Öykü: Fyodor Dostoyevsky
Yazan: Haldun Taner
Yeniden Gözden Geçiren: Prof. Dr. Selçuk Erez
Yöneten: Orhan Alkaya
Dramaturgi: Ali Çerkezoğlu
Sahne Tasarımı: M. Nurullah Tuncer
Efekt: Serkan Gidişoğlu
Müzik: Uskan Çelebi
Hikaye Anlatıcı: Dr. Mustafa Sülkü
Aleksey Semyolof (İvan'ın arkadaşı): Uz.Dr. Samet Mengüç
İvan İvanoviç: Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu
Elena İvanova (İvan'ın Karısı): Prof. Dr. Şebnem Korur
Fincancı Dureşka (İvan'in kızı): Doç. Dr. Özlem Özkan
Abulof (İvan'in müstakbel damadı): Yrd. Doç. Dr. Özgür Müftüoğlu
Bay Şmit (timsahcı): Uz.Dr. Mehmet Uhri
Bayan Şmit (timsahcının karısı): Uz.Dr. Melahat Cengiz
Maliçki Popovic (İvan'ın amiri): Prof. Dr. Cengiz Erçin
Sergey Semyonov ( İvan'ın iş arkadaşı): Uz. Dr. Ali Özyurt
Falcı: Prof. Dr. Zelal Ekinci
General Konserdof : Prof. Dr. Özdemir Aktan
Prof. Zbignief (dönemin ünlü doktoru): Prof. Dr. Taner Gören
Baytar: Dr. Hüseyin Keskin
Nöbetçi Asker: As. Dr. Ersin Baltacı
Subay: Uz. Dr. Ali Şeker
Polis Komiseri: Doç. Dr. Haydar Durak
Bir Kadın: Uz. Dr. Emel Atik
Bu aksam CKM'de Orhan Alkaya'nın yönettiği bir okuma tiyatrosuna katıldım. Timsah oyunu Haldun Taner tarafından 1960 yılında Dostoyevsky'nin yazdığı (1865) aynı adlı kısa hikayeden uyarlanarak yazılmış. Haldun Taner oyunu o dönemde askeri yönetim tarafından üniversitelerden uzaklaştırılan ve 147'ler olarak anılan, kendisinin de içinde olduğu öğretim görevlileri için yazmış ve Türkiye'de ilk kez 1961 yılında radyoda seslendirilebilmiş. Çünkü ne oyunda oynayacak oyuncu ne de oyunu sahneleyecek tiyatro salonu bulunamamış. Tek bir temsil olmuş ve döneminde oyunun başlayacağı saatte herkes merakla radyolarının başına oturmuş.
Oyunun konusuna gelecek olursak, uzun yıllar memurluk hizmeti yapan İvan İvanoviç karısı ve kızıyla birlikte trenle Avrupa seyahatine çıkacaktır ve çok heyecanlıdır. Geziden 1 gün evvel ailesi ve yakın arkadaşı Aleksey ile beraber hayvanat bahçesine giderler ve ayağı kayan İvan dev timsahın olduğu havuza düşer ve timsah tarafından yutulur ama ölmez. Sesini içeriden dışarıya ulaştırabilmekte, dışardaki sesleri de duyabilmektedir. Ivan'ı timsahın karnından kurtarabilmek için arkadaşı Aleksey Semyolof kendini parçalamaktadır ama bürokrasinin çarkları arasında oradan oraya savrulmaktadır. Yardım istemek için gittikleri polis "kurcalamayın, olay şüpheli, zaman geçsin biraz, unutturalım" diye akıl verir. İvan'ın amiri "timsah tarafından yutulan memurlar için kanunda herhangi bir madde yok" diyerek yan çizerken bir taraftan da “İvan’ın başına günün birinde böyle bir şey geleceğini biliyordum. İvan’ın hayatının seyrine, hareketlerine, özellikle memuriyet hayatındaki tutumuna bakınca insan onun başına eninde sonunda ne geleceğini tahmin edebilir. Burnunu kendine ait olmayan şeylere sokup durdu hep” diyerek Aleksey Semyolof'a çemkirmekten de geri kalmaz. Ivan'la aynı dairede ve onun emrinde çalışan damat adayı kazadan sonra ortadan kaybolmuştur. Bu durumdan tek karlı çıkan timsahı sergileyen timsahcı ve karısıdır. Timsahın karnındaki İvan'ı görmek için parka akın eden meraklılar sayesinde kazandıkları paraları koyacak yer aramaktadırlar.
Timsah oyunu İstanbul Tabib Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez'in katkılarıyla , ilk sahnelenmesinden 46 yıl sonra okuma tiyatrosu olarak yeniden sahnelendi. Ama oyuncuları hiç ummadığınız /ummadığımız kişiler. İsterseniz dönüp oyunun künyesine bir daha bakın. OHAL döneminde KHK'larla görevlerinden, okullarından uzaklaştırılan doktorlar, öğretim görevlileri bir araya gelip, içlerindeki çok farklı bir yönü ortaya çıkarıyorlar. CKM'nin büyük salonunda iğne atsanız yere düşmeyecek bir kalabalık var. Koca salonda belki de doktor olmayan bir kaç kişiden biri de benim. Oyuna enteresan efektleriyle Sercan Gidişoğlu can veriyor. Sahnenin sol köşesinde onun için özel bir çalışma alanı oluşturulmuş. Orada tek kişilik dev kadro olarak ayak sesi oluyor, topuk sesi oluyor, kağıt sesi, kaşe sesi oluyor, timsah olup kükrüyor, rüzgar olup esiyor. Sahnedeki okuyucular o kadar başarılı ki, bir müddet gözümü kapatıp, oyunu dinlediğimde kendimi sanki radyo tiyatrosu dinlerken buluyorum. Oyuncuların doktor olduğuna ve bu işi ilk defa yaptıklarına inanmak gerçekten çok zor. Tabi bunda oyunun yönetmeni, 12 Eylül dönemi 1402'liklerinden Orhan Alkaya'nın katkısı büyük.
Yaşadığımız günlere, içinden geçtiğimiz döneme çok uygun bir oyun seçilmiş. Aslında oyunun raftan indirilip yeniden sahnelenmesi için gerekli nesnel koşullar bu ülke toprakları üzerinde yeniden olgunlaşmış da diyebiliriz. Ve doktorlar çok iyi bir iş çıkarmışlar. Umarım okullarından uzaklaştırılan doktorlar en kısa zamanda görevlerine iade edilirler ve bu oyun da kendinden beklenen görevi başarmış olur. Acaba KHK'lar sayesinde bu muhteşem kadrodan seyrettiğim Timsah oyunu için ne hissetmeliyim? Normalde bir oyun seyrederken bir rolü kimin oynadığını merak edip oyun kitapçığına bakarken, bu oyunda rolü oynayan hangi doktormuş diye kitapçığa baktım. Güler misin, ağlar mısın bilemedim. Ama günün sonunda, oyun bittiğinde umut sahnedeydi, umut tüm salondaydı.
Bu oyunun bir daha sahnelenmesine gerek duyulmayacağı güzel günlere bir an önce kavuşmak dileğiyle.
Sizlere not: Sahnelerde neler olduğunu facebook'da entelektüelbaykuşlar isimli sayfamdan takip edebilirsiniz. Instagramda ebru_tarm adresindeyiz.
Meraklısına not: Oyunla ilgili bir gün gazetesindeki röportajı buradan okuyabilirsiniz.
Meraklısına Video: Oyundan bir parça
Oyunun tamamını buldum. Tabible Odası yüklemiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder