11 Mart 2017 Cumartesi

Giydirici - İstanbul Devlet Tiyatrosu


giydirici tiyatro ile ilgili görsel sonucu(Nazimo - Tiyatro)

Yazan: Ronald Harwood
Çeviren: Ergun Sav
Rejisör: Hakan Çimenser
Dekor Tasarımı: Savaş Çevirel
Kostüm Tasarımı: İnci Kangal Özgür
Işık Tasarımı: Akın Yılmaz
Müzik: Fırat Akarcalı
Oyuncular:
Norman: Celal Kadri Kınoğlu
Sir: Hakan Çimenser
Madge: Rüyam Perihan Dirim
Lady: Hülya Gülşen
Irene: Ebru Demirdöven
Mr. Oxenby: Aral Seskir
Şövalye: Osman Tunca Soysal
Kent: Sinan Cem Çabuk
Geoffrey: Abdullah Yakın
Gloucester: Cem Şahin
Coneril: Evrim Feyza Geboloğlu
Regan: İpek Altınöz

Yine bir pazar sabahı saat 7 de kalkıp, bilet almak için Üsküdar Tekel Sahnenin yolunu tuttum. 7:45 itibariyle de bilet kuyruğunda 1. sıradaki yerimi aldım ve saat 10'da 3. sıra tam ortadaki koltuktan yerimi almayı başardım. Şöyle diyeyim, oyun boyunca pek çok sahnede Hakan Çimenser'le göz gözeydik. Değdi yani.
 


 
Nefis bir oyun seyrettik. İkinci Dünya Savaşı sırasında hava bombardımanı altındaki İngiltere'de ayakta kalmaya çalışan bir tiyatro topluluğu, tiyatronun sahibi ve başrol oyuncusu Sir ve 16 yıldır onun giydiriciliğini yapan tiyatronun emektarı Norman ve kumpanyanın diğer oyuncuları ve ilişkileri. Dışarıda bombalar düşmektedir. Erkekler askerde olduğu için oyuncu sıkıntısı çekilmektedir ama insanlar Shakespeare seyretmek için savaşa ve bombalara aldırmadan tiyatro önünde kuyruk olmaktadır.
 









Oyunun başlamasına bir kaç saat vardır. Başrol oyuncusu Sir dilimize yakın zamanda giren moda tabirle bir çeşit tükenmişlik sendromu yaşamaktadır ya da eski usulde ifade edecek olursak geçirdiği sinir buhranı nedeniyle hastanede müşahede altında tutulmaktadır.
 
Oyunun başlamasına bir kaç saat kalmıştır. Başrol oyuncusu ortada yoktur. Tiyatro müdürü Madge ve baş kadın oyuncu, Sir'in uzatmalı sevgilisi Lady oyunun iptal edilmesi gerektiğini düşünmektedir. Norman ise Sir'in vaktinde geleceğine ve perdenin açılacağına inanmaktadır. Nitekim öyle de olur. Sir darmadağın ve bitkin bir halde gelir. Perdenin açılmasına çok az bir zaman vardır ve Norman Kral Lear'ı oynayacak Sir'i ayağa kaldırmak zorundadır.
 
Oyun iki katmanlı olarak ilerliyor. Sir'in soyunma odası, giydirici ile arasında yaşananlar, tiyatro çalışanlarıyla ilişkiler ve diğer tarafta sahnede oynanan Kral Lear oyunu ve temsilin yolunda gitmesi için sahne arkası ekibinin verdiği mücadele.  Oyun bize tiyatronun mutfağını açtı da diyebiliriz aslında. Sahnenin önünde olup da seyirciden alkışı alanlarla, alkışı uzaktan duyan sahne emekçilerini bu oyunda ilk kez (kendi adıma söylüyorum) bir arada izledim. Kral Lear'ın sahnede olduğu anlarda da nefis Shakespeare yorumunu tadını çıkardık.
 
Oyun metninin merkezinde Norman var. Oyunun tam ortasında da Norman var. Norman rolünde Celal Kadri Kınoğlu gerçekten muhteşem bir performans çıkarıyor. Belki de bir milyon kelimeden oluşan rolünü bir tek kez bile teklemeden tamamladı. Norman tiyatroya o kadar aşık ki, hayatı tiyatro tadında yaşıyor. Bir de Sir'e tutkuyla bağlı. Sir'e olan bağlılığını, sevgisini, inancını, hayranlığını her halinden anlıyoruz. O inanç belki de Sir'i ayakta tutan, dolayısıyla da kumpanyanın devamını sağlayan. Aslında tiyatroyu bir arada tutan sevgi. Kumpanya oyuncuları arasındaki karşılıklı, karşılıksız, bir sır olarak saklanmış, içe gömülmüş, alenen yaşanmış her çeşit sevgi. Tabi en çok da tiyatro aşkı. Sir'in tiyatrosunda perdenin açılmadığı bir tek akşam olmamış.
İlgili resim
 
O akşam, dışarıdan bombardıman sesleri gelirken Norman içeride seyirciye son anonsu yapar:
 
"Biz oyunumuzu oynayacağız. Saldırı başladı ama oynayacağız.
Ölmek istemeyenler çıkabilir (dili sürçmüştür aslında, panik olur, hemen toparlar cümleyi)
görmek istemeyenler,
oyunu görmek istemeyenler çıkabilir
kırmızıdan geçmeden 15 dakika sonra başlayacağız."
İlgili resim 
 
Yaklaşık 2.5 saat süren oyunu hiç sıkılmadan, büyük bir keyifle seyrettim. Dekor, kostümler ve ışık çok başarılıydı. Özellikle ışık tasarımı çok etkileyiciydi. Tablo gibi sahneler seyrettik. Kral Lear'ın oynadığı sahnelerde ışık çok etkili bir biçimde kullanıldı.
 
Hakan Çimenser her iki rolde de çok başarılıydı. Kral Lear'ın son sahnesindeki performans beni çarptı diyebilirim. Ve bombalara rağmen bilet kuyruğunda bekleyen insanlar, inadına sanata tutunan insanlar. Tiyatro gerçekten insana iyi geliyor.  Mutlaka seyredin.
 
                                                            Sizlere Not: Sahnelerde neler oluyor facebook'da entelektüelbaykuşlar sayfamdaki güncel paylaşımlardan takip edebilirsiniz. Instegramda @ebru_tarm adresindeyim.


Meraklısına Not: Aslında bu oyunun ve Norman karakterinin bu kadar inandırıcı olmasının sebeplerini oyunun yazarı Ronald Harwood'un hayatında buluyoruz. Ronald Harwood Shakespeare Company'de 1953'den 1958 yılları arasında Sir Donald'ın kişisel giydiriciliğini yapmış. Dolayısıyla gerçekten çok içerden yazılmış bir oyun Giydirici. Biraz da yaşadığı hayatı anlatmış.
 
 
 
 
 

Meraklısına Video: Ve en sevdiğim kısım, selam. Ben çektim.
 
 


Meraklısına Röportaj: Oda TV'de bulduğum bir röportajı da buraya eklemek istedim.
 
Kendime Not: Bizim takım ben, annem, müge, anıl, yengem, selmuş, esen teyze, adnan amca
 
Kendime Resim: Giydirici biletlerim.
 
 
 
 
 
 

3 yorum:

  1. Teşekkür ederim bu güzel anlatımınız için. Oyun gerçekten de çok güzel görünüyor.

    Blogunuzu büyük bir keyifle takip ediyorum, emeklerinize sağlık, sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel anlatmışsın. Tiyatro bize yaşadığımızı hissettiriyor. Norman karakterine bayıldım. Yaşasın tiyatro...

    YanıtlaSil