Yazan: Halil Babür
Yöneten: Yiğit Sertdemir
Yönetmen Yardımcısı: Gülhan Kadim
Video Klip: Onat Esenman
Şarkı Sözü: William Shakespeare 64. sone (Talat Sait Halman çevirisi)
Beste: Halil Babür
Dekor Kostüm Tasarımı: Ebru Özdemir
Teknik Tasarım: İhsan Dehmen
Efekt Tasarım: Onur Kahraman
Oynayanlar: Alican Yücesoy, Halil Babür, Ayşegül Uraz
- Oyun bizi Çetin'in evine konuk ediyor. Çetin milyonlar tarafından izlenen fantastik bir filmin He-Go isimli süper kahramanıdır. Çocukların sevgilisidir. Yüzü tişörtlerin üstünde, aynı filmdeki gibi "yüreğinizi sökeceğim" diyen oyuncak bebekleri çocukların elindedir. Şimdi evinde yeni rolüne - Hz. Isa - hazırlanmaktadır.
- Yalnız yaşadığı evinde kendisine, eski karısının duvardaki portresi yarenlik etmektedir. Portreyi eski güzel günlerinde Çetin yapmıştır. Steril bir hayat yaşayan Çetin'in dış dünyayla bağlantısı sosyal medya üzerindendir. Ve evet orada var olabilmek onun için çok önemlidir. Hızla 500.000'ine yaklaşan takipçi sayısını artırmak için Saffet'in (duvardaki portre ki kendisi tüm gün Çetin'le her konuda didişmektedir) tüm itiraz ve uyarılarına rağmen 500.000'ci takipçisini evinde ağırlayacağını twitter hesabında duyurur. Çetin'in 500.000'i bir aradayken çok sevdiği, çok heyecan verici bulduğu bu topluluğun içinden herhangi bir kişiyle yaşayacağı sıcak temas acaba aynı şekilde heyecan verici olacak mıdır?
- Ve beş yüz bininci takipçi, yani kazanan belli olur. Sadece 9 takipçisi ve yumurta şeklinde profil resmi olan Ersin, Çetin'in kapısını çalar.
- İşi gücü olmayan ya da ne iş olursa onu yapan, eğitimsiz, sosyal medyayı takip eden, varoş Ersin ve karşısında, uzun zamandır evinde inzivaya çekilmiş gibi yaşayan, egosu yüksek, elit zevkleri olan ve son zamanlarda Hz. isa gibi davranmaya çalışan Çetin. Haliyle enteresan bir karşılaşma oluyor. Ve duvardaki portre Saffet sanki olacakları önceden hissetmişçesine Çetin'i uyarmak için elinden geleni yapıyor. Ama Nafile. (Hastası oldum Saffet'in. Eminim Çetin'i o terk etmiştir ve bence Çetin ondan sonra iflah olmamıştır. Konumuzla alakası yok ama söylemeden edemedim, dedikodu kontenjanından) İlk andan aralarında oluşan o kocaman boşluk kapanabilecek midir, yoksa o boşluk ikisini de içine mi çekecektir? Ayaküstü bir fan görüşmesi en fazla ne kadar sürebilir ki? Sorular, sorular. cevaplar oyunda.
Oyunu Ersin'i canlandıran Halil Babür yazmış. İnanılmaz gerçek karakterler yaratmış. Özellikle de Ersin. Sanki hayatın içinde, bir yerlerde yaşayan gerçek Ersin'in (adı artık her neyse) fotokopisini çekmiş ve bu oyuna yerleştirmiş. Ve Çetin. Ersin'le birlikte yaşadığı değişim. Her iki karakter de büyük bir başarıyla canlandırılmış. Ama Ersin acayip iyiydi. Ve bütün gece duvardaki bir çerçevenin içinden sadece vücudunun üst kısmıyla oynayan Ayşegül Uraz harikaydı.
- Oyun, sosyal medya ve birey ilişkisini sorguluyor. Sosyal medyada hayatlarımızı ya da düşüncelerimizi açtığımız o insanlar aslında kim? Gerçek hayatta karşılaşma şansımız olsa, o insana karşı ne hissederdik, sever miydik, tahammül edebilir miydik hele de elimizin altında bir engelle düğmesi yokken. Oyun olabilecek ihtimallerden bir tanesini anlatıyor bize.
Bu nefis oyunu mutlaka seyredin, kaçırmayın. Halil Babür'ü geç tanımış olmanın üzüntüsünü yaşıyorum. Artık takipteyim.
Sizlere not: Sahnelerde neler oluyor facebook'da entelektüelbaykuşlar isimli sayfamdaki paylaşımlardan takip edebilirsiniz. Instagram'da ebru_tarm adresindeyim.
Meraklısına Video: Oyun esnasında duvardaki perdede sürekli dönen Alican Yücesoyvideosu. Sözler Shakesepeare, beste yine Halil Babür.
Meraklısına Video: Kendi çektiğim selam videosu
Kendime Not: Bizim ekip ben ve Müge
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder