Roman Yazarı: George Orwell
Sahneye Uyarlayan: Peter Hall
Çeviren: Özge Kaya Kutlu
Yöneten: Yiğit Sertdemir
Dekor ve Işık Tasarımı: Cem Yılmazer
Kostüm Tasarımı: Candan Seda Balaban
Müzik: Burçak Çöllü
Koreograf: Senem Oluz
Afiş Tasarımı: Önder Sakıp Dündar
Fotoğraflar: Murat Dürüm
Oyuncular: Berkay Ateş, Burçin Yel, Buse Kara, Can Kulan, Doğaç Yıldız, Ece Yaşar, Erkan Baylav, Gamze Güzel, İsmail Sağır, İpek Büyükakın, Merve Yiğit, Murat Kapu, Pelinsu Karayel, Tanıl Yöntem, Zehra Bilgin
Bu senenin Dünya Tiyatrolar günü oyunu Altıdan Sonra Tiyatro ve D22 ortak yapımı, George Orwell'in aynı isimli kült kitabından sahneye uyarlanan Hayvan Çiftliği oyunuydu. Hayvan Çiftliği halk için yapılan devrimin kendi tiranlarını yaratıp kendi halkını yemesini anlatan bir çeşit fabl.
Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar mutsuzdur. Çünkü çiftliğin sahibi içki düşkünü, acımasız, işe yaramaz adamın tekidir ve hayvanları hem çok çalıştırır hem de aç bırakır. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır ve hayvanlar çiftliğin sakinlerinden yaşlı ve bilge domuz albayın liderliğinde örgütlenirler, ayaklanırlar ve ayyaş çiftçiyi çiftlikten kovalarlar. Çiftlik artık onlara kalmıştır. Albay domuzla birlikte bir çeşit "çocuklar inanın, inanın çocuklar, güzel günler göreceğiz, güneşli günler" cumhuriyeti kurarlar. Artık tüm kararları ortak alacaklardır. Tüm hayvanlar bundan böyle eşittir. Kendileri çalışıp, kendileri üretip, kendileri tüketecektir. Bilge domuz onlara bu düzeni koruyabilmeleri için yapmaları gereken davranışları içeren bir manifesto (anayasa) bırakıp bu dünyadan göçüp gider.
Çiftlik sakinleri önceleri yeni elde ettikleri özgürlüğün tadını çıkarırlar, ama bu durum çok uzun sürmez çünkü kısa sürede düzen kendi üzen domuzlarını yaratır. Oyun Lider domuzdan üzen domuza giden yoldaki dönüşümün nasıl olduğunu bize adım adım anlatıyor. Çünkü kontrolsüz güç domuzu bozuyor, çürütüyor, dönüştürüyor.
Hayvan Çiftliği gerçekten çok iyi sahnelenmiş bir oyun. Hayvan karakterleri hem kostüm, hem makyaj hem de hareket tasarımlarıyla gerçekten çok başarılıydı. Bir insandan ancak bu kadar at, bu kadar tavuk, bu kadar domuz, bu kadar koyun olabilirdi. Fazlası olamazdı bence. Dekor olarak sahnenin neredeyse tamamını kaplayan metal bir iskele kurulmuştu. Geniş, parçalı ve kademeli yapısıyla hayvan barınağı havasını çok iyi verdiği gibi oyunculara da geniş bir hareket sahası sağlıyor. İskelenin üst kısımlarına domuzlar aşağılara ise diğer hayvanlar konuşlanmış, dekor hayvanlar arasındaki hiyerarşiyi de net bir şekilde gösteriyor ve en önemlisi tüm hayvanları aynı anda görebiliyorduk.
Oyun o kadar gerçek, o kadar güncel ki. Yer ister hayvan çiftliği ister insan çiftliği olsun, sistem ister kominizim ister kapitalizm olsun düzen de değişmiyor, düzülen de. Kitabın yazıldığı yılda da aynıymış, şimdi de. Her fablın sonunda bir kıssadan hisse vardır. Bana göre bu fablın kıssadan hissesi "eğer kurucu değerlerinden uzaklaşırsan başına gelmeyen kalmaz"
Son olarak da tavukların şarkısına bayıldım. "Bütün yumurtaların hakkıdır civciv olmak"
Hayvan Çiftliği Dünya Tiyatrolar Gününe yakışan bir oyun oldu. Seyredilmesi gereken oyunlar listenize almanızı tavsiye ederim. Bu senenin farklı işlerinden.
Meraklısına Not: George Orwell'in Hayvan Çiftliği romanının aslında çok farklı bir hikayesi var. Çok çeşitli kaynaklardan değişik bilgilere ulaşmak mümkün ama Soner Yalçın'ın 22 Eylül 2017 tarihli yazısında bu bilgiler derlenip, toplanmış. Bir göz atın isterseniz.
Oyunun bana çağrıştırdıkları; Bütünüyle bizim memleketin ahvali, William Golding'in Sineklerin Tanrısı kitabı (domuz ya da domuzcuk her yerde aynı), Richard Bach'ın Meraklılar kitabı.
Sizlere Not: Sahnelerde neler olduğunu facebook'da entelektüelbaykuşlar isimli sayfamdan takip edebilirsiniz. Instagramda ebru_tarm adresindeyim.
Meraklısına Video: Fragman
Meraklısına Video: Kendi çektiğim selam videosu
Kendime Not: bizim takım: yalnızım
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder