Orijinal Adı: Skylight
Yazan: David Hare
Çeviren: Haluk Bilginer
Yöneten: Birkan Uz
Sahne Tasarımı: Gamze Kuş
Müzik: Çağrı Beklen
Afiş Tasarımı: Ataman Şencan
Oyuncular:
Esra Bezen Bilgin
Haluk Bilginer
Kürşat Demir
Perde açıldı, oyun başladı ve oyun bana beklenmedik bir sürpriz yaptı. Ben bu oyunu seyretmiştim. Yaklaşık 1 sene önce Salon İKSV ile National Theatre Live'in ortak projesi kapsamında Skylight oyunun tiyatro salonundaki en iyi koltuktan yapılan çekim kalitesinde banttan seyretmiştim. O zaman da çok beğenmiştim oyunu şimdi de çok beğendim. Çok hoş bir sürpriz oldu bu benim için.
Oyunun konusuna gelecek olursak: Bir zamanlar beraber olmuş orta yaşın üzerinde bir adamla genç bir kadının hesaplaşma gecesi diyebiliriz bu oyuna. Tom soğuk bir Londra akşamında elinde bir şişe içkisiyle kadının evine gelir. Son görüşmelerinden beri aradan 3 yıl geçmiştir. Geçmişlerinde 6 yıl süren yasak bir ilişki vardır. Arkalarında yarım bıraktıkları bir hayat, içlerinde de sorulamamış sorular, verilememiş / alınamamış cevaplar, hatta edilememiş küfürler kalmıştır.
Geçen bunca zamandan sonra şimdi birbirlerinin yaşadığı hayatı anlamaya çalışırlar. Hayatta çok başarılı olmuş, çok fazla para kazanmış, hırslı ve kendini beğenmiş Tom, bu basit ve belki de biraz sefil evin içinde, gelir seviyesi ve hayat standardı çok düşük gençlerin gittiği bir okulda öğretmenlik yapan Kyle'ı anlamaya çalışmaktadır. Üstelik aynı Kyle kendisiyle beraber olduğu dönemde onun hayatının tüm imkanlarını kullanmışken. İkisinin de kafasında üç yıl öncesinden kalan, biraz silik de olsa bir Tom ve Kyle hayaletleri vardır ama şimdi karşılaştıkları Tom ve Kyle ne kadar o hayaletlerle örtüşüyordur acaba? Onlar ilişkilerini ve geçen yılları didiklerken, kah birbirlerine doğru akıp kah uzaklaşırken biz de onları yavaş yavaş tanıyoruz. Aslında bu iki kişinin bünyesinde o kadar çok farklı roller var ki. Bir koca olarak Tom, baba olarak Tom, iş adamı Tom, Kyle'ın sevgilisi Tom, Tom'un sevgilisi Kyle, Tom'un karısının çok iyi arkadaşı Kyle, Tom'un çocuklarının çok sevdiği Kyle ablaları. Her bir rolün diğerlerine karşı hissettiği duygular, sorumluluklar, vicdan muhasebeleri.
Gözümüzün önünde o kadar gerçek ve o kadar doğal bir oyun akıyor ki, zaman zaman seyirci olduğunuzu bile unutabiliyorsunuz. Aslında çok ağır bir metin olmasına karşın, sahnedeki oyuncuların ustalıkları ve metnin gücüyle yaklaşık 2 saat süren oyunun ne zaman başlayıp ne zaman bittiğini anlayamıyorsunuz. Ve Tom ile Kyle'ın aralarında öyle bir denge var ki, ikisini de haksız bulmuyorsunuz. Herhangi birine kızmıyorsunuz. Haluk Bilginer gerçekten çok usta bir oyuncu. Onu sahnede seyretmek büyük bir zevk. Karşısında Esra Bezen Bilgin de bir o kadar başarılı. Oynamıyorlar, yaşıyorlar. Ve sahnedeki nefis dekor. İnsanı içeri çağırıyor. O kadar gerçek ve yaşanan bir mekan gibi gözüküyor ki.
Pencere bittikten sonra da kafanızda evirip çevirmeye, bir anını hatırlayıp üzerinde düşünmeye devam ettiğiniz oyunlardan. Sezonun iyi oyunlarından. Listeye ekleyelim derim ben.
Sizlere Not: Sahnelerde neler olduğunu facebook'da entelektüelbaykuşlar isimli sayfamdaki paylaşımlardan takip edebilirsiniz.
Meraklısına Video: Kendi çektiğim selam videosu
Kendime Not: Bizim ekip ben, annem ve müge
Kendime Resim:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder