aşamalı bir görüşme maratonundan geçtiklerini öğreniyoruz. Şimdi bu görüşmenin nasıl yapılacağını merak ediyorlar. Sonra odaya 2 kişi daha geliyor. Bir kadın ve bir erkek. Odadaki 4 kişi için gergin ve biraz da uygunsuz bir bekleme süreci başlıyor. Derken duvarda bir kapak açılıyor ve içinde bir mektup buluyorlar. Mektupta işi almak için yapmaları gereken bir görev yazılı. Neyse zarfta ne yazdığını söylemeyeceğim. Çünkü zarfın içinde yazanlar beni şaşırttı ve ben sizlerin de şaşırmasını istiyorum. Ayrıca her ne sebeple olursa olsun odayı terk etmemeleri gerek. Odayı terk eden kişi işi kaybeder. En iyi olmak yetmiyor rakiplerinin de hata yapmasını sağlamak zorundalar. "Orospu çocuğu gibi görünen iyi bir insan aramıyoruz, iyi bir insan gibi görünen orospu çocuğu arıyoruz."
Bu dört kişi işi alabilmek için neleri göze alabilir? Ne kadar alçalabilirler? Mesela derin bir çukurun dibi kadar mı? Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, bayağı alçalıyorlar. Ve bu sıra dışı iş görüşmesi görünmeyen insan kaynakları departmanının duvardaki delikten attığı görev mektuplarıyla yönlendirilmeye devam ederken, odada rekabetten kaynaklanan tansiyon gittikçe yükseliyor. Verilen görevler, adayların cv'lerinde yazan ve yazmayan bilgiler, kimsenin bilmediğini zannettikleri gizli geçmişleriyle rakiplerinin önünde yüzleşmek zorunda kalmaları. Her yeni gelen mektupla ortaya çıkan yeni görevler ve yeni gerçekler. Seyrederken sürekli düşünmek, çapraz kontroller yapmak zorunda kaldığınız, beyin tokatlayan bir oyun. İşi kim alacak acaba?
Serkan Keskin oyunu hem yönetmiş hem de oynamış. Mustafa Kırantepe, Sarp Aydınoğlu ve Sezin Bozacı da diğer rolleri paylaşıyor. Aralıksız 2.5 saat süren oyun bir an bile temposunu düşürmüyor, biz de seyirci olarak gözümüzü bir dakika bile sahneden ayıramıyoruz. Yazıyı dönüp okuduğumda aslında oyunun aynı zamanda ne kadar da komik olduğundan bahsetmemiş olduğumu fark ettim. Evet tüm çekişmenin arasında oyun acayip komikti. Verilen görevlerin anlamsızlığı, görevlerin yerine getiriliş şekilleri, adayların karakterlerinden kaynaklanan tepki farklılıkları, iş hayatına, takım çalışmasına, rekabete, eleman çalıştırmaya bakışlarındaki farklılıklar, artan gerilimle başvuru yaptıkları şirkete, insan kaynakları departmanına karşı kızgınlıkları en komik haliyle bize ulaşıyor. 
Semaver Kumpanyanın gerilim komedi (!) türündeki bu oyununu mutlaka seyredin diyorum. Muhteşem bir tiyatro deneyimiydi.
Sizlere Not: Sahnelerde neler oluyor merak ediyorsanız facebook'da entelektüelbaykuşlar sayfamızdaki güncel paylaşımlarımızı takip edebilirsiniz.
Meraklısına Not: Bu oyun Ankara Devlet Tiyatrosunda Grönhol Methodu adıyla oynanıyor ve geçen sene İstanbul Tekel Sahnesine konuk oyun olarak gelmişti ama maalesef ben gitme fırsatı yakalayamadım. Aşağıda fragman videosunu paylaştım.
Meraklısına Video 1:
Meraklısına Video 2:
Ve dünya sahnelerinden bazı örnekler. Bu Rusya'dan ki müziğini beğendim.
Bu da İngilizce versiyonu:
Kendime Not: Bizim takım annem ve ben
Kendime Resim:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder