10 Kasım 2016 Perşembe

Yunus Emre Oratoryosu - İstanbul Devlet Opera ve Balesi

yunus emre oratoryosu ile ilgili görsel sonucu
(Nazimo - Oratoryo)
 
Eser: A. Adnan Saygun
Orkestra Yönetmeni: Serdar Yalçın
Koro Yönetmeni: Aydın Karlıbel
 
Solistler:
Hande Soner Ürben - Soprano
Aylin Ateş: Mezzosoprano
Hüseyin Liros: Tenor
Gökhan Ürben: Bas
 
Ben bu oratoryoyu canlı olarak dinleme fırsatını ilk kez bu gece buldum. Kalabalık kadrosuyla gerçekten çok görkemli, insanı etkisi altına alan, duygudan duyguya sürükleyen bir eser. Bu eseri 10 Kasım'da dinliyor olmak beni ayrıca etkiledi. 1928 yılında gencecik Türkiye Cumhuriyeti'nin bursuyla Paris'e gidip müzik eğitimi alan bir müzisyen Adnan Saygun. Bu eser yeni kurulan Cumhuriyetin ve onun başı Atatürk'ün nasıl hayalleri olduğunun, nasıl bir Türkiye düşlediğinin kanıtı adeta. Yunus Emre Oratoryosu 1946 yılında Ankara'da ilk sahnelenmesinden 1 yıl sonra Paris'te sahnelenmiş. Bu Adnan Saygun'un eserinin başarısının yanı sıra genç Türkiye Cumhuriyetinin de başarısı bence.  Eseri çok karmaşık duygular içinde izledim.
 

 
Oratoryo hakkında;
Yunus Emre Oratoryosunun ilk yorumu 1946 yılında Ankara'da yapılmış. Yurt dışında ilk kez 1947'de Paris'in Pleyel Salonunda Adnan Saygun'un kendi yönetiminde seslendirilmiş. Oratoryo İngilizce olarak ilk kez zamanının ünlü orkestra şeflerinden Leopold Stokowsky yönetiminde 14.11.1958 de New York'daki Birleşmiş Milletler Salonunda seslendirilmiş. Bir ay sonra bestecisi yönetiminde 14.12.1958'de Potsdam'da tekrar seslendirilmiş. Daha sonra yurt içi ve yurt dışında Bremen, Budapeşte, Viyana, Berlin, Macaristan ve Vatikan'da Yunus Emre'nin sesini duyurmuş. 15 Ocak 1991 yılında Hikmet Şimşek yönetiminde Ayasofya'da seslendirilmiş.  55 yıl sonra Türksoy Orkestra ve Korosu eşliğinde New York ve Washington'da (2012) de tekrar seslendirilmiş. 2014 - 2015 sezonu İDSO açılış konserinde Aya İrini'de Gürel Aykal yönetiminde bir kez daha seslendirildi.


2014 - 2015 İDSO sezon açılış konseri;


Eserin içeriği hakkında;

Yunus Emre Oratoryosu üç temel bölüm ile ikinci ve üçüncü bölümler arasındaki bir ara bölümden oluşmuştur. Konusu Yunus Emre'nin yaşam, ölüm, Tanrı, alın yazısı ve sorunları karşısında çeşitli bocalama ve çabalarını ve sonuçta -dost'a- ulaşmasını içermektedir. Eserdeki şiirlerin tümü Yunus Emre'ye ait olup, konuyu canlandırabilmek için bestecisi tarafından seçilmiş ve sıraya konulmuştur.
Yunus Emre Oratoryosu hakkında internette araştırma yaparken şunu fark ettim ki, bu eserle ilgili iyi derlenmiş bir bilgi kaynağı yok. En üzücü olanı da Devlet Opera ve Balesi'nin sitesinde program bölümünde bu eserle ilgili hiç bir bilgi olmaması. Ben yukarıda sizlerle paylaştığım bilgileri Yrd. Doç. Dr. Ali Cemalcılar'ın 1991 tarihli bir çalışmasından (belki şimdi unvanı değişmiştir) ve Aydınlık gazetesinde Hayati Asilyazıcı'nın köşe yazısından derledim.



Kendime Not;
Bizim takım ben, gülden, handan ve Tülay
Kendime resim;


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder