Yazan: Yunus Emre Gümüş
Yöneten: Engin Alkan
Dekor ve Işık: Cem Yılmazer
Oynayanlar: Cem Davran, Celil Nalçakan, Onur Özaydın
Bu akşam gerçekten çok komik, çok dinamik ve aynı zamanda çok da düşündüren bir oyun izledik. Oyun aynı apartmanda, farklı dairelerde birbirini tanımadan yaşayan üç bekar erkeğin hayatına odaklanıyor. Yılbaşı akşamında tanışıyoruz biz bu adamlarla. Dairelerin birinde Cem Davran'ın canlandırdığı 60 yaşına merdiven dayamış bir adam yaşamakta. Son 7 yıldır kanser hastası. Ama onun laneti ölememek. Yedi yıldır da intihar etmeye çalışıyor. Ve finali yılbaşı gecesi yapmaya karar vermiş. Diğer dairede 30 yaşını bir hayli geçmiş çapkın bir adam (Celil Nalçakan), üçüncü dairede ise yirmili yaşlarının ortasında insan içine çıkmaktan korkan, bilgisayar bağımlısı ve oldukça entelektüel bir genç (Onur Özaydın) var.
Üçü de travmatik geçmişe sahip, üçü de moda tabirle looser, üçü de aslında çok yalnız. Oyun gerçekten çok erkek, çok komik ama aynı zamanda çok da acıklı. Bu üç adamın öyküsünden istenirse çok sıkı bir dram da çıkarılabilir. Yani bir "güleriz (hatta çok çok güleriz) ağlanacak halimize" oyunu.
İşte bu adamların yolu yılbaşı gecesi 60'ına merdiven dayamış komşunun evinde kesişiyor. Tamamen plansız, tamamen beklenmedik şekilde. Sonra belki de yılbaşının büyüsü devreye giriyor ve bu adamlar anlatmaya başlıyor. Gece git gide bir gurup terapisine dönüşüyor, anılar bu üç adamı gece boyunca oradan oraya savuruyor. O anılar ara ara bizim de bir yerlerimize değip geçiyor.
Bu adamların yolu inanmazsınız ama Şirinler Köyüne bile düşüyor. Ne de olsa "iyi bir çocuk olursanız belki şirinleri bile görebilirsiniz". Sonra Albayım'la da dertleşiyorlar, ona da bir selam gönderiyorlar. Ve gizli başroller, futbol ve Beşiktaş. Beşiktaş bir şekilde bu adamların hayatına dokunmuş, hatta yer yer ele geçirmiş. Öyle ki futbol kulübünün tarihi bir şekilde onların da tarihi olmuş. Erkekler, futbol ve hayatları.
Bir daha söylemek istiyorum. Gerçekten çok iyi bir oyun Erkekler, Futbol ve Dahası. Sahnedeki üç oyuncu da bildiğiniz döktürdüler. Üç adamı da bize en doğru şekilde tanıttılar. Ve üçü de gerçekten çok komikti. Hatta bir yerde Cem Davran o kadar komikti ki, Celil Nalçakan da dayanamayıp bizlerle birlikte güldü hatta gülme krizine girdi.
Ve yönetmen Engin Alkan. Oyunun her yerinde onun komedi dilinin izlerini görebildim. (Engin Alkan'ın bulduğum her işini seyretmeye çalışırım. Şehir tiyatrolarında İstanbul Efendisi -7 kez-, Şekerpare -3 kez-, Tarla Kuşuydu Juliet -4 kez-, Şark Dişcisi, Vişne Bahçesi, Emek Tiyatrosunda Küskün Müzikal seyrettiklerimden)
Oyunu seyrederken zaman zaman aklıma geçen sezon seyrettiğim Kadınlar, Filler ve Saireler oyunu geldi. Oyundan sonra bir baktım ki her iki oyununda yazarı Yunus Emre Gümüş'müş. Rahmetli babaannem fotoğraf negatiflerine arap derdi. Bu oyun da Kadınlar, Filler ve Saireler'in arabı gibi olmuş. İkisi de birbirinden güzel oyunlar. Oyun metninde o kadar komik saptamalar, ifadeler var ki. O nedenle oyun metnini okumayı gerçekten çok isterdim. Oyundan sonra aklımda kaldığı kadarıyla not ettiğim bazı cümleleri spoiler verme pahasına da olsa yazacağım.
Erkekler, Futbol ve Dahası'nı izleme listenize mutlaka eklemenizi tavsiye ederim.
Sizlere Not: Sahnelerde neler olduğunu facebook'da entelektüelbaykuşlar isimli sayfamdaki güncel paylaşımlardan takip edebilirsiniz. Instagram'da ebru_tarm adresindeyim.
Meraklısına Video: Kendi çektiğim selam videosu
kendime Not 1: Dikkat spoiler içerir, o yüzden kendime not diyorum. Oyundan aklımda kalan cümleler;
-Müjgan karışık kuruyemişteki önce biten şam fıstığı, bense acı çıkan son kabak çekirdeğiydim.
-Babamın yüzünde doğum lekesi gibi fırlatılıp yapışmış bir öfke ifadesi vardı.
-sevdim sevdim bak ne hale geldim (koro şarkısı)
-Alp yakışıklı, Alp uzun boylu, Alp cazibeli, Alp'in saçları şampuan reklamı gibi, Alp'in babası Belediye Meclis Üyesi, Alp o. çocuğu
-Alp Müjgan'ı bir iki kere kurcaladı, sonra bıraktı.
-Bizim aramızdaki sevgi değil vicdan
-Kız tavlamada 3K 1Ç taktiği; Kedi, kitap, kahve ve çikolata
-Erkeklerin acıları çükleri gibidir, herkes kendisininkini en büyük zanneder.
-Hayat zamana yayılmış bir intihar şeklidir.
-Testesteron şirin, gecenin yargıcı şirin
Kendime Not 2: Bizim takım annem, ben ve Naz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder