(Nazimo - Tiyatro)
Metin ve Reji: Aysel Yıldırım, Duygu Dalyanoğlu
Metin ve Reji Danışmanı: Sevilay Saral
Oyuncular: Aysel Yıldırım, Duygu Dalyanoğlu, Elif Karaman, Maral Çankaya, Nihal Albayrak
Işık Uygulama: Zîlan Kaki
Efekt Uygulama: Gülbeyaz Sert
Afiş Tasarımı: Dilek Şenyürek
Grafiker: Ayşe Damla Pinçe
Özgün Müzik ve Düzenleme: Ari Hergel
Dekor ve Işık Tasarımı: Levent Soy, Zîlan Kaki
Aksesuar, Kostüm Tasarım ve Uygulama: Duygu Dalyanoğlu, Elif Karaman, Maral Çankaya, Nilgün Ilgıcıoğlu
Oyunda Ara Dinkjian’ın 1915-2015 / Truth & Hope albümünden parçalar kullanılmıştır.
2 perde 110 dakika
Oyun ermeni kadın yazar, edebiyatçı, aktivist, eğitimci Zabel Yaseyan'ın hayatını anlatıyor. Zabel Yaseyan'ın 1873 yılında Üsküdar'da başlayan yaşam öyküsü 1943 yılında ,Sovyet Rusya'da bir hapishanede sonlanıyor. Biz onunla hapishanedeki sorguları esnasında tanışıyoruz. Sorgu sırasında geri dönüşlerle onun hayatının mihenk taşlarına, aynı zamanda Osmanlı imparatorluğunun bir dönemine, İstanbul'daki ermeni düşün ve edebiyat çevresine, Adana'da yaşanan ermeni katliamından sonra geride kalan yetimler için verdiği mücadeleye, İstanbul'dan kaçmak zorunda kaldığı günlere, Paris'teki hayatına, yazdıklarına tanıklık ediyoruz.
İnce ince, oya gibi işlenmiş bir dönem oyunu izledik. Zabel Yaseyan'ın zamanının çok ötesinde, etkileyici bir hayatı var. Bir kadın olarak, bir azınlık mensubu olarak, bir aydın olarak verdiği mücadele var. Bu mücadeleci kadının hayatından etkilenmemek mümkün değil.
Oyunun ana dekoru sanatçı Dilek Şenyürek tarafından yapılmış orijinal resimlerin bir araya gelmesinden oluşan dev bir pano. Bu büyük panoda ışığın yardımıyla bize çok etkileyici sahneler seyrettirdiler. Kah dekorun parçası oldu, kah da dev bir hayal perdesi olup ardındaki gölge oyunlarına ev sahipliği yaptı.
Oyundaki kostüm ve aksesuarlar dönemin ruhunu çok iyi yansıtmış. Oyunda hüzün de mutluluk da dengeli bir şekilde verilmiş. Hayat gibiydi yani. Kimi zaman hüzünlendik, kimi zaman kızdık, bazen de çok güldük. Oyuncuların hepsi çok başarılıydı. Zabel'i canlandıran Aysel Yıldırım dışında tüm oyuncular birden fazla karaktere büründüler. Aysel Yıldırım Zabel Yaseyan'ın hem gençliğini hem de hapiste olduğu yaşlılık dönemini büyük bir başarıyla canlandırdı. İlave bir makyaj olmaksızın, sadece saçını ve kıyafetini değiştirerek, beden diliyle gözümüzün önünde bir yaşlı oldu, bir genç. İkisinde de bizi inandırdı.
Oyundaki kostüm ve aksesuarlar dönemin ruhunu çok iyi yansıtmış. Oyunda hüzün de mutluluk da dengeli bir şekilde verilmiş. Hayat gibiydi yani. Kimi zaman hüzünlendik, kimi zaman kızdık, bazen de çok güldük. Oyuncuların hepsi çok başarılıydı. Zabel'i canlandıran Aysel Yıldırım dışında tüm oyuncular birden fazla karaktere büründüler. Aysel Yıldırım Zabel Yaseyan'ın hem gençliğini hem de hapiste olduğu yaşlılık dönemini büyük bir başarıyla canlandırdı. İlave bir makyaj olmaksızın, sadece saçını ve kıyafetini değiştirerek, beden diliyle gözümüzün önünde bir yaşlı oldu, bir genç. İkisinde de bizi inandırdı.
Oyunda zaman zaman Ermenice kelimeler, cümleler kullanıldı ki, ben maalesef anlayamadım. Ama Ermenice bilen çok seyirci vardı ve onlar bu repliklere genelde gülerek tepki verdiler. Bu oyundan önce Zabel Yaseyan'ı tanımıyordum. Benim de memleketim olan Üsküdar'da doğmuş, hemşerim diyebileceğim bu çok güçlü ve öncü kadınla tanıştığım için mutlu oldum. Emek emek ortaya çıkarıldığı her dakikasında hissedilen bu güzel oyunu Izlenecek oyunlar listenize eklemenizi tavsiye ederim.
Meraklısına Not: Oyunla ilgili bianet'de yer alan bir yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
Meraklısına bir not daha: Gazete Duvardaki bir röportaja da buradan ulaşabilirsiniz.
Sizlere Not: Sahnelerde neler olduğunu facebook'da entelektüelbaykuşlar isimli sayfamdaki paylaşımlardan takip edebilirsiniz.
Meraklısına Video: Kendi çektiğim selam videosu
Kendime Not: Bizim takım sadece ben.
Kendime Resim: Oyun biletlerim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder