(Nazimo - Tiyatro)
Yazan ve yöneten: Barış Yücedağ
Sahne Tasarım: Özgür Kavurmacıoğlu
Kostüm tasarım: Gülkan Başbuğ
Koreografi: Pınar Akyüz
Prodüksiyon: İzlem Oktay
Koordinasyon: Egemen Bakanlı ve Mahir Akgündoğdu
Oyun müziği: Onur Güney Kumaş, Yasin Soyoz, Arda Özkan, Özkan Barış Özdemir
Oyuncular:
Talha Kaya
Çağla Buldak
Sezonu Kabile Sahne'nin yeni oyunu Aynı Şeylerin Oyunu ile kapattım. Oyun gerçekten çok bildiğimiz bir konu üzerine. Bir kadın, bir erkek, bir tanışma, biraz türkü, sonra bir aşk ve mutlu son ve ardından bilindik mutsuzluklar, başka kadınlar, başka adam. Mutsuz son yani ayrılık. Ama Kabile Sahne bu bildik konuyu bizlere Kabile Sahne kurgusuyla, Kabile Sahnece anlatmış. O zaman da bu bildik hikaye gerçekten çok keyifli bir seyirlik olmuş.
Oyundaki çiftimiz Frank'la Anna bu günde olduklarını, ayrı olduklarını bilerek, ilişkilerinin önemli anlarına geri giderek yeniden yaşama şansını yakalıyorlar ya da şansızlığını. Bundan çok emin değilim. Böylece hem bizlere yaşadıklarını anlatıyorlar daha doğrusu gösteriyorlar hem de onlar da bu anları tekrar canlandırırken bu sefer yaşadıklarına içerden değil de dışarıdan bakma, üzerinde konuşma şansını yakalıyorlar. İlişkileri nerede kırılıyor, kırılan ilişkileri miydi yoksa onlar mı? Kim bilir? kabahatli kimdi? Kim bilir? "İnsanın şuracıkta boşanası geliyor" diyor Anna. Oysa daha yeni evlendiler. Belki de tanışmanın büyüsü çok kuvvetliydi, birbirlerini göremediler. Sonra sahneye bir depresyon hırkası çıkıyor. Belli ki işler artık iyice sarpa sarıyor. Geri dönüşlerle bir ilişkinin otopsisine tanık oluyoruz. Ama bu oldukça eğlenceli ve komik bir otopsi seansı oluyor.
ANNA: Benim kızdığım şey tam olarak elimin hamuru. Elimin hamurunu bozayım. Bunun niye elinde hamur yok. Bir erkekle “lanlu lunlu” konuşsam her şey çok güzel olacak gibi geliyor. “Lan”ı neden erkekler tekeline aldı onu anlamıyorum. Küfrü neden erkekler tekeline aldı onu da anlamıyorum.
Frank'i oynayan Talha Kaya'da Anna'yi oynayan Çağla Buldak da çok iyiydi. Talha Kaya hem Frank'ı oynadı hem de Frank'ın patronunu. (adını hatırlayamıyorum maalesef) İki rolde de o kadar farklıydı ki. Özellikle Frank'ın patronu rolünde hepimizi kırdı geçirdi . Oyunun akışında birlikte ve ayrı ayrı söyledikleri şarkılar, dans koreografileri hem çok başarılı hem de çok eğlenceliydi. Sahnedeki çift hem çok gerçek hem çok absürttü. Işık tasarımı acayip iyiydi. Oyunun her anını büyük keyif alarak, çok çok gülerek ve bitmesini istemeyerek seyrettim. Ne yalan söyleyeyim önümüzdeki sezon bir kez daha seyretmek isterim.
Sizlere Not: Sahnelerde neler olduğunu facebook'da entelektüelbaykuşlar isimli sayfamdaki paylaşımlardan takip edebilirsiniz. Instagram'da ebru_tarm adresindeyim.
Meraklısına röportaj: Oyun yazarı ve yönetmeni Barış Yücedağ ile yapılan röportaja buradan ulaşabilirsiniz.
Meraklısına Video: Oyunda yer alan şarkının video klibi. nefis olmuş. İyi ki çekmişler bu videoyu ve yüklemişler youtube'ye.
Meraklısına bir video daha: Kendi çektiğim oyunun selam videosu
Kendime Not: Bizim takım annem ve ben
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder