(Nazimo - Bale)
Beste: P.İ. Çqykovski
Kareograf: M. Petipa
Sahneye Koyan ve Düzenleyen: Ayşem Sunal Şavaşkurt
Orkestra Şefi: Roberto Gionola
Dekor Tasarımı: Adnan Öngün
Kostüm Tasarımı: Çimen Somuncuoğlu
Işık Tasarım: Önder Arık
Prenses Aurora: Gizem Tuncay
Prens Florimund: Melih Mertel
Carebosse: lke Kodal
Leylak Perisi: N. Melike Koper
Kraliçe: A. Şeyda Duran
Kral: Alkış Peker
Catalabutte: Özerk Tozkoparan
4 Prens: Ömer Erenler - Ali Türkkan - Oliver Spence - Çağatay Özmen
Kontes: Büşra Yıldırım
Prenses Florine ve Mavi Kuş: Hüma Ersel - Batur Büklü
Elmas ve Kavalyesi: Maia Ito - Ali Türkkan
Gümüş: Berfu Elmas
Safir: Asena Ökte
Altın: Zeynep Serfen
Periler: Berfu Elmas - Maia Ito, Zeynep Serpen, Asena Ökte, Julia Hartman
Çizmeli Kedi ve Beyaz kedi: Çağrı Çekiç Hazan, Cem Çelik
Bu akşam ( 11.02.2017) masal için bestelenmiş bir bale izledik. Bir masal yaşadık. Süreyya Operası'nın dışında kalan dünyadan koptuk. Neye bakacağımızı şaşırarak, huşu içinde Roberto Gionola yönetimindeki orkestranın çaldığı Çaykovski'nin nefis müziğini dinledik. Gözlerimizin önünde sanki muhteşem resimlerle süslü dev bir masal kitabının sayfaları tek tek açıldı. Açılan her yeni sayfada bir perinin yaptığı sihirle dikilmiş gibi duran göz alıcı, ucuş ucuş, rüya gibi kıyafetler, en ufak ayrıntısına kadar düşünülmüş görkemli dekorlar ve büyülü bir atmosfer yaratan ışık gözlerimizin önüne serildi. Hani derler ya, anlatılmaz yaşanır. İşte öyle bir akşam yaşadık.
Uyuyan güzel Çaykovski'nin en meşhur ve en uzun balesi. Klasik balenin muhteşem bir örneği. Dünya prömiyeri 13 Ocak 1890 yılında Marinski Tiyatrosu, St. Petersburg'da yapılmış. Türkiye Prömiyeri 8 kasım 1962 yılında Büyük Tiyatro, Ankara'da yapılmış. İstanbul'daki son sahnelenmesinin üzerinden de 20 yıl geçmiş. Bizim Uyuyan Güzelimiz de 100 sene olmasa da bayağı uzun uyumuş. Ama neyse ki dönüşü gerçekten muhteşem olmuş.
Süreyya Operasının o mütevazı sahnesinde neler olmadı ki. Gösterişli balo salonları kuruldu, karlı, sisli orman yollarında kızaklar dolaştı, koskoca sarayı ağaçlar, sarmaşıklar yuttu, kötü peri havada uçarak bebek prenses için verilen partinin üzerine bir kabus gibi çöktü. Yani sahnede seyrettiklerimiz aynen Başkoreograf Ayşem Sunal Savaşkurt'un bale kitapçığı için kaleme aldığı yazıdaki gibiydi. "Benim için masal, masal kalmalıdır ve seyirci eseri izlerken onlara her şeyi unutturmalıdır" Unuttuk vallahi biz de.
Bale sahnelenirken kareograf Petipa'nın koreografisine sadık kalınmış. Çok bilmiş bir cümle oldu ama yaşasın İDSO'nun hazırladığı bale kitapçığı. Ne çok bilgi var içinde inanamazsınız. Marius Petipa klasik balenin babası olarak biliniyor. Babası baletmiş ve kendisi de 7 yaşında baleye başlamış ve uzun yıllar baş dansçı olarak dans etmiş. Koreografisini yaptığı baleler halen tüm dünyada çeşitli bale topluluklarının repertuvarlarında yer alıyormuş. Kitapçıktan bir başka bilgi daha gelsin. Genelde başka sanatçılar tarafından kendi yorumlarıyla tekrardan sahneye konulan eserler de mutlaka "Petipa'dan sonra" ibaresi kullanılırmış.
Bale biletleri çok çabuk tükendiği için, tadı damağımda kalmasın diye henüz ilk gösteriyi bile seyretmeden 16 şubat akşamına da bilet aldım. O akşam dans eden dansçılarda ufak tefek değişiklikler vardı. Prens Florimond rolünde Erhan Güzel dans etti. Benim için gecenin sürprizi kötü peri Carabosse'yi canlandıran M.Nuri Arkan oldu. Uyuyan Güzel balesindeki kötü perinin bir erkek olabileceğini hiç düşünmemiştim. Ama çok da güzel olmuş. Diğer cast değişiklikleri; Kraliçe - Ayça İ. Abdu, Catalabutte - Ürün İndere, 4 prensler - Ömer Erenler (ikisinde de vardı), Tunca Bakan, Egemen Kement, Onur Tunay, Kontes - Elif Korugan, Prenses Florine ve mavi kuş - Asena Ökte, Can Bezirganoğlu, Çizmeli Kedi ve beyaz kedi - Eda Yeker, Mutlu Cankup
Bir prömiyer akşamından bahsediyorsak azıcık magazin haberi vermeden olmaz diye düşünüyorum. Salonun yarısından fazlası davetlilere ayrılmıştı. O nedenle ancak arkadan 3. sırada yer bulabildim. Konuklar balet ve balerinler olunca etrafta çok şık giyimli ve zarif bir sürü genç insan görüyorsunuz. Ve tabi pek çok ünlü konuk da seyirciler arasındaydı.
İlk göze çarpanlar; Nevra Serezli, Göksel Kortay, Deniz Gökçer, Sevinç Erbulak, Beyhan Murphy, Hülya Aksular. Birce Akalay, opera sanatçısı Caner Akgün. Gözüme tanıdık gelen pek çok insan vardı ama adlarını çıkaramadım.
İki büyülü akşam yaşadım. Becerebilirsem 23 Mart tarihine de bilet alacağım. Ama bu muhteşem baleyi seyrederken aklımda kırık bir soru, bizim İstanbul'da ne zaman rahmetli AKM'deki gibi geniş, yüksek tavanlı sahnesi olan bir opera binamız olacak acaba? Bu güzellikler, harcanan bunca emek bunu hak etmiyor mu?
23 Mart ve 25 Mart tarihlerinde tekrar sahnelenecek olan baleyi fırsat bulursanız ve bilet alabilirseniz seyretmenizi tavsiye ederim.. Ruhunuza iyi gelecek. Garanti veririm.
Meraklısına Video: Prömiyer akşamının selam videosu. Kıyafetlerin güzelliğine balerin ve baletlerin zarafetine bakar mısın lütfen?
Meraklısına video 2 : Bu da 7 saniyelik bir büyü.
Sizlere Not: Sahnelerde neler olduğunu facebook'daki entelektüelbaykuşlar isimli sayfamızdaki güncel paylaşımlarımızdan takip edebilirsiniz.
Kendime Not: 11 Şubat akşamı bizim takım annem, ben ve kızım
16 şubat akşamı bizim takım ben, gülden, tülay ve handan
Kendime Resim:
Premiyer akşamının biletleri
16 Şubat akşamının biletleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder