Yazan: Georg Büchner
Çeviren: Haluk Bilginer
Yöneten: Muharrem Özcan
Sahne Tasarım: Özlem Karabay
Işık Tasarım: Kemal Yiğitcan
Koreograf: Orçun Okurgan
Oyuncular:
Woyzeck: Emre Yetim
Marie: Ayça Koptur
Yüzbaşı: Aydın Şentürk
Doktor: Sefa Tantoğlu
Bando Çavuşu: Sinan Arslan
Andres: Yiğit Çakır
Çırak: Dilara Topuklular
Panayırcı: Numan Aydın
Margaret: Hazal İspirli
Oyun atölyesinin bu sezona hazırladığı yeni oyunu Woyzeck sert ve karanlık bir müzikal. Woyzeck Alman ordusunda küçük bir kasabada askerdir. Orduda hem yüzbaşının pis işlerine koşmakta hem de bir doktora deneyinde yardim etmektedir. Daha doğrusu deneyi için kobaylık yapmaktadır. Hayat her yandan onu kuşatmıştır. Ordu, temsil ettiği otorite, birlikte çalıştığı doktor. Tüm bu karmaşanın içinde güvendiği, nefes alabildiği tek yer sevgilisi -oyunun yazıldığı dönemi göz önüne alacak olursak metresi demek daha doğru olabilir- Marie'nin yanıdır ve ondan bir de nikah dışı çocuğu olmuştur. Ama Maerie'nin yanı Woyzeck'in zannettiği kadar güvenli bir yer midir işte orası da artık seyredenler için.
Bence oyunun başrolünde dekor ve kostüm vardı. Oyunun genel atmosferini veren renkler, ışık, kostümler, sahneye hakim olan su ve sesi, Woyzeck'in etrafını sarıp sarmalayan fısıltılar, müzik, Woyzeck'in iç dünyasını o kadar iyi yansıtmış ki. Hatta fazla yansıtmış bile diyebilirim çünkü atmosfer Woyzeck'le birlikte bana da çok fena bastı. Onunla birlikte yer yer ben de boğuluyormuş gibi hissettim. Kostümlerde grinin tonları kullanılmış. Zaten Woyzeck'in hayatında pek renkli bir şey yok gibi. Ve bir de kırmızı, günahın sembolü. Günahın olduğu her yerde kırmızı renk var.
Oyunda Emre Yetim de Woyzek rolünde oldukça başarılı. Kafa karışıklığını, çaresizliğini, an ve an çöküşünü onunla birlikte yaşıyorsunuz. Oyun sahneleme olarak gayet başarılı buldum fakat konusunu sevdiğimi söyleyemeyeceğim.
Son olarak oyunun afişinden de bahsetmek istiyorum. Oyunun aksine aydınlık renklerle hazırlanan afiş gerçekten çok yaratıcı ve oyunu çok iyi anlatıyor.
Enteresan bir şekilde bu sene Tatbikat Sahnesinin oynadığı Woyazeck Masalı da İstanbul'a geldi. O oyunu da merak etmiyor değilim.
Sizlere not: Sahnelerde neler olduğunu facebook'da entelektüelbaykuşlar isimli sayfamızdaki paylaşımlardan takip edebilirsiniz.
Meraklısına Video: Oyun sonunda çektiğim selam videosu
Meraklısına Not: Georg Bünchen kimdir?
Alman yazar 1813 yılında doğmuş ve 1836 yılında, 23 yaşında tifodan ölmüş. Kısacık bir hayat ama bu hayata o kadar çok şey sığdırmış ki, insan inanamıyor. 1831 yılında Strasbourg'da tıp eğitimi alırken daha sonra felsefe ve tarih bölümlerine geçmiş. 1835'de Zürich Üniversitesinde doğa bilimleri doktorasını tamamlamış. Victor Hugo'dan oyunlar çevirmiş. Bir yandan tıp alanında çalışmalarına devam etmiş ve Karşılaştırmalı Anatomi bölümünü kurmuş.
Woyzeck oyunu son yazdığı oyun ve aslında tamamlanmamış, yarım kalmış. Büncher bu oyunu gerçek bir hikayeden esinlenerek yazmış. Tamamlanmamış bir oyun olduğu için de farklı yorumlarda farklı sonlarla bitiriliyormuş.
Bünchen'in bu oyunundan başka Danton'un Ölümü ve Leonce ve Lena isimli iki oyunu daha var. Georg Bünchen'in yaptıklarına bakınca sadece 23 yıl yaşadığına inanmak gerçekten çok güç.
Kendime not: oyuna annemle birlikte gittik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder