Kral - Tiyatro Martı

Yazan: İonesco
Çeviren: Lale Aslan
Yöneten: Serkan Üstüner
Dekor Tasarımı: Cihan Aşar
Kostüm: Candan Seda Balaban
Işık: Mahmut Özdemir
Oyuncular:
Erdal Özyağcılar
Güzin Özyağcılar
Nihan Büyükağaç
Barış Kıralioğlu
Gözde Çetiner
Ferdi Alver

Bu akşam nefis bir oyun izledim. Tiyatro Martı Ionesco'nun Kral Ölüyor oyununu Kral ismiyle sahneye taşımış. Oyunda ömrünün sonuna gelmiş bir Kral var. Kral sarayda ilk Kraliçesi Marquerite ve gönlünün birinci ama nikahlı ikinci Kraliçesi Marie ile birlikte yaşamaktadır. Tabi bu durumda Marquerite  ve Marie  aynı saraydadır. Yani biraz sıkıntılı bir durum. Marie Saray hizmetçisi Juliette, muhafız ve saray doktoru oyunun diğer karakterleridir. Saray doktoru aynı zamanda cellat, aynı zamanda astrologdur.



Aslında bugün çok önemli bir gündür. Hem hayata hem de tahta büyük bir hırsla bağlı olan Kral'a artık yolun sonuna geldiği gerçeğini söylemeleri gerekmektedir. Zira söylemeseler de bir şey fark etmeyecektir çünkü oyunun sonunda Kral ölecektir. Kral genç ve güzel İkinci Kraliçe Marie ile gününü gün ederken gücünün ne kadar zayıfladığını, ülkesinin ne kadar yönetilemez bir hale geldiğinin farkında değildir. Bu gerçekle yüzleşmeye de hiç niyeti yoktur. Bu süreç herkes için çok sancılı olacaktır.


Absürt tiyatronun babası Ionesco'nun Kral Ölüyor oyunu 1962 yılında yazılmış olmasına rağmen gayet güncel bir oyun. Güce tapanların, güç zehirlenmesine uğrayanların, gitmesi gerektiğini kabul edemeyenlerin, koltuğa yapışanların oyunu Kral. Ve Kral da olsan ölüm beklemiyor. Oyunun sonunda gelip, alıp, götürüyor. Ve mekan ve zaman ve ülke her yer ve her dönem olabilir. Zamansız ve mekansız bir metin.



Ve çok da iyi sahnelenmiş. Merkezinde gösterişli yaldızdan bir taht olan dekor, arkasındaki kırmızı perdeler, hiyerarşiye göre ebatlandırılmış kraliçelerin tahtlarıyla görsel olarak gayet etkileyici. Kostüm tasarımları yönetilemeyen bir krallık, köhneleşen bir saraya o kadar uygun ki. Kraliçelerin çok gösterişli ve göz alıcı kıyafetleri var. Fakat elbiselerin etekleri yıpranmış, eprimiş. Sanki zaman içinde üzerlerinde parçalanacak. Özellikle doktorun kostümü çok orijinaldi. Öyle ki, ilk bakışta yine eteklerinden doğru yıpranmaya başlamış pelerinli bir kostüm olarak algılanırken, detayında üç farklı kostümün birleşiminden oluşuyor. Makyaj uygulaması da çok başarılı.


Ben hem Erdal Özyağcılar'ı hem de Güzin Özyağcılar'ı sahnede ilk kez seyrettim. Erdal Özyağcılar Kral rolünde, Güzin Özyağcılar ise 1. Kraliçe rolünde çok başarılıydılar. Doğrusu sahnedeki herkes çok etkileyiciydi. Bu oyun benim çalışıp gittiğim oyunlardan. Metni okuduğumda oyunun ne anlatmak istediğini anlasam da, absürt oyun olması nedeniyle sahnelenmesine dair gözümde bir şey canlandıramamıştım. O nedenle sahnedeki oyun bana bir çeşit sihir gibi geldi. Serkan Üstüner balkabağını, güvercinleri, fareleri falan bir araya toplamış ve değneğini dokundurmuş. Pofff! Sahne hazır.

Harcanan emeği, içindeki hevesi her anında hissettiren bir oyun Kral. Sezon bitmeden seyretmenizi tavsiye ederim.

Bu arada söylemeyi unuttum. Yönetmen oyunun sonunu biraz değiştirmiş. Bu haliyle oyun belki daha komik olmuş ama daha çok içten değil de acı acı gülümseten bir şakaya benzemiş.


Sizlere Not: Sahnelerde neler olduğunu facebook'da entelektüelbaykuşlar isimli sayfamdaki paylaşımlardan takip edebilirsiniz.Instagramda ebru_tarm adresindeyim.

Meraklısına Video: Kendi çektiğim selam videosu

Kendime Not: Bizim ekip; yanlızım.

•