Yazan: Tuncer Cücenoğlu
Yöneten: Bora Seçkin
Dramaturg: Hande Ören
Sahne Tasarım: Ayşenur Çiftçioğlu
Kostüm Tasarımı: Nihal Kaplangı
Müzik: Emrah Can Yaylı
Işık Tasarımı: Mahmut Özdemir
Efekt Tasarımı: Hanefi Topraktepe
Oyuncular:
Cem Karakaya
Derya Yıldırım
Bu akşam Şehir Tiyatrolarının sezon sonuna yetiştirdiği Matruşka oyununun prömiyerini seyrettim. Şehir Tiyatrolarındaki ilk prömiyerim. Heyecanı farklıymış. Matruşka bir erkekle bir kadının ilişkisine dair. Kadınla adamı sizlere tanıtayım. Erkek evli, 20 yaşında bir kızı var. (konuşmalardan öğreniyoruz) Yani yaş hafiften ilerlemiş. (elli bir şey) Bazı şeyler ellerinden yavaş yavaş kayıp gitmekte. Kadın 30 yaşında. Genç, güzel, hayat dolu. Geçmiş hayal kırıklıklarıyla sığınabileceği bir liman arıyor. Erkek çekilemeyen filmlerin senaristi. Sanatçı kişiliği kadının ruhuna pek bir iyi geliyor. Kadının gençliği, güzelliği de erkeğe.
Yani Matruşka'nın başrolü öteki kadının. Öteki kadının penceresinden bakıyoruz ilişkiye. Ne yaşar, ne hisseder öteki kadın. nasıl içselleştirir bu hayatı? Ne bekler bu ilişkiden? Adam ne hisseder? kadınla ne yaşar, evinde ailesiyle ne yaşar? Ve aynı olaylar öteki kadının penceresinden nasıl görünür, adamın penceresinden nasıl görünür? Cevaplar oyunda.
Oyun çok dinamik, çok hareketli. Enerjisi bir an bile düşmüyor. Seyirci oyun boyunca bu ilişkinin tanığı konumunda. Hem sahne hem salon oyuncuların doğal ortamı olarak kullanılıyor. Kadınla adamın hem aklından geçenlere, hem o anlarına tanık oluyoruz. Aklından geçenleri mikrofondan ekolu bir sesle, yüz yüze konuşmaları sahne sesiyle oynuyorlar. Bazen de telefonla konuşuyorlar. O zaman da sesleri mikrofondan geliyor. Yüz yüze de olsalar, telefonda da konuşsalar, farklı mekanlarda başka şeylerle de meşgul olsalar sahnede hep yan yanalar. Telefondan hayata, hayattan düşünceye, düşünceden telefona, şimdiden geçmişe bir sürü ani ve keskin geçiş var. Tüm bu trafik çok güzel kotarılmış. Adamla kadının ruh hali, ağzı bir şey söylerken aslında içinden ne düşündüğü o kadar rahat anlaşılıyor ki.
Sahne tasarımı çok basit ama tüm mekanları hissettirmek için yeterli. Sahne zaman zaman dev bir ekrana dönüşüyor. İç ve dış mekan yaratımında grafik görüntülerden yararlanılmış. Ama o kadar kararında ve doğal ki. (Sızı oyunundaki mapping grafiklerini düşünüce!)
Oyuncular Cem Karakaya ve Derya Yıldırım ilk gösterim olmasına rağmen çok başarılı bir performans gösterdiler. Çok doğaldılar, çok gerçektiler. Oyunu gerçekten çok beğendim. Bir tek süresini yadırgadım. Çünkü Şehir Tiyatrolarında ilk kez 65 dakika süresi olan bir oyun seyrettim ve şaşırdım. Sezon sonu perde diyen bu oyunu önümüzdeki sezon seyredilecekler listenize almanızı tavsiye ederim.
Sizlere Not: Sahnelerde neler olduğunu facebook'ta entelektüelbaykuşlar isimli sayfamdaki paylaşımlardan takip edebilirsiniz. Instagram'da ebru_tarm adresindeyim.
Kendime Soru: Oyunun adı niye Matruşka diye kendi kendime sordum. İlişkinin ilk anından son anına kadar kadının değişimine, farklı insanlara dönüşmesine tanık oluyoruz. Sanırım o yüzden bu isim verilmiş.
Meraklısına Video: Kendi çektiğim selam ve prömiyer konuşmaları videosu
Kendime Not: Bizim takım yengem, ben ve neşe hn.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder